Taş nedir ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Gri desenli bir taş
Taş
  1. Bazı kayalardan, kayaçlardan kopan ya da koparılan ve irileri türlü yapı işlerinde kullanılan, sert ve katı madde: Kırma taş, kaldırım taşı, parke taşı vb.
  2. Kimi işlerde kullanılmak için hazırlanmış taş: Değirmen taşı, binek taşı, kilit taşı vb.
  3. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli taş: Yüzük taşı, pırlanta taşı, zümrüt taşı vb.
  4. Dama, domino, satranç gibi oyunlarda kullanılan metal, kemik, tahta ya da taş parçalarından her biri: Üç taş bir dama. Vezir en güçlü taştır. Dokuztaş.
  5. Birtakım kimya maddelerine de taş adı verilir: Kantaşı, göztaşı, cehennem taşı vb.
  6. Safrakesesi, böbrek gibi organlarda oluşan çakıl gibi çökeltiler: Böbreğinden taş düşürüyor. Safrakesesinde taş var.
  7. (mecazi) Birine dokunsun diye kasıtlı söylenen söz: Bu taş da ne oluyor? Bir hata mı ettik?
  8. Taştan yapılmış: Taş bina, taş köprü vb.
  9. Bir şeyin simgesi olacak nitelikte, sütun, anıt vb.: Bu ağaç servi olmadan / Bu taşa kitabem yazılmadan (C. S. Tarancı). Dikilitaş.
  10. (argo) Para.
  11. Bıçak, orak, tırpan, matkap ucu vb. bilemeye yarayan döner araç: Bıçaklar bilenirken taşa su dökülürdü.


İlgili birleşik kelime ve fiiller


  • Taş almak: Satrançta, damada vb. rakibin taşını oyun dışı etmek.
  • Taş bebek gibi: Çok güzel olmakla birlikte donuk ve soğuk (kadın).
  • Taş gibi:
    1. Çok sert, çok katı.
    2. Zalim, acımasız.
  • Taş ocağı: Yapı taşı, kaldırım taşı vb. çıkarılan yer.
  • Taş tekne: Hayvanların su içtiği büyük taş kap, yalak.
  • Taş toprak: Moloz.
  • Taşa çekmek: Bileği taşında kılağılamak (bilemek).
  • Taşa tutmak: Üst üste taş atmak.


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "taş" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Taş arabası: Budala, hantal, ağır kanlı kimse.
  • Taş atmak: Dolaylı olarak birine dokunacak bir söz söylemek.
  • Taş attın da kolun mu yoruldu?: (deyiminin anlamı) O kadar kolay ve yapıldığında fayda getirebilecek işleri anlatır.
  • Taş çatlasa: Her ne yapılsa: Taş çatlasa akşama kadar varamaz.
  • (Birine) Taş çıkartmak: Yetenekleri bakımından birinden üstün olmak, birini geçmek.
  • Taş kesilmek: Donakalıp sesini çıkaramaz olmak.
  • Taş koymak: (argo) Bir ya da birkaç kişi konuşurken, dışarıdan birinin gelmesiyle, o konuşma yarıda kalmak.
  • Taş taş üstünde bırakmamak: Baştan başa yıkıp yerle bir etmek.
  • Taş tutmak: (argo) Para sahibi olmak, zenginleşmek.
  • Taş yağar, kıyamet koparken: Telaşlı ve tehlikeli zamanları anlatır.
  • Taşa (taşı) ölçeyim: (Yara, ağrı ya da kırığın yerini gösterirken) Taşı örnek vermiş gibi olayım, böyle bir derdi Allah taşa versin.
  • Taşı başa, başı taşa vurmak: Her çareye başvurarak güç işi başarmaya çalışmak.
  • Taşı gediğine koymak: Söylenmek istenen bir sözü sırasını bulup tam yerinde söylemek.
  • Taşı sıksa suyunu çıkarmak: Çok güçlü, sağlam bir vücudu olmak, isterse en güç işleri başarıyla sonuçlandıracak bir gücü olmak.
  • Taştan yağ çıkar, ondan çıkmaz: Cimri, kimseye yararı dokunmaz.


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "taş" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Taş altına olmasında dağ ardında olsun: Her ayrılığın sonunda bir kavuşma umudu vardır, ama ölüm ayrılığında yoktur.
  • Taş yerinde ağırdır: (atasözünün anlamı) İnsanın değeri en iyi kendi çevresinde bilinir.
( 0 soru/yorum )