Balık yumurtası Balıkların genellikle sığ yerlere bıraktıkları ve üremelerini sağlayan yumurta. Öncelikle mersin balıklarının, eritilmiş bal mumuna batırılarak saklanan ve değerli bir besin olan yumurtası.
Ajitasyon (isim) Körükleme, kışkırtma, tahrik etme: Karşıdan birkaç kişinin de canına kastederlerse ajitasyonları hepten güçlenir. (halk dilinde) Duygu sömürüsü yapma, birisini kendine acındırma: Mektubum da amma da ajitas…
Balo Balo, genellikle geceleri düzenlenen danslı, içkili, resmi ya da özel giyimli eğlencedir: Balo vermek, yirminci asır medeniyetinin icabındandır, öyle değil mi, efendiler?.. Balo deyip geçmeyelim, hanımlar!.. Balo, yalnız …
Bambu Bambu, sıcak ve bol yağışlı ülkelerde yetişen, boyu 25 metreye kadar ulaşabilen odunsu bir bitki ve bunun gövdesinden elde edilerek mobilya, merdiven, baston gibi birçok eşyanın yapımında kullanılan bir çeşit kamış. Buna…
Cevizli sucuk İpe dizilmiş ceviz, badem, fıstık ve benzeri şeyleri, nişastayla kaynatılmış üzüm suyuna ya da başka bir şuruba batırarak yapılan tatlı sucuk. Üzümü kurutmak üzere güneşe sermeden önce içine bandırmak üzere haz…
Anadolu'nun doğu ve kuzeydoğu bölgelerinde, en çok Erzurum, Artvin ve Kars yörelerinde el ele tutuşularak, genellikle türkü ve davul zurna eşliğinde oynanan halk danslarına verilen ad: Ata barı. Bar başı (çeken) : Elinde mend…
Telli çalgılarda en kalın sesi veren tel. Alt dudağın hemen altında ki seyrek sakal telleri: Sesi, elleri, göz kapakları ve sakalının sarı bamteli titriyordu... (mecazi) En hassas nokta, can alıcı nokta: Zaten meselenin bamteli …
Fren balatası Balata, motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan, suya, yağa ve sürtünmeye karşı dayanıklı, frene basıldığında kampanaya sürtünmek yoluyla aracı durduran yarım ay biçimindeki gereç.
Bana sözcüğü ile başlayan atasözü ve deyimler İçinde "bana, ben" kelimeleri geçen atasözleri, deyimler ve açıklamaları: Bana (sana, ona) göre hava hoş : (deyim) Öyle de olsa, böyle de olsa benim için bir şey değişmez…
Venüs Gezegeni Venüs, Merkür'den sonra Güneş'e en yakın olan gezegen, Çulpan, Çoban yıldızı, Kervankıran, Kervan yıldızı. Venüs'te hava vardır; kütlesi Dünya'nınkine yakındır. Gerek yörüngesindeki dolanımı gere…
Fahrenhayt Santigrat Derece Tablosu 760 mm cıva basıncı altında buzun erime noktasını 32, suyun kaynama noktasını 212 olarak kabul eden fahrenhayt ölçeğinde, bu iki nokta arasındaki 180 eşit bölümden her birine verilen ad. Fah…
Doğru olmayıp bir ya da birkaç noktasında yön değiştiren, çarpık: Eğri yol. Eğri çomak. Doğru olmayıp yay gibi her noktasında aynı tarafa doğru yön değiştiren, eğmel, bükülmüş, mukavves: Eğri kılıç. Yatay ya da düşey olmayıp bütün…
Zıkkımın kökü Zehir: Olaya karışanlardan ikisinin aşlarına aynı kadın tarafından zıkkım katılmış. (İlgili cümle kaynağı: E. Yağan) (mecazi) İçki, sigara gibi sağlığa zararlı şeyler için kullanılır: Kaç kere söyledim içme şu…
Herhangi bir organa ve en çok akciğerlere yerleşen Koch basilinin yol açtığı bulaşıcı bir hastalık tüberküloz. Bu hastalığa yakalanmış, veremli: Verem bir kadının duyguları. Verem etmek : (deyim) Birini verem edecek kadar kah…
Zifos, yerden bir kimsenin üstüne sıçrayan çamur demektir: Kentte lüks cipiyle üzerimize zifos fışkırtarak yanımızdan hızla uzaklaşan maganda esasen aynı kişidir. (İlgili cümle kaynağı: M. Ö. Mengüşoğlu) Zifos atmak (birine) : (d…
Anlayışlı (kavrayışlı), uyanık, zeki: Karıştırma menekşeyle bir tutam çirişi / Sonra tefe koyup çalar seni bir zeyrek kişi (B. Karakoç). Çok zeyrek olduğunu öğretmenlerinden işitmişti onu benimsediği zaman... (Çevren) Zeyreklik :…
Düşkünlük, bozulma. Yok olma, yok edilme, ölme: Elçiye zeval olmaz. (Atasözü) (gökbilimi) Güneşin başucunda bulunduğu zaman, öğle. Zeval ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler Zeval bulmak (zevale ermek) : Bozulup yok olmak,…
Zıvanasından çıkmış bir değirmen taşı İki ucu açık küçük boru. Birbirine geçen şeylere açılan ve daha çok marangozlukta kullanılan, genellikle dikdörtgen kesitli yuva, zıvana deliği, zıvanalık. Makara, değirmen taşı gibi şe…
Zengin Parası, malı çok olan, varlıklı, varsıl (yoksul karşıtı): Zengin bir adam. Yararlı ve kendisinden beklenilen şeyleri çok olan: Zengin diller. Verimli: Zengin bir doğal yapı. Gösterişli: Kıyafeti çok zengindi.
Adı hatırlanamayan veya küçümsenerek hor görülen ufak ve değersiz bir şeyi anlatmak için kullanılan bir söz: O tavan arasındaki zımbırtı senin işini görecek mi? Telli bir çalgıyı acemice çalarak çıkarılan çirkin ses: Zımbırtıyı üs…
(yerbilim) Arsenik ve kükürtten oluşan, reçine parıltısında, turuncu ve kırmızı renkte, kabuk, tane, pul ya da kütle halinde bulunan ve bilimsel adı realgar olan mineralin halk arasındaki adı (kırmızı zırnık, As-S). Kırmızı zırnı…
Saçma, saçma sapan, boş ve anlamsız söz: Hoşlanmadığı birisiyle oturmak, onun zırvalarını dinlemek cehennem azabı gibiydi. (M. Buyrukçu) Zırvalamak: Boş ve anlamsız sözler söylemek, saçmalamak: Kısa ve öz ama içi boş, hiç susmay…
Akademiyle ilgili, akademi biçiminde, akademiye uygun. Yaratıcılıktan yoksun, kuru, yaşama yabancı. Akademik ile ilgili birleşik kelimeler Akademik derece : Bir yüksek öğretim kurumunca belli bir öğrenim düzeyine erişmiş kimse…
İnsanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Allah (c.c.)'a dünyada yaptıklarının hesabını vereceği yer, öbür dünya, ahiret. Ahret ile ilgili birleşik kelimeler Ahret kuşağı : (tasavvuf) Bektaşi ve Alevilerin tari…
Üzüm Üzüm, asma bitkisinin, glikozca zengin, taze ya da kuru olarak yenilen ve salkım durumunda bulunan, suyundan şıra, pekmez, sirke, şarap vb. elde edilen, çavuş, yapıncak, misket, razakı gibi birçok türü olan meyvesidir. Üzü…
Nargile Tömbeki denilen bir cins tütünün dumanının sudan geçirilerek içilmesini sağlayan, içi su dolu bir şişeyle bunun ağzına takılan lüleli ve marpuçlu bir hortumdan yapılmış takım. Tütün içme aracı. (argo) Boşboğaz. …
Varak aralarında altın varaklar Yaprak, sayfa: Zira en azından iki eserin varak sayısı arasındaki fark hemen göze çarpmaktadır. (İlgili cümle: H. H. Ballı) Genellikle süsleme işlerinde kullanılan altın, gümüş ya da başka met…
Nadir Şah'ın Sultan I. Mahmut'a hediye ettiği taht Hükümdarlık koltuğu ya da mevkii: Sonra imparatorluklar... Saltanat kavgaları... Taht uğruna dökülen kanlar. (Aydemir) Taht kadısı : (tarih) Osmanlılarda, Bursa, E…
Gemilerde beklenen nöbet. (Gemide) Nöbet yeri. Nöbetleşe çalışma: Bu hafta gece vardiyasında çalışıyorum. Vardiya katsayısı : (iktisat) İş gününü üç vardiya olarak ele alıp, tüm vardiyalarda çalışıldığı durumu 1 katsayısıyla…
Var olma durumu: Kimse varlığını sezmedi. Para, mal mülk, zenginlik, bol gelir: Bütün varlığını bir gecede yitirdi. Önemli, yararlı, değerli şey: Oğlum en değerli varlığımdır. (mecazi) İç dünya: Tüm varlığıyla inanmak. (felsef…
Varoş Eskiden bir kalenin dışında kalan yerleşim yeri: Kaleye giriş ancak kuzey yönden mümkün olup bu yönde de varoş gelişmiştir. Kalenin tabanı kayanın şekline göredir, az aşağıda uzun yaygın bir arazi üzerinde varoş kurulmu…
Ceylan, karaca, maral. (mecazi) Zarif, latif delikanlı. Güzel, çekici, ince bayan. Ahu gibi: Çok güzel ve iffetli (kız). Ahu gözlü (gözleri ahu): Çok güzel, ceylan gibi gözleri olan: Beni bir gözleri ahuya zebun etti fele…