Borç nedir? Borçlu ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Büyük ve ağır borç sözcüğünü kaldırmaya çalışan bir insan
Borç
  1. Birine karşı bir şeyi yerine getirmek, bir işi yüklenmek gerekliliği: Çocukları yetiştirmek ana ve babanın borcudur. Boynumun borcu olsun.
  2. Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey, verecek: Borçlar, bölük pörçük olduğundan, herkese azar azar verebiliyorum. (K. Tahir)
  3. Ödünç: Borç vermek. Borç almak.


İlgili birleşik kelime ve fiiller


  • Borç almak: Birinden, daha sonra ödemek üzere para almak.
  • Borç bakiyesi: Borcun bir bölümünün ödenmesinden sonra kalan borç.
  • Borç etmek (yapmak): Borçlanmak.
  • Borca almak: Veresiye almak.
  • Borca batmak: Çok borçlu olmak.
  • Borca girmek: Borçlanmak, borç almak.
  • Borcunu kapatmak: Borcunu ödemek.
  • Borç vermek: Birine, daha sonra geri ödemek kaydıyla para vermek.
  • Borçlu:
    1. Borcu, vereceği olan: Borçlular bir yığın güçlük çıkarıyor. (A. H. Tanpınar)
    2. (mecazi) Bir yüküm altına girmiş bulunan: Size, yardımlarınızdan dolayı borçluyum.
    3. Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan: İlk termometreyi Galileo'ya borçluyuz.


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "borç" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Borç altına girmek: Borçlanmak, bir borcun sorumluluğunu yüklenmek.
  • Borç benim, kasavet senin mi?: (deyiminin anlamı) Borcunu düşünmek borcu olana düşer, sen niçin tasalanıyorsun?
  • Borç (ödev) bilmek (saymak): Bir şey yapmayı, kendisi için yerine getirilmesi zorunlu bir iş olarak görmek.
  • Borç bini aşmak: Borcu pek çok olmak.
  • Borç gırtlağa dayanmak (çıkmak): Pek çok borçlanmış olmak.
  • Borç harç: Ne yapıp edip parasını sağlamak, bulmak: Borç harç bir ev yaptık sonunda.
  • Borç yemek: Borçla geçinmek.
  • Borçsuz harçsız: Hiç borç yapmaksızın.


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "borç" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Borç iyi güne kalmaz: Borcu ilk fırsatta ödemek gerekir. Ertelenen borç daha da büyür, daha büyük üzüntülere yol açar ve dar bir günde kapıya dayanır.
  • Borç ödenir, kira ödenmez: (atasözünün anlamı) Kiracılıktan kurtulup borçla da olsa bir ev edinmenin iyi olduğunu anlatır.
  • Borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır: İnsan borçtan da dertten de çabuk sıyrılmalı.
  • Borç vermekle, düşman vurmakla: Borç vermekle, düşman vurmakla tüketilir, yok edilir.
  • Borç vermekle, yol yürümekle tükenir: Birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek uzun bir yol da yürüye yürüye bitirilir.
  • Borç yiğidin kamçısıdır: Borç, kişiyi, borcunu ödeyebilmesi için daha çok çalışmaya zorlar.
  • Borç yiyen kesesinden yer: Borçla yaşayan ve borca güvenen, bir gün borçlarını ödeyeceğini unutmamalıdır.
  • Borçlu ölmez, benzi sararır: Borç kişiyi öldürmez ama hasta edecek denli üzer. Halk dilinde şaka yollu avutma sözü olarak da kullanılır.
  • Borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar): Borç almak istemeyen kişi, durumuna uygun yaşamalı, tutumlu davranmalı, savurganlıktan kaçınmalıdır.
  • Borcun yoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol: Tanıklık boş oturanların, kefillik borcu olmayan, parası çok kimselerin işidir.
  • Borçlunun dili kısa gerek: Borçlu, alacaklısına karşı ileri konuşmamak, aşağıdan almak zorundadır.
  • Borçlunun duacısı alacaklıdır: Borçlunun ölmemesi ve para kazanıp borcunu ödemesi için en çok dua eden alacaklısıdır.
  • Borçlunun yalımı alçak olur: Borçlu, özellikle, alacaklısı karşısında ezik ve suskundur.
  • Borçsuz çoban, yoksul beyden yeğdir: Borcu olmadan sade bir yaşam sürmek bile büyük mutluluktur.
( 0 soru/yorum )