Eşek nedir ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 2
Yeşillik üzerindeki bir yolda sağ ön ayağını kaldırmış bir eşek
Eşek
  1. (zooloji) Tek parmaklıların atgiller familyasından, attan küçük, uzun kulaklı binek ve yük hayvanı. Merkep eş anlamı.
  2. (mecazi) Kaba ve yeteneksiz (kimse).


  • Eşek gibi: Kaba, düşüncesiz.
  • Eşek sıpası: Çocuk yaşta ya da ilk gençlik döneminde olan birisi için kaba olarak sövgü: Eşek sıpası, diye yattığı yerden kızdı babam. Kimi durumlarda da sevgi sözü olarak kullanılır: "Güzel anlattın eşek sıpası" dedi Bozkız.


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "eşek" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Eşek başı mı (mıyım, mısın)?: Yetkili olan o (ben, sen) olduğu halde niye ona (bana, sana) danışılmıyor, başvurulmuyor? "Niçin hesaba katılmıyorum, dikkate alınmıyorum?" anlamında çıkışma sözü: Hiç değilse bilezikleri vermeden önce bana bir sorsaydın. Evde telefon var. Arayıp sorabilirdin. Ben eşek başı mıyım?.. (S. S. Pınar)
  • Eşek büyüdü, semer küçüldü: (Çocuk için) Elbiseleri dar ve kısa gelmeye başladı.
  • Eşek cenneti: (argo) Öbür dünya: "Ciddi olduğumuzu anlaması için önce oğlanı gönderelim eşek cennetine," diye bağırdı. (M. Mollaosmanoğlu)
  • Eşek cilvesi: Naz yapayım derken kaba davranışlar yapma, kabaca kırıtma: Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış. (Atasözü)
  • Eşek derisi gibiYüzü (suratı) eşek derisi.
  • Eşek inadı: Söylediğinden, tutumundan kesinlikle dönmeme, ne olursa olsun, kendi bildiğinde diretme: ... çok aksidir. "Yooo" dedi mi bir daha "hee" dedirttiremezsin. Onda eşek inadı vardır. Hatır işi pek bilmez. (M. Adıbeş)
  • Eşek kadar olmak: (Kendisine kızılan çocuk için) Artık her şeye aklı erecek kadar büyümüş olmakla birlikte bir türlü akıllanmamak: Eşek kadar oldun, hala çizgi film izliyorsun. (E. Erdoğan)
  • Eşek kafalı: Kalın kafalı, anlayışsız, kavrayışsız: Eşek kafalı! Sen ne anlarsın duygusal sözlerden, ben de sana olan özlemimi ve duygularımı anlatıyorum... (İ. İ. Turan)
  • Eşek kuyruğu gibi ne uzar ne kısalır: Geliri, işi, durumu hiçbir gelişme göstermez, görevinde hiçbir ilerleme olmaz, şimdiye dek nasıl geldiyse öyle sürüp gider.
  • Eşek sudan gelinceye kadar dövmek: Uzun süre, adam akıllı dövmek: ... eşek sudan gelinceye kadar dövüp kemiklerimi bir bir kırdıktan sonra, şaşkınlıktan kalakalan Fîrûz Ağamı ensesinden yakalayıp burnunu yere sürte sürte kedi gibi miyavlattı... (M. Anıl)
  • Eşek şakası: Ağır, incitici, korkutucu şaka: ... kahkahalar, çığlıklar atıyor ve ilkel sesler çıkarıyorlardı. Yaptıkları şaka eşek şakası değil, düpedüz ayı şakasıydı. (A. Nesin)
  • Eşeğe binmeden ayaklarını sallamak: Bir işin daha başındayken olmuş bitmiş gibi sevinmeye başlamak.
  • Eşeğe ters bindirmek: (Birini) Herkese maskara edecek duruma sokmak: ... eşeğe ters bindirip köy köy dolaştırırlar. Ne itibar kalır, ne gurur, ne de izzetinefis. (M. Savaş)
  • Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek (veya koymak): Birinin farkında olmadığı karlı bir düşünceyi birinin aklına sokmak: Eşeğin aklına karpuz kabuğunu düşürmüş yani yoksul köylülerin gözlerini açmıştı. (R. Çiftlikçi)
  • Eşeğini sağlam kazığa bağlamak: İşini sağlama bağlamak, güvence altına almak: Eşeğini sağlam kazığa bağlayacaksın. Kumara yatmakla olur mu? Zar atmakla istikbal mi kurtarılırmış? (İlgili cümle kaynağı: A. Ağaoğlu)
  • Eşekten düşmüş karpuza dönmek:
    1. Çok şaşırmak, hayrete düşmek: Eşekten düşmüş karpuza dönmüş, neye uğradıklarını anlayamamışlardı. (M. Başaran)
    2. Kötü bir duruma düşmek.


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "eşek" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Eşek bile düştüğü yere bir daha düşmez: En aptal kişi bile başına gelenlerden ders alıp aynı hataya tekrar düşmez.
  • Eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz: Bir kimse bir zorlukla karşılaştığında en çok çaba göstermesi gereken yine kendisi olur.
  • Eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer, tanesini bırakır): Bilgisiz, görgüsüz kimse, ince, güzel şeylerin tadına varamaz, değerini ölçemez, küçümser.
  • Eşek kocamakla (eskimekle) tavla başı olmaz: Anlayışsız, yetersiz kişi, ne kadar yaşlanırsa yaşlansın baş olacak olgunluğa ulaşamaz.
  • Eşek kulağı kesilmekle küheylan olmaz: Değersiz bir şeyin biçimi değiştirilmekle özü değiştirilmiş, daha değerli bir varlık durumuna getirilmiş olamaz.
  • Eşek küçüktür ama dokuz deveyi yeder: Vücutça daha küçük ama biraz aklı olan biri vücutça gösterişli ama kendine göre daha az akıllı nicelerine kılavuzluk eder.
  • Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir: Erdemden yoksun kişi, giyimle, unvan ve mevkiyle erdemli olamaz; özü neyse gene öyle kalır.
  • Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış: Kaba ve yontulmamış kişiler hoşa gitsin diye yaptıkları işler de kendilerine özgü biçimde kaba ve incitici olur.
  • Eşeğe gücü yetmeyen semerini döver: Büyüklerden birine kızıp da hıncını ondan alamayan, onun çevresindekilerden öfkesini çıkarmaya kalkar.
  • Eşeği dama çıkaran yine kendi indirir: Akılsızca, olmayacak bir iş yapan kişi, bu işi gene kendisi düzeltmek zorunda kalır.
  • Eşeği düğüne çağırmışlar, "ya odun eksik ya su" demiş: Çevrelerinde pek değer verilmeyen kimseler, beklenmedik bir ikramla ya da iltifatla karşılaştıkları zaman bunun gene kendilerine bir iş yükletilmek amacıyla yapıldığını düşünmeye başlarlar.
  • Eşeği sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin: Emanet edilen iş, sahibinin isteğine uygun olarak yapıldığında sonuç kötü olsa bile bir sorumluluk doğmaz.
  • Eşeğin ölümü köpeğe düğündür: Kimi zaman birinin uğradığı zarar, ilerdeki çıkarlarını düşünen başkası için sevinç kaynağı olur.
( 2 soru/yorum )

Soru ve Yorumlar: 2


Anonim:
"eşek hoşaftan ne anlar" atasözü yanlıştır doğrusu "eşek hoş laftan ne anlar" olmalıydı ben böyle biliom
26/12/14 15:03
admin:
Halk dilinde bazen o şekilde kullanılsa da olması gereken şekli yukarıdaki gibi.
26/12/14 18:24