(İnsan için) Evlenme: Kendisini ailemle tanıştırmak istiyorum, onlar da uygun görürse izdivacımızı burada gerçekleştirmek isteriz. (Hayvan için) Çift olma, çiftleşme. (Herhangi bir şey için mecazi olarak) Bağ, birliktelik: Yönetm…

Belirme, açığa vurma. İzhar etmek : Açığa vurmak, belirtmek, göstermek: Önce Yıldırım Bayezid Hân, babasından müsaade isteyip görüşlerini izhar etti. Sonra Evranos Bey, Ali ve Timurtaş Paşa'lar da tek tek görüşlerini izhar et…

Yalıtılmış, geçirgenliği engellenmiş: Elektrik kontağının önüne geçmek için kablolar iyi izole edilmiş olmalıdır. (mecazi) Ayrı, ayrılmış: Toplumdan izole şekilde yaşamak. İzole etmek : Yalıtmak, geçirgen olmayan bir malzemey…

(felsefe) Yalnızca duyu izlenimlerini ve duyumları gerçek olarak kabul eden bilgi öğretisi. 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan, varlıkların, olayların sanatçıda bıraktığı izlenimlerin anlatımını amaç edinen sanat ve edebiyat ak…

İzlenimcilikten yana olan sanat ya da sanatçı, empresyonist. Kesin bir doğruluğu olmayıp duyumlara, izlenime dayanan. İzlenimci eleştiri : (edebiyat) Kişisel izlenimlere dayanan eleştiri. İzlenimci tiyatro : 20. yüzyılın baş…

Öğrenci izin kağıdı Bir şey yapmak için tanınan serbestlik, özgürlük; icazet, müsaade, ruhsat olabilecek eş anlamları: Bunu yapmak için izniniz var mı? Dinlenmek için bir süre işten ayrılma: Yıllık iznimi kullanıyorum. İ…

İzdüşüm (fizik) Bir ışık kaynağından çıkan ışınlarla ekran üzerinde görüntü oluşturma işi ya da böylece oluşan görüntü, projeksiyon. (matematik) İzdüşüm düzlemi denilen bir düzlem üzerinde, bazı geometri kurallarına uyular…

Bir durumun, bir olayın, bir kişinin veya bir nesnenin duyular yoluyla insan üzerinde bıraktığı etki, intiba, imaj: Bireyler arası etkileşim esnasında her insan, karşısındaki insanda, kendisi ile ilgili bir izlenim oluşturur... Kişi…

İzole bant - Elektrik bandı Elektrik akımı geçirilecek çıplak elektrik tellerini, bir birinden ya da başka iletkenlerden yalıtmak için kullanılan, bir yüzü yapışkanlı bant. İzole bant genellikle elektrikli kabloları birleştiri…

Gönderme, yollama: Kuduz olduğundan şüphe edilen hayvanlar tarafından ısırılmış olanların vakit kaybetmeden en yakın kuduz tedavi müessesesine izam olunmaları mecburidir. Büyükseme, büyütme, gereğinden fazla önem verme: Küçücük bi…

İzdiham İzdiham, bir nedenden ötürü halkın bir yere aşırı fazla üşüşmesi, yığılma, kalabalık, yığışma, yığılışma: Tanıtım amaçlı hediye dağıtan mağaza önünde izdiham yaşandı. İzdihamdan dolayı da kapılar kapatıldı, insanlar el…

İzaz ağırlama demektir. İzaz etmek : Ağırlamak, misafir etmek: Baş üstünde gezdirilen misafir de giderken, kendisini izaz eden bu topluluğa dağıtılmak üzere baş kalfaya bir orta bahşişi bırakırdı. (İlgili cümle kaynağı: Semiha Ay…

İzcilik selamı veren izciler İz güderek (sürerek) aradığını bulabilen kimse. İzcilik eğitimi gören, izcilik yapan kişi. İzcilik : İngiliz Lord Baden-Powell of Gilwell tarafından askeri istihbarat için kurulan, sonraları …

Anlayış, kavrayış, feraset: Halbuki insanlar, haiz oldukları akıl ve izan sayesinde, iffet ve nezahet sayesinde beynel'mahlûkat yüksek bir mertebeyi haizdirler. (Ö. N. Bilmen) İzan etmek : Anlayışlı davranmak, düşünmek: İnsan…

İzale yok etme, giderme demektir. İzale etmek : Yok etmek, gidermek: Eğer kötülüğü izale etmek istiyorsak, evvela, onun varlığını açıkça kabul etmek; sonra nereden ve nasıl geldiğini öğrenmek, nihayet izalesi çarelerini araştırma…

İzahat, açıklamalar, izahlar demektir: Öğretmenlerinin suskun hali değişik bir şeyler anlatmak istiyordu, ama ne anlatmak istediğini anlayamadı dersteki öğrenciler. Kendisinden meraklarını giderecek bir izahat beklediler (İlgili cüm…

İyonlaşma, fizikte bir atomun veya molekülün elektron kazanarak negatif ya da kaybederek pozitif bir yüke sahip olması durumudur. Bir atom veya molekül, dış etkiler sonucunda elektron kazanırsa, negatif yüklü bir iyon oluşur ve bu s…

(kimya) Pozitif ya da negatif yüklü atom, atom grubu, molekül veya molekül grubu. Pozitif (+) elektrik yüklü iyonlara katyon, negatif (-) elektrik yüklü iyonlara anyon denilmektedir. (tarih) Yaklaşık olarak İÖ 10. yüzyılda Anado…

Bir şeyle ilgili gerekli ve aydınlatıcı bilgileri vererek anlaşılacak şekilde anlatma, açıklama: Efendim, bendeniz şu maddenin ikinci fıkrasının izahını istirham edecektim. Çünkü, bendenize müphem (anlaşılmaz) geldi, lütfen izah buy…

İki şey arasındaki bağ, ilgi: Ayette Kabe'ye "ev" kelimesi kullanıldığı için bunu izafet ile ele alıp "Beytullah" yani "Allah'ın evi" deriz biz Kabe'ye. (dil bilimi) Bir ad tamlamasını ku…

Parmak izi Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti. Eser, alamet eş anlamları. (matematik) Bir düzlemin başka bir düzlemle ya da bir doğruyla kesişmesinden doğan arakesit. (mecazi) Kalıntı, belirti:…

Bir şeye veya bir kimseye bağlama, mal etme, yakıştırma, nispet etme: Hadis, Allahü Teala'ya izafe edilmişse kudsi, Hz. Peygamber'e izafe edilmişse merfu, sahabiye izafe edilmişse mevkuf, bir tabii veya daha sonraki nesilde…

İyodür, kimyada iyot elementinin başka bir element ile oluşturduğu bileşiklerdir. İyot elementinin -1 yüklü hali (iyodür) alkali elementlerle potasyum iyodür, sodyum iyodür gibi tuzlar oluşturur.

Yararlanma, faydalanma. İntifa etmek : Yararlanmak. İntifa hakkı : (hukuk) Başkasının olan bir maldan yararlanma ve kullanma hakkı: İntifa hakkı, bir malı kullanma ve semerelerinden faydalanma hakkı veren sınırlı ayni haktır. K…

İnşaat alanı Yapı, yapı işleri. Yapım. İnşaat alanı (sahası) : Bodrum ve çatı katlarını da kapsayan alanların toplamı. Yapım yeri. İnşaat malzemesi : Yapı yapmak için kullanılan ağaç, kireç, kum, çimento, demir, tuğ…

Çevreye ya da bir duruma uyma, alışma: İnsanı hayata intibak ettirmenin, yarının ihtiyaçlarına cevap verecek insanları hazırlamanın tek yolu terbiyedir. Uygun duruma getirilme. İntibak etmek : Alışmak. İntibak yasası : Emekli…

(müzik) Opera ve operetlerde perde aralarında ve dekor değişimi sırasında seyirciyi oyalamak amacıyla serbest bir biçimde yazılmış ara müziği. Aynı yapıt içinde daha geniş iki bölüm arasındaki geçişi sağlayan serbest biçimli kısa…

Bir durum veya olayın duyular yolu ile insan üzerinde bıraktığı etki, izlenim: Gözleri gülümseyerek bakar, düzgün konuşmasıyla derhal iyi bir intiba bırakırdı... Uygun gelme. İntiba bırakmak: Etki uyandırmak: Bu gezi sizde na…

İnşirah, iç açılması, gönül rahatlığı, ferahlık. İnşirah bulmak: İç açılmak, ferahlamak. İnşirah duymak: İçi rahat etmek, sevinmek. İnşirah Suresi Meali Rahman ve Rahim (olan) Allah'ın adıyla, Biz senin göğsünü açıp…

Allah (c.c.) izin verirse, O'nun izniyle: — Hani bugün köye gidecektin? — İnşallah yarın giderim, bugün gidemedim. (halk dilinde yanlış olarak) Genellikle davet gibi bir istek karşısında, karşıyı üzmeden belirsizlik oluşturma…

İnşa etmek Yapma, kurma: Duvar inşası. (edebiyat) Kaleme alma, yazıya dökme, yazış. (edebiyat) Sanatlı düz yazı yazma, süslü nesir. İnşa etmek : Yapmak. İnşa hatası : İnşaat hesaplarındaki yanlışlık. İnşaat hesapla…