![]() |
Nalın (takunya) |
Hamam gibi tabanı ıslak olan yerlerde giyilen, üstü tasmalı, tabanı dört beş parmak yüksekliğinde ağaçtan yapılmış bir çeşit terlik. Daha alçak olan ve altı yüksekçe ökçeli ayakkabıya benzeyenine de takunya denir.
- Nalıncı: Nalın yapan veya satan kimse: Sedefli nalınlar göndermişti. Kendi yapmıştı. Nalıncıydı. Görsen ne nalınlardı.
Nalın ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "nalın" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Nalıncı keseri: Hep kendi çıkarına çalışan: Bütün hayatında olduğu gibi o dakikada da bir nalıncı keseri olmak istiyordu. Hep kendine yontmak, her hâdiseden yalnız şahsı için fayda temin etmek azminde idi. (M. T. Tan)
- Nalıncı keseri gibi kendine yontmak: Hep kendi çıkarını gözeterek iş görmek: Tüm hikâyeleri, petrol yatakları üstüne idi. "Nalıncı keseri" gibi her daim kendine yontuyor, sonunda yonga da keser de kendilerine kalıyordu.
Nalın ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "nalın" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Nalıncı keseri gibi kendi tarafına yontar: Bencil kişi her işin kendi çıkarlarına uygun olmasını ister.
- Ak sade, yüksek nalın, üstüne binip salın: Görünüşüyle övünen veya sadece dış süsüne güvenen kişileri küçümseyici bir şekilde anlatır. Dış görünüşün gösterişli olması, insanın gerçek değerini artırmaz (?).
- Kaynanasız gelin, tasmasız nalın: Kaynananın, gelinin gelin olma sürecinde önemli bir rol oynadığını ve kaynana olmadan gelinin tam anlamıyla gelin olamayacağını ifade eder. Kaynananın gelinin hayatında önemli bir figür olduğunu ve geleneksel aile yapısında kaynanasız bir gelinliğin eksik kalacağını anlatır (nalın: tahta terlik, takunya. tasma: nalının (tahta terliğin) ayağı üstten dolanan deri bölümü).
Soru/Yorum Gönder