Saçları kazımak Kesici bir aracı sürte sürte bir şeyin yüzündeki bölümü kaldırmak: Duvardaki eski boyaları kazıdık. (kelime ile ilgili cümle) Saçları usturayla dibinden tıraş etmek: Saçlarını kazımışlar. Maden yüzeyi üstüne…
Küçük kazıcı makine (ekskavatör) Kazı yapan kimse, araç ya da makine: Şirketin iki ekskavatörü (kazıcı kepçe) bulunuyordu. Bunları iki tır üzerine bindirip Kayseri'ye taşımayı düşünmüşlerdi; kazıcı personel için ise bir d…
Toprağı kazma işi ya da kazılan yer. Tahta maden gibi şeyler üzerine yazı ya da resim oyma işi. (arkeoloji) Yer altındaki tarihsel değerleri ortaya çıkarmak için toprağı kazma işi.
Kazein Sütte bulunan ve çeşitli boyaların, yapıştırıcıların, plastiklerin, yapay tekstil liflerinin yapımında ve daha birçok sanayi dalında kullanılan bir protein. Kazein boya: Suda eriyebilen boyalarla kazeinin karışımınd…
Türkiye'de Kazayağı otu Ispanakgillerden, yaprakları kaz ayağına benzer bir bitki türü. Çok kollu çengel. (denizcilik) İki ucundan herhangi bir yere bağlanmış halatın, ortasından başka bir halatla dengelenmiş durumu. …
Anadolu ve Rumeli Kazaskerleri (minyatür 16.yy) Kazasker (tarih, kadı ya da kazı ve asker) Osmanlı Devletinde ilmiye sınıfının en yüksek rütbesi olup devlet görevlisi sınıflarının dava, veraset vb. hukuki işlerine bakan, devl…
Kazaska, bacak figürlerine önem vererek ve hızlı oynanan, Kazak kökenli bir Rus halk dansı. Cumhuriyetin 10. yıl kutlamaları nedeniyle Ankara Halkevinde düzenlenen bir baloda, konuk Rus Heyetinin başkanı Voroşilof'un orkestra eş…
Rastgele, tesadüfen: Allah Teâlâ, her birimizi teker teker çok seviyor. Bizleri O yarattı. Burada kazara bulunmuyoruz (S. Friedlander). Kaza sonucu, istemeyerek, yanlışlıkla, bilmeyerek: Tabancasını temizlerken kazara ateş almıştı…
Kazandibi tatlısı Kazandibi, süt, şeker, nişasta ve pirinç unuyla yapılan, pişirilirken dibi tutturularak hafif yanık kokusu verdirilen ve ismini de buradan alan, üstü az kızartılmış bir muhallebi türü.
Kazanç Kazanılan şey, temettü eş anlamı: Kazancının azlığıyla yakınmak ya da çokluğuyla övünmek gibi adetleri yoktu. (mecazi) Yarar, çıkar: Memleketin çeşitli çevrelerinden, çeşitli insanlar tanımak ne büyük bir kazanç olur…
Bayan kazağı Baştan geçme, genellikle kollu bazen de kolsuz, boyu en çok kasıklara kadar gelen örme giysi: Anası ona bir kazak ördü. Jokeylerin giydiği, çarpıcı renklerde gömlek. Türkistan'da, Güney Sibirya'da yaşay…
İşten kaçmak: İlki, insanların doğal içgüdülerinden ve rahata olan düşkünlüklerinden kaynaklanan "doğal kaytarma", ikincisi ise "sistematik kaytarma" idi. Sistematik kaytarma, işçilerin sistematik olarak işin ne…
Kaytan bıyık (Orhan Gencebay) Pamuktan ya da ipekten bükülerek yapılmış ince sicim (ip): Şimdi de elleri titriyor, al ibrişimden örme kesenin ağzını bağlayan ipek kaytanı kabil değil çözemiyordu. (İlgili cümle kaynağı: Z. Ş.…
Mimaride kayrak taşı Ekime elverişli olmayan, verimsiz, taşlı, kumlu (toprak veya arazi). (mimari) Yer döşemede ve duvar kaplamada kullanılan, kolay dilimlenme özelliği gösteren, değişik renk tonlarında olabilen, farklı, şek…
(felsefe) Allahü Teala'nın nesneler dünyasını yöneten yetkin gücü. Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, inayet. Kayracılık: Evrendeki tüm olayların Allahü Teala'nın iradesine ve bağışına …
Ayrılmayacak biçimde iyice yapışıp birleşmek. Birbirine iyice uymak: Bu renkler iyi kaynaşmış. Sıkı fıkı olmak, iyice anlaşıp bağdaşmak: İki çocuk çabucak kaynaşıverdiler. Çok kalabalık ve kıpırdak bir durumda olmak: Karıncalar …
Kaynama Kaynama noktası (fizik) bir sıvının içinde gözle görünür buharlaşmanın başladığı ve sıvının buhar basıncının açık hava basıncına eşit olduğu sıcaklık derecesidir. Kaynama noktası, verili bir basınçta, sıvıyla buharını…
Kaynamak (fizik) Bir sıvı için buhar basıncı açık hava basıncına eşitlenip, içinde gözle görülür buharlaşma başlamak: Suyun kaynaması. Böyle bir sıvıyla dolu kap içinde aynı sözcük kullanılır: Bizim evimizde her gün iki üç …
Doğal su kaynağı Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba: Gülüşleri hiç kirlenmemiş kaynak suları gibi berraktı. (İlgili cümle kaynağı: M. Buyrukçu) Bir şeyin çıktığı yer, köken: Halk şiirinin kaynağı 13. yüzyılın en b…
Motor kayışları Bir kasnak, makara veya dişli de oluşan dönme gücünü başka bir kasnağa aktarmak amacıyla kullanılan ve iki kasnak arasına gerilen araç: Motor v kayışı. Motorun kayışı koptuğu için yerine kadın çorabı bağlanmış…
Kayısı Kayısı, (botanik) anayurdu Asya olan, dalları yaygın ve dik, yaprakları az çok yürek biçiminde, oldukça büyük çiçekleri pembemsi beyaz, 4 - 6 m yükseklikte bir ağaç ve bunun cevizden iri, ince derili, açık turuncu renk…