Evraklar Üzerinde gerçeğe dayalı veya resmi bilgilerin bulunduğu yazılı belge: Bir çok resmi evrak iki nüsha halinde düzenlenir. Resmi işlem görmüş kağıt, kağıtlar: Çalışma masası adeta üst üste duran evraklarla kaplanmış ha…
Yüce Allah'ı tanıma ve Allahü Teala'ya yakınlık konusunda birçok kuldan daha önde olan Allah'ın razı olduğu kimse, veli, eren. Evliya kelimesi "veli" kavramının çoğuludur. Veli, Allah'ın dostu ve sevg…
Tarlanın, tohum atılmadan önce saban iziyle ayrılan bölümlerinden her biri: Bahçede soğan, sarımsak vesaire gibi sebzelerin her birine ayrı bir evlek vardır. Her biri, kendi cinsiyledir, kendi evleğindedir... Dönümün dörtte biri. …
Evlat sevgisi Bir kimsenin oğlu ya da kızı, çocuk: Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş / Bir evlat pir olsa da, anaya muhtaç imiş. Soy, döl: Asker evladı. Belli bir özelliğe sahip veya belli bir gruptan olma: Yüksek bir …
A4 kağıdı hemen hemen hayatın her alanında sıkça kullanılan vazgeçilmez bir kağıt ölçüsüdür. Bu kadar sık kullanılmasına rağmen birçoğumuz boyutlarını bilmeyiz. A4 kağıdının çeşitli ölçüleri: 210 x 297 milimetre (mm) 21 x 29,7 …
Evladiyelik, uzun yıllar, babadan evlada birkaç nesil eskimeden bozulmadan kalacak ve kullanılabilecek kadar dayanıklı (eşya): Saat yaklaşık elli yıllık, yazılarsa neredeyse saatle yaşıt: Evladiyelik olarak üretilmiş (?). Tam manası…
Evla, daha iyi, daha uygun, yeğlenebilir (tercih edilebilir) demektir: Budala dosttan akıllı düşman evladır (Türk atalar sözü). Bir iş bin laftan evladır (Halkbilgisi). Son kararını verir ve rezil olmaktansa şereflice ölmek daha evl…
Vakıf kelimesinin çoğulu, vakıflar: Yaşlı adam, sabahın bir vakti yağmur çamur demeden İstanbul'un öbür ucuna Evkaf'a, mal bağışlamaya gitmişti. (A. Çelik) Vakfedilmiş olan mallar: Emlak ve evkafının toplamı 312 parçadan i…
İşini bilen, ölçülü ve hesaplı iş gören, pratik (kimse): Siyasetçi; her işin önünü ve sonunu düşünüp evvelden çare arayan, ölçülü, evirgen, anlayışlı ve başarılı yolda yürüyen müdebbir kimseye denir (H. Aşık). Hamarat, mahir: O anla…
Bir şeyin içindeki öz: Öyle kavramlar ki bunlar, evinli görünen her söylemde onlarsız olmuyor sanki. (Virgül) Evin, buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe. Tahıl tanesi. Gelişmiş, dolgun taneli olma durumu, verim: Şehirli:…
En yüce yer, en yüksek yer, zirve, evç. Evc-i felek: Feleğin en yüksek noktası. Evc-i hüsn: Güzelliğin doruğu. (gökbilimi) Yere göre yeröte; güneşe göre günöte. Yeröte, yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere e…
Evham, kuruntu, kuşku, vesvese, vehim, yersiz korku: Kendi kendime düşündükçe evham büyümekte idi. Evhamlanmak, kuruntu etmek, kuruntuya kapılmak, yersiz, gereksiz korkuya kapılmak: O da iyice evhamlanmış. Hatta yaptığı her melane…
Öncelikle yapılması gereken, ivedili, acil, müstacel: Bu evgin bir iştir, fazla geciktirmeyiniz... Türk Tarihi Araştırma Kurumunca yazılmakta olan "Türk Tarihinin Ana Hatları" adlı eserin kültür kısmında yüksek Bakanlıklar…
(kimya) Bir molekülde etil kökünün bulunduğunu gösterir. Hidroksil'in giderilmesiyle etil alkolden türeyen, tek değerli kök (-C 2 H 5 ). Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu.
"Öyledir" anlamında doğrulama ya da onama sözü. Konuşma arasında, o ana kadar söylenen sözleri pekiştirmek üzere kullanılır: Gidip konuştum, evet, sonra da... Evet efendimci : (deyim) Özel, kişisel bir görüşü …
Halk dilinde genellikle evlilik çağına gelmiş çocukların büyükleri tarafından evlendirilmek istenildiğini dile getirmek için kullanılan eski bir söz olmakla birlikte günümüzde de kullanılmaktadır: Oğlan askerden gelsin hemen evereli…
Evine, ailesine çok bağlı (kimse): Eşi Turan oldukça evcimen bir adamdı; mesai bitimi bir yere takılmadan, doğrudan evine giderdi. (İlgili cümle kaynağı: Çağrı Karlıdağ) Ev işlerini iyi bilen, evini iyi çeviren, becerikli (kadın):…