![]() |
Kamburluk |
- İnsanın sırtında veya göğsünde bir kemik hastalığı ya da sakatlığı sonunda oluşan tümsek.
- Kendinde bu durum bulunan: Konuşurken de hep kambura bakıyordu. Kambura baktığına göre, dilini bilen yalnızca oydu galiba. (Y. Bahadıroğlu)
- Eşyanın dışarıya doğru eğrilmiş, çıkıntılı tarafı.
Kambur ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kambur" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Kambur felek: Talihi, kaderi sitemle anlatan bir deyim: Kambur felek, kimine kavun yedirir, kimine kelek.
- Kambur üstüne kambur (Kambur kambur üstüne): Katmerli aksilik, güçlükler üstüne bir güçlük daha: Annem hastalandı. İyileştirmeye çalışırken çocuğun ayağı kırıldı. Hastanelere taşınırken karım Asya gribine tutuldu. Senin anlayacağın kambur üstüne kambur. Sonumuzun ne olacağını Allah bilir (H. F. Gözler). Mangırdan yana nanay olduğumuz için kömür sıramızı kasten kaçırdık. Odun da aynı şekilde oduncuda bekliyor. Ev kirası vakt-i muayyeninden en az on on beş gün sonra ödeniyor. Yıldız'a manto borcum öylecene duruyor. Bana gelince, geçen senenin kadrosuyla idare ediyorum. Yeniden bir pardesü bile alamadım: karı ve çocuklar buna keza... Tam bu sırada çocukların sünneti ortaya çıkar. Orhan Kemal'in deyimiyle "kambur kambur üstüne biner." (M. Narlı)
- Kambura yatmak: Ayakta duran birini sırtüstü düşürmek için gizlice arkasında iki büklüm olup eğilmek ve başka birinin onu önden üzerine itmesini sağlamak: Ama kalabalıktan birisi, şapkayı ben yakalayacağım diye kıskançlığından, kambura yatıp beni yere devirdi. (A. Nesin)
- Kamburu çıkmak:
- Sırtı kambur olmak: Ak saçlı, kamburu çıkmış, yaşlı iki adam, kendi aralarında fısıltı ile konuşarak, çeşmeye doğru geliyordu.
- (mecazi) İhtiyarlamak: Kamburun çıkmış artık, evlenip de ne yapacaksın. (O. Sargöz)
- (mecazi) Eğilerek yapılan işler için çok çalışmış olmak: Sepetleri yapmak için uğraşırken kamburum çıktı.
- Kamburunu çıkarmak: İnsan, kedi vb. sırtını tümsek duruma getirmek: Kedi köpeği görünce tüylerini kabartıp kamburunu çıkardı ve tıslamaya başladı.
Kambur ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "kambur" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Bizimle olsaydı da kubbe (dağlar) kadar kamburu olsaydı: İnsan çok sevdiği bir yakınını kaybettiği zaman olmayacak şeyler dileyerek o kişinin hayatla olmasını ister. Sevilen kişiler öldükleri zaman kusurlarıyla birlikte özlemle anılırlar.
- Deve kendi kamburunu görmez, arkadaşının kamburunu görür: Bazı görgüsüz kimseler aynı hata kendilerinde de bulunduğu halde buna aldırış etmeden başkasının bir hatasını görünce, onu ayıplamaya kalkarlar.
- Ellere körlük verir, kendi kamburuna bakmaz: Bazı kimseler sürekli başkalarına kulp takar, kendi hatalarını görmezler.
Soru/Yorum Gönder