Hava ile ilgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
İçinde "hava" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Hava açmak (açılmak): Bulutlar dağılmak.
  • (Biri) Hava (havasını) almak: (argo) Umduğunu bulamamak, hiçbir şey elde edememek.
  • Hava basmak (atmak): (argo) Gururlanmak, çalım satmak.
  • Hava bozmak: Havada yağmur ya da fırtına belirtileri görülmek.
  • Hava bulanmak: Yağmur yağacak duruma gelmek.
  • (Her biri, başka bir) Hava çalmak: Bir arada bulunan kimseler birbiriyle çelişen, birbirine uymayan davranış ve düşüncede bulunmak.
  • Hava çarpmak: İklim ve rüzgar bir kimsenin sağlığını olumsuz yönde etkilemek.
  • Hava değişimi: Hastaların daha çabuk iyileşmesi, yorgunluklarının giderilmesi gibi nedenlerle yapılan çevre değişikliği.
  • Hava değiştirmek: İklimi değişik bir yere gidip bir süre orada kalmak.
  • (Birine göre) Hava hoş: Bir şeyin şöyle ya da böyle olması arasında etkilenme açısından bir fark yok.
  • Hava iyi (fena) esmek: (mecazi) Ortamla ilgili her türlü koşul uygun (veya kötü) durumda olmak.
  • Hava kapanmak: Gökyüzü bulutlarla örtülmek.
  • Hava sıkmak: (argo) Can sıkmak, baş ağrıtmak.
  • Havada bulut sen bunu unut: (deyiminin anlamı) "O şeyi unutmaktan başka çare yok" anlamında kullanılır.
  • Havada kalmak:
    1. Sonuca ulaşamamak.
    2. Bir sav, temelsiz olduğundan kanıtlanamamak.
  • Havadan:
    1. Emeksiz, açıktan.
    2. Boş, değersiz.
  • Havadan nem kapmak: En küçük bir şeyden bile alınmak, çok alıngan olmak.
  • Havadan sudan: Derme çatma, inandırıcılıktan uzak, geçerli olmayan.
  • Havadan sudan (şundan bundan) konuşmak: Belli ve önemli bir konudan değil de birbiriyle ilgisiz, rastgele konulardan söz etmek.
  • Havalara uçmak: Çok sevinmek.
  • Havan batsın!: Böbürlenmen, gururlanman boşa çıksın!
  • Havanın gözü yaşlı: Neredeyse yağmur yağacak.
  • Havası olmak: Bir kimsenin albenisi, çekiciliği, cana yakınlığı olmak, hoş bir özelliği bulunmak.
  • (Birinde bir kimsenin) Havası olmak: O kimseye benzemek, o kimseyi hatırlatmak: Onda annesinin havası var.
  • Havasına uymak: Bulunduğu çevre ve ortamı benimsemek ya da birinin huyunu almak.
  • Havasını almak:
    1. Birinin eli boş çıkmak.
    2. Birini sakinleştirmek.
  • (Biri) Havasını bulmak: Keyiflenmek, neşelenmek.
  • Havaya girmek:
    1. Kibirlenmek.
    2. Hazır olmak.
  • Havaya gitmek: Hiçbir şeye yaramamak.
  • Havaya pala (kılıç) sallamak: Boşuna gereksiz çaba harcamak.
  • Havaya savurmak: Gereksiz yere tüketmek.
  • Havaya uğraşmak: Boş yere çalışmak, çabalamak.
  • Havayı bozmak: Bir topluluğun keyfini kaçırmak, ortamı bozmak, kişiler arasındaki ilişkileri kötüleştiren davranışta bulunmak: Dedikodu ederek eğlencenin havasını bozdu.
( 0 soru/yorum )