|
| Perde |
- Görünmeyi ve ışığı engellemek için pencereye asılan örtü: Odanın perdesi.
- İki yeri birbirinden ayıran şey: Betonarme perde, tahta perde vb.
- (müzik) Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık ya da incelik derecesi: Ses perdesi.
- (müzik) Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer.
- (tiyatro) Bir oyunun ana bölümlerinin her biri: Üç perdelik oyun.
- Tiyatro sahnesini açıp kapayan örtü: Perdenin kapanmasına rağmen alkışlar dinmedi. (derleme cümle)
- (hekimlik) Göz merceğinin ışık geçirmez hale gelmesi, katarakt.
- (mecazi) Doğruyu görmeye engel olan şey: Gözlerinde perde var, hakkı görmüyorsun.
- Gölge oyununda tasvirlerin arkadan ışık verilerek üzerinde oynatıldığı bez.
- Sinemada üzerine görüntünün düşürüldüğü bez ekran.
İlgili deyimler ve anlamları
- Perde arkası: Bir şeyin görünürde olmayan gizli yanı.
- Perde arkasında (arkasından): Gizliden gizliye.
- Perde inmek: (halk dilinde) Gözde katarakt hastalığı oluşması.
- Perdesi yırtık (sıyrık): Utanmaz, arlanmaz.
Soru/Yorum Formu