At ile ilgili atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 2
Beyaz ve uzun saçlı güzel bir at
At
İçinde "at" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • At, adımına göre değil, adamına göre yürür: Bir işin yürüyüşü işbaşındakinin bilgisine, çabasına, tutumuna göre değişir.
  • At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin: "Her işin bir zamanı vardır, alınacak şeyler iyi değerlendirilmelidir" anlamında bir söz.
  • At arıklıkla, yiğit gariplikle: İnsanı yetiştiren, olgunlaştıran ve pişiren yalnızlık, yoksulluk ve kötü yaşam koşullarıdır.
  • At at oluncaya kadar sahibi mat olur: Bir çocuk, bir çırak vb. yetiştirebilmek için çok para, emek harcanır, üstelik sonuçta yetiştiren kimse de her bakımdan yorulur, yıpranır.
  • At, avrat, pusat başkasına emanet edilmez: At, avrat (eş), pusat (kılıç, silah) gibi insanın canı ve hayatı ile ilgili şeyler başkasına emanet bırakılamaz. Bununla Türk toplumunun hanımına, atına ve silahına verdiği değer anlatılır.
  • At beslenirken, kız istenirken: Her şeyin işe yarayacağı belirli bir zaman vardır, dolayısıyla onları kullanırken bu zamanı iyi kollamak gerekir.
  • At binene, kürk giyene yakışır: Bir kişinin kendisine uygun olmayan bir şeyi kullanmasının veya yapmasının garip veya uygunsuz olduğunu ifade eder.
  • At binenin kılıç kuşananın:
    1. Her şey onu gerektiği gibi kullanmasını, ondan yararlanmasını bilene yakışır, böyle kimselerin hakkıdır.
    2. Bir alet ve araç, kullanmasını bilene yakışır, onun elinde değer kazanır.
  • At binicisine göre eşinir (kişner): İnsanlar, başlarındaki kimsenin etkisi altında kalır, ona göre davranırlar.
  • At binicisini tanır (bilir): Bir kimse, yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmalarını ona göre yürütür.
  • At binicisini kadın erkeğini tanır: Bir insanı gerçekten anlayan ve tanıyanlar onunla birlikte zaman geçiren ve ilişki kuranlardır.
  • At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz: Bir işi başarabilmek için gerekli olan koşullar her zaman eksiksiz olarak ele geçmez.
  • At görür aksar, su görür susar: Gördüğü her şeyle ilgilenen, kendisine gerekli olmasa bile onu edinmek isteyenler için kullanılır.
  • At ile avrat yiğidin bahtına: Kişinin satın aldığı attan ve evlendiği kadından memnun kalıp kalmayacağı önceden kestirilemez, her ikisi de talihine kalmıştır.
  • At ile yola giden eşeğin vay haline: Hızlı-yavaş, güçlü-güçsüz gibi birbiriyle uyumsuz bir şekilde hareket etmek veya uyumsuz bir ikili oluşturmak durumlarında söylenir.
  • At kaçmaz, et kaçar: Atın iyi koşması için iyi beslenmiş olması gerek.
  • At koşar, ikbal geçer: Bazen kazanmak için güce değil şansa ihtiyaç vardır.
  • At olacak tay yürüyüşünden belli olur: Bir bireyin veya şeyin potansiyeli, genç yaşlarından itibaren anlaşılabilir.
  • At olur meydan olmaz, meydan olur at olmaz: Gerekli koşullar her zaman bir arada bulunmaz.
  • At ölür, itlere bayram olur: Önemli bir insanın ölümü ya da görevden ayrılması, kimi zaman niteliksiz kimselerin işine yarar.
  • At ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şanı (namı) kalır: (atasözünün anlamı) Kişi yaşarken iyi ve olumlu işler yapmalı, ardında iyi bir ad bırakmaya çalışmalıdır.
  • At pazarında eşek anırmaz: Soylu kimselerin arasında, kendini bilmez soysuz kimseler söz sahibi olamazlar.
  • At var meydan yok: Yapacak güç var ancak kullanma imkânı yok.
  • At ver hasım ol, kız ver hısım ol (At ver hısım ol, kız ver hasım ol): At vermenin veya kız vermenin ardından genellikle ilişkilerde sorunlar çıkabileceğini, insanların birbirine düşman veya akraba olabileceğini ifade eder.
  • At yedi günde, it yediği günde (belli olur, semirir): Değerli kişilikler zamanla gelişir, kısa zamanda beliren kişilikler gerçek değer taşımayanlardır.
  • At yiğidin yoldaşıdır:
    1. Bir insanın atı daima onun yanındadır ve zor anlarında ona yardım eder.
    2. Yardımcılar olmadan başarı olanaksızdır.
  • Ata arpa, yiğide pilav: Bir canlının gücü, gelişmesine yarayan şeyle artar.
  • Ata bakma dona bak, içindeki cana bak: İnsanların birbirini sadece dış görünüşlerine göre değil, iç dünyalarına ve karakterlerine göre değerlendirmesi gerektiğini ifade eder.
  • Ata binen nalını mıhını arar: Kişi, kullanacağı şeyin ayrıntılarını da hesaplamalı, eksik bir şeyi kalmamasına özen göstermelidir.
  • Ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma: Her durumda, sana yardım edecek güçlere ve şeylere gereken saygıyı, özeni, ilgiyi göster.
  • Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp: Bir işe başlamanın zor olduğunu, ancak bir kere başladıktan sonra geri adım atmanın veya vazgeçmenin daha da zor ve utanç verici olduğunu ifade eder.
  • Ata da soy gerek, ite de: Ne olursa olsun, bütün yaratıkların soylusu üstün niteliklidir.
  • Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli: Bir şeye yeterince özen gösterdikten sonra, onu kullanırken bir terslik çıkmasından korkmaya gerek yoktur.
  • Ata eyer gerek, eyere er gerek: Bir işten istenilen verimi elde edebilmek için, gerekleri yerine getirilmeli ve koşullar iyi değerlendirilmelidir.
  • Ata vurma, arpaya vur: Atı sadece kamçılayarak istenen gücün alınamayacağını, atın gücünün arpayla beslenmesine dayalı olduğunu, bundan yola çıkarak da insanların hedeflerine ulaşmak için doğru stratejiyi izlemesi gerektiğini anlatır.
  • Atı atası ile, katırı anası ile:
    1. Soylu kişiden zarar gelmez, soysuz kişiden korkulur.
    2. İyi kişi temiz, kötü kişi aşağılık, karışık soyuyla tanınır, anılır.
  • Atım tepmez, itim kapmaz deme: En güvenilen ya da bağlı kişiler bile, gün gelir, incitici olabilirler.
  • Atımı beğenmeyenin eşeği olsa, bana kel diyenin perçemi olsa: Birinin başka birine haksız yere eleştiri yaptığında veya kendi kusurlarını görmeyip başkalarını suçladığında söylenen bir atasözü.
  • Atımın anlı sakar, lakabını ele takar: İnsanların kusurları, diğer insanlar tarafından kolayca fark edilir ve bu kusurlarla anılırlar.
  • Atın ardında, kadının önünde gitme: Bu atasözü toplumdaki cinsiyet rollerine atıfta bulunur ve kadının erkeğin arkasında değil, onun yanında yer alması gerektiğini ima eder. Geleneksel olarak, erkeklerin liderlik rollerini üstlendiği ve kadınların onlara destek olduğu bir düzeni ifade eder. (?)
  • Atın bahtsızı arabaya düşer: Değerli ama şanssız kimseler, kişiliklerine yakışmayan ağır ve aşağılık işlerde kullanılırlar.
  • Atın dorusu, yiğidin delisi: Atın doru renkli olanı, kişinin gözünü budaktan sakınmayanı beğenilir.
  • Atın iyisi arkadan gelmez: Bir şeyin ya da birinin en iyi olması durumunda, onun kendiliğinden belirgin olacağını ve tanıtılmasına ihtiyaç olmadığını ifade eder.
  • Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler: İnsanların veya nesnelerin en iyilerinin genellikle olağanüstü veya sıra dışı niteliklere sahip olduğu, dolayısıyla onların normal standartların dışında olduğu düşüncesini yansıtır.
  • Atın erkeği, sözün dişisi yarar: Her şeyin kendine özgü bir amacı ve değeri olduğunu vurgular.
  • Atın kulağını kesin yine attır, domuzun kuyruğunu kesin yine domuzdur: Bir şeyin ya da birinin temel doğasının değişmeyeceğini, dışsal müdahalelerin veya değişikliklerin asıl özü değiştirmeyeceğini vurgular.
  • Atın ölümü arpadan olsun: Zarar verecek ölüde aşırısına kaçıldığı halde, sevilen bir şeyden vazgeçilemediği zaman söylenir: Açın ölümü çorbadan, atın ölümü arpadan olsun.
  • Atın ölüsü, beygirin dirisi: Bir işin gereksinimlerine bağlı olarak doğru araçlardan faydalanılması gerektiğini ifade eder (?).
  • Atın tepmezi, itin kapmazı olmaz: Size çok bağlı olan kimseler bile zaman gelir sizi incitebilirler.
  • Atın ürkeği, yiğidin korkağı: İnsan ne kadar kendine güvenirse güvensin yine de uyanık olmalı, tetikte bulunmalıdır.
  • Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı: Elde bulunan olanaklardan zamanında ve gereğince yararlanmak gerekir.
  • Atına bakan ardına bakmaz: Görevini iyi yapan, aracını iyi koruyup kullanan, önlemlerini zamanında alan kişi, kötü duruma düşmekten kurtulur.
  • Atını sağlam kazığa bağla da, ondan sonra Allah'a ısmarla: Bir kişinin her türlü önlemi alması ve ardından geri kalanını kaderine bırakması gerektiğini öğütler.
  • Atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz: İnsanlar büyüklerin yanında hadlerini bilmelidir.
  • Atlar tepişir, arada eşekler ezilir: Büyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür, olan onlara olur.
  • Atlı, itli sığmış, bir çocuk sığmamış: Önemsiz şeylere yer bulunurken, gerçekten önemli olanlara yer bulunamaması durumunu ifade eder.
  • Atlı kaçar, kaçar; yaya arkasına ne düşer: Büyük işlere, bunu başaracak gücü olanlar girişir. Olanakları bulunmayanlar böyle işlere niçin girişirler?
  • Atlı ile yayanın yoldaşlığı olmaz: Farklı yeteneklere veya hızlara sahip insanların birlikte çalışırken veya birlikte seyahat ederken zorluklar yaşayabileceklerini vurgular ve insanlar arasında uyum ve koordinasyon önemini ifade eder.
  • Atlıya saat olmaz: Elinde bol imkânlar olan kimse, uzun bir süre içinde yapılabilecek işi çok kısa bir zamanda yapabilir.
  • Atlıya selam kelam, eşekliye sonra gine gelem: Toplumda saygınlığı yüksek olan kişilere öncelik verilirken, daha az saygın görülenlere daha az önem verilir.
  • Atta, avratta uğur vardır: İnanışa göre, at ve evlenilen kadın eve uğur getirir.
  • Atta karın (alın), yiğitte burun: İyi koşan atın karnı, yiğit erkeğin burnu büyük olur.
  • Attan düşen yine atlanır: Zor günler geçiren kimse umudunu yitirmeyip gayret ederse bu sıkıntıyı atlatıp tekrar eski haline kavuşabilir.
  • Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek:
    1. Önemsiz gibi görünen bir hata veya dikkatsizlik, beklenmedik ve ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, küçük detaylara dikkat etmek ve dikkatsizlikten kaçınmak önemlidir.
    2. Soylu (uğurlu) kimse yüzünden başımıza gelen felaketi çabuk atlatırız, soysuz (uğursuz) kimsenin yol açtığı felaket kolay kolay atlatılmaz.
  • Attan indi eşeğe bindi: Bir kişinin durumunun daha kötü bir hale geldiğini, önceki iyi konumunu kaybettiğini ifade eder.
  • Attan kalanı öküze dökerler: Bir işin veya ürünün en iyi kısmının kullanıldıktan sonra geriye kalanın daha az değerli bir amaç için kullanılmasını anlatır. Genellikle bir şeyin başlangıçtaki değerinin zamanla azalmasını veya düşmesini ifade eder. (?)
  • Atlıya saat olmaz: Bol ve geniş olanakları bulunan kimse, uzun süre gerektiren işleri, kısa zamanda yapıverir.
  • Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır: Görmemiş kişi, rastlantı sonucu layık olmadığı bir duruma kavuşursa bu durum kendisinin hakkıymış gibi aptalca böbürlenir.
  • Adı ata bindi, ayağı yerde gezer:
    1. Bir kişi veya nesnenin dışarıdan etkileyici görünebileceğini, ancak içerik veya yetkinlik açısından yetersiz olabileceğini ifade eder.
    2. Birinin unvanının bir konum veya pozisyonla uyumlu olmadığını veya o konumun gerektirdiği vasıflara sahip olmadığını anlatır.
  • Aç at yol almaz, aç it av almaz: İş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız.
  • Ağanın gözü ata tımardır: İş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider.
  • Akıl bir attır, dizgini arifin elinde gerek: Akıl ve bilgeliğin önemini, ancak bu gücün doğru şekilde kullanılabilmesi için bilge bir rehberliğin gerekliliğini anlatır.
  • Alma alı, sat yağızı, bin doruya, besle kırı: Biniciler doru ve kır donlu atları, sarı, al ve yağız renkli olanlardan daha üstün sayarlar, o nedenle at alırken seçimi ona göre yapmak gerekir.
  • Arık ata kuyruğu da yüktür: Güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir.
  • Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez: Bir kişinin verimli olarak iş görmesi, onun geçiminin sağlanmasına bağlıdır.
  • Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir: Güçlü kimsenin korkutucu sözleri, güçsüzü kıpırdayamayacak duruma getirir.
  • Bahşiş (beleş) atın dişine (yaşına) bakılmaz: Para verilmeden sağlanan bir şeyin ufak tefek kusurları hoş görülmelidir.
  • Bin atın varsa inişte in, bir atın varsa yokuşta bin: İnsanlara sahip oldukları varlıkları doğru bir şekilde kullanmalarını öğütler. Özellikle zorluklarla karşılaşıldığında, sahip olunan kaynakların, deneyimlerin veya yardımcıların en iyi şekilde kullanılması gerektiğini, feraha erişildiğinde de gereksiz yere kullanılmamasını vurgular.
  • Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır: Herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir.
  • Bir sürçen atın başı kesilmez: Şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kişi bir kez yanlış iş yaptığında kendisine hemen ağır ceza verilmemelidir.
  • Boş torba ile at tutulmaz: Çıkar veya karşılık gösterilmeden bir kimse bir yere bağlanmaz.
  • Canı yanan eşek attan yürük olur: Zarara veya kötülüğe uğrayan kimse acısını çıkarmak için aşırı çaba harcar.
  • Çok arpa, atı çatlatır: Aşırıya kaçmanın veya fazlanın zararlı olabileceğini, ölçülü olmanın önemini vurgular. İnsanların sahip oldukları kaynakları veya imkanları doğru bir şekilde kullanmalarını, gereksiz tüketimden kaçınmalarını önerir.
  • Dereyi (çayı, ırmağı) geçerken at değiştirilmez: Bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır.
  • Dokuz at bir kazığa bağlanmaz: Bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden getirilmemelidir, bunlar anlaşamaz ve birbirlerine düşerler.
  • Dost dostun eyerlenmiş atıdır: Gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır.
  • Düğün arpasıyla at tavlanmaz: Bir durumun veya kaynağın uygun olmayan bir şekilde kullanılmasının yanlış sonuçlara yol açabileceğini vurgular.
  • Eğreti (emanet) ata binen tez iner: Ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez.
  • Eşek at olmaz, ciğer et olmaz: Soysuz kişi soylu olmaz, bayağı şey üstün nitelik kazanmaz.
  • Evde atı olan dağda yorulmaz: Kişinin sahip olduğu olanaklara bağlı olarak yaşamının daha kolay olabileceğini ifade eder.
  • Fukaranın tavuğu, zenginin atı kıymetli olur: Yoksul geçimini, varlıklı keyfini düşünür.
  • Gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş: Kesin sonuç alınmadan hiçbir işe olup bitti gözüyle bakılmaz.
  • Gem almayan atın ölümü yakındır: Söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür.
  • Gemsiz ata, dizgin olmaz: Bir şeyin gerektiği gibi işlemesi için gerekli olan sıralı temel bileşenlerin veya niteliklerin eksikliğini vurgular.
  • Genç beyle, küheylan atla geçinmek güç: Hem gençliğin getirdiği deneyimsizlik ve hatalarla hem de hızlı, güçlü ve belki de inatçı bir karakterle başa çıkmanın zorluğunu vurgular. Dolayısıyla, hem genç bir insanla hem de hızlı bir atla etkileşimde bulunmanın veya işbirliği yapmanın zorluklarını anlatır.
  • İki at bir kazığa bağlanmaz: Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
  • İnsan ayaktan at tırnaktan kapar: Birçok hastalık insana ayağını üşütmesi, ata da tırnağı yoluyla gelir.
  • İnsanın söz anlamazı, atın gem almazı: İnsanların ve hayvanların bazen kendi başlarına hareket etmek istedikleri veya dış müdahalelere karşı direnç gösterdikleri durumları anlatır. Özellikle uyaranlara dikkat etmeyen, öğütleri dinlemeyen veya kontrol edilemeyen kişiler veya hayvanlar için kullanılır.
  • Katıra 'baban kim?' demişler, 'dayım at' demiş: Aşağılık duygusu içinde bulunan kişi, kendisini olduğu gibi göstermeye utanır da kötü yönünü gizler, sadece iyi yönüyle övünür.
  • Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan: Kişi arkadaşlık ettiği kimseden etkilenir.
  • Kırk yaşındaki eşek, iki yaşındaki ata arpa taşır: Tecrübe ve olgunluğun gençlik ve toyluk karşısında göz ardı edildiği durumları eleştirmek için kullanılır. Ayrıca, toplumdaki yaşlı bireylerin gençlerin ihtiyaçlarına hizmet etmek zorunda kalmasının ironisini de vurgular.
  • Kırkından sonra at olup da kuyruk mu sallayacak: Vakti geçmiş, artık işe yaramayacak durumda.
  • Köpeğe gem vurma, kendini at sanır: Kendisine değeri varmış gibi davranılan değersiz kişi, gerçekten değeri bulunduğuna inanır.
  • Küheylan at, çul içinde de bellidir: Cevherli insan, kılık kıyafeti düzgün olmasa da değerini yitirmez.
  • Ortak atın beli kırık olur:
    1. Bir mal veya mülk birden fazla kişi tarafından paylaşıldığında, bu kişilerin mülke göstereceği özen ve sorumluluk genellikle azalır ve mülk zarar görür.
    2. Birden fazla kişinin sorumluluğunu paylaştığı durumlarda işlerin sıklıkla düzgün yürümediğini veya ihmal edildiğini ifade eder.
  • Ölmüş at arar, nalını sökmeye: Hiç olmayacak durumda bile çıkarcı davranan kişileri anlatır.
  • Rahvan at kendini yorar: Bir işi işgüzarlık ederek veya gereksiz yere üstünde durarak uzatanın zararı kendisine olur.
  • Sen dede ben dede, bu atı kim tımar ede (Sen zot ben zot, ata kim vere ot): Herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saymazsa ortadaki işi kim yapar?
  • Tay yetişmedikçe ata paha biçilmez: İş gören bir şeyin yerine yenisi alınmadığı sürece eskisinin değeri ölçülemez.
  • Yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat: Komşun kötü ise başka bir yere göç, eşin geçimsizse ayrıl, atın azgınsa sat, kurtul.
  • Yaşı at pazarında sorarlar: Akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir.
  • Yavuz at, meydanda belli olur: İnsanların zor zamanlarda gerçek doğalarının ortaya çıktığını ve güçlü karakterin, kararlılık ve beceri gibi özelliklerin bu tür durumlarda belirginleştiğini vurgular.
  • Yavuz at, sahibini yabanda bırakmaz: Bir kişinin dost veya ortağının, onu zor durumda bırakmayacağına olan güveni ifade etmek için kullanılır. Güvenilirlik ve sadakat konularında genel bir prensibi temsil eder.
  • Yavuz at, yemini kendi artırır: Becerikli ve çalışkan kişilerin kendi fırsatlarını yaratabilecek ve başarılarıyla kendilerini ödüllendirilecek kapasiteye sahip olduğunu belirtir.
  • Yiğit yiğide at bağışlar: Aynı yolun yolcuları birbirleri için her tür özveriyi gösterirler, gerektiğinde en değerli varlıklarını bile birbirlerinin yararına sunarak yardımlaşmaktan kaçınmazlar.
  • Yoksul âlâ ata binse selam almaz: Yoksul kimse geçici olarak bile iyi bir duruma gelse herkese yüksekten bakar, kimseye selam bile vermez olur.
  • Yularsız ata binilmez: Kurallara bağlı olmayan işin başına geçmek doğru değildir.
  • Yumuşak huylu atın çiftesi pek olur (Yavaş atın tekmesi yavuz olur): Yumuşak huylu kimseler öfkelendiklerinde aşırı davranışlarda bulunurlar.
  • Yürük at kamçı değdirmez (istemez) (Yürük ata kamçı olmaz): İşini ivedilik ve yeterlilikle yapan kişiyi sıkıştırmak gerekmez.
  • Yürük at yemini artırır: Bir işte üstün çaba gösterenler, o ölçüde bir karşılık görürler.
  • Yürük ata paha olmaz: İşini ivedilik ve yeterlilikle başaran kimsenin değeri çok büyüktür.
  • Yürük atın tersi seyrek düşer (Hızlı giden atın *oku seyrek düşer): Bir şeyin hızı veya temposu arttıkça, bazı detaylar veya gereklilikler üzerinde eksiklikler ve hatalar olabileceğini vurgular.


Bakınız At ile ilgili deyimler.
( 2 soru/yorum )

Soru ve Yorumlar: 2


Hilal:
Hepsi çok güzel teşekkürler
31/3/18 16:11
Anonim:
Teşekkür ederim Sayın siZ
2/4/19 20:31