Az ne demektir? Az ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Sayı, nicelik ya da nitelik bakımından küçük, çok karşıtı: Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur. (Atasözü)
  2. Alışılmış olandan, umulandan ya da gerekenden eksik: Kahveyi az şekerli içer. Hani az para ile de geçinilmiyor bu zamanda. (N. Ataç)


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "az" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Az buçuk: (teklifsiz konuşmada) Biraz: İspati kızı ile maceralarına yukarıda az buçuk dokunduk. (H. Taner)
  • Az bulmak: Azımsamak, daha fazlasını istemek.
  • Az buz değil: (deyiminin anlamı) Azımsanacak derecede olmayan şeyler için söylenir.
  • Az çok: Bir parça, oldukça, hayli.
  • Az çok dememek: Olanla yetinmek, azına çoğuna bakmamak.
  • Az daha: 1. Neredeyse. → Az kaldı. 2. Biraz daha fazla: Biz o zamanlar delikanlıyız, senden az daha kabacayız... (A. Nesin)
  • Az değil!: Birinin herhangi bir bakımda göründüğü gibi olmadığını anlatmak için kullanılır: Sen de az değilsin. Kulak kesiliyorsun, ama ilgilenmiyor gibi de yapıyorsun. (F. İ. Akıncı)
  • Az gelmek: Miktarı yetmemek.
  • Az görmek:
    1. Umduğundan eksik bulmak.
    2. Azımsamak.
  • Az günün adamı olmamak: Çok yaşamış, çok görmüş olmak.
  • Az kaldı (az kalsın): Bir işin olmasına az kalmışken olmadığını anlatır: Az kaldı çiğneyecekti!
  • Az yede kendine bir uşak tut: Ben sana iş göremem anlamında kullanılır.
  • Aza kanaat etmek: Fazla olmayan şeylerle yetinmek, geçinmek.
  • Azı çoğa saymak: Verilen bir armağandan az da olsa hoşnut olmak.


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "az" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Az ateş çok odunu yakar: Küçük bir tehlike, elverişli bir ortam bulunca, büyüyerek önüne geçilmez bir durum alır.
  • Az el aş kotarır, çok el iş kotarır (Az eli aşta gör, çok eli işte gör): Bir iş, niteliğine uygun sayıda kişiyle yapılırsa verimli olur.
  • Az kaz, uz kaz, boyunca kaz: (atasözünün anlamı) Birisi için kazdığın kuyuya kendin de düşebilirsin, onun için dikkatli ol.
  • Az söyle, çok dinle: Kişi az konuşursa hem çevresindekileri rahatsız etmemiş hem de daha az yanılmış olur.
  • Az tamah çok ziyan getirir: Hırslı ve pinti insan her işte zararlı çıkar.
  • Az veren candan, çok veren maldan: Varlıksız kimse, yardım olarak az şey verebilir, bu bir özveridir. Varlıklı kimse çok şey verebilir. Bu ise özveri sayılmaz.
  • Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur: Bir şeyin azıda, çoğuda zararlıdır.
  • Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz: Küçük şeylerle yetinmeyenler, büyük şeyleri elde edemezler.
  • Aza sormuşlar nereye, çoğun yanına demiş: "Küçük kazançlar bile hep varlıklı kişilere düşer, onların kazançlarına eklenir" anlamında kullanılır.
  • Azı bilmeyen çoğu hiç bilmez: → Biri bilmeyen bini hiç bilmez.
( 0 soru/yorum )