Önceleri Mısır'ın yerleşik halkına, daha sonra da Hristiyan Mısırlılara da verilen ad. Mısır'ın Araplar tarafından fethinden (641) sonra birçok Kıpti, Müslüman olduğu için bu deyim yalnızca Hristiyanlar için kullanılmaya ba…

Kınkanat Kınkanat, kınkanatlı böceklerin gövdeyi ve diğer iki kanadı korumakla görevli ve çok sert yapıda olan birinci çift kanadı. Kınkanatlılar: İki tanesi uçmayı sağlayan, öbür ikisiyse örtmeye yarayacak biçimde katıca …

Kınıyoruz Yapılan bir işin hoş olmadığını, kötü görüldüğünü bildirir söz söylemek. Ayıplamak, takbih etmek eş anlamları. Dünyadaki barışçıl amaca hizmet etmeyen tüm eylemleri kınıyoruz. Kınamayanları da kınıyoruz... Mısırdaki …

Kına kına ağacı çiçeği ve kabuğu Kökboyasıgillerden, asıl yurdu Güney Amerika olup Seylan ve Cava'da yetiştirilen, kabuğundan kinin maddesi çıkarılan Amazon Yağmur Ormanlarının doğal bir ağacıdır. Bu madde sıtmanın tedavis…

Kına gecesi Kına gecesi düğünlerde genellikle çarşambayı perşembeye bağlayan gece geleneksel kıyafetler giyilerek, mum ışığı eşliğinde def çalarak, çeşitli maniler, türküler ve ilahiler söylenerek kadınlarca yapılan ve kız tar…

Çeşitli renklerde kına çiçeği Kına çiçeğigillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, bir yıllık otsu bitki, dokunmabana. Kınaçiçeğigiller: Yaprakları genellikle karşılıklı, çiçekleri erdişi olan iki çenekli bitk…

Bıçak, kılıç gibi kesici araçların kazayla kesmesini önlemek amacıyla sert malzemeden yapılan ve sadece kesici kısımlarını örten, biçimlerine uygun kılıfı. (botanik) Buğdayda olduğu gibi bazı bitkilerde sapı saran yaprak dibi. D…

Kımız Kısrak (dişi at) sütünün mayalanmasıyla elde edilen az alkollü, ekşi ve gazoz gibi gazlı eski bir fermente süt ürünü. Kokusu yayık ayranı veya ekşi peynir suyunu andırır. Çalkalanınca köpürür. Atanın içkisi köpüklü kımız…

Kımıl Hortumlu böcekler takımının yarım kanatlılar alt takımından, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek yaşayan, ekin hastalığına yol açan zararlı bir ekin asalağı. Kımıl kımıl: Çok hareketli, durmadan kımıldayan bir şey…

Namaz kılan (kılmayan) çocuk Genellikle "etmek", "eylemek", "yapmak" anlamında yardımcı eylem olarak kullanılan bir sözcük. Örnek cümleler: Yaşamlarıdır ozanları başka kılan... Beni böyle söyleme…

Kılkuyruk ördeği (zooloji) Karışık beyaz, gri ve kara tüylü, ince uzun gövdeli, 51 - 76 cm uzunluğunda, 0,45 - 1,36 kg ağırlığında, uzun sivri kuyruklu iri bir tür yüzücü yaban ördeği. Kılıksız, züğürt, sünepe, aciz kimse: …

Kıllanmak (mecazi) Huylanmak, kuşkulanmak, şüphelenmek: Kıllanıyorum bu işten... Aklımızın alamayacağı kadar büyük işler dönüyor. (derleme cümle) Vücutta saç, kaş ve kirpik haricinde çeşitli bölgelerde tüyler ve kıllar çıkm…

Bazı şeyleri koymak ya da korumak üzere, o şeylerin biçimine göre yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap. (mecazi) Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe. (anatomi) Bir organı, kası, kirişi vb. saran oldukça dayanıklı örtü. Cep t…

Kılıç balığı (zooloji) Burnunda kılıca benzer bir uzantısı bulunan, kılçıksız, eti beyaz ve lezzetli, 3 - 4 m boyunda bir balık. (gökbilimi) Parlaklığı az birkaç yıldızdan oluşan ve Güney yarım kürede bulunan bir takım yıl…

Eyüp Sultan Camisinde Kılıç Alayı ile Kılıç Kuşanma Töreni (canlandırma) Kılıç kuşanma, Osmanlı padişahlarının saltanat tahtına oturmaları üzerine, hükümdarlık şiarı olarak yaptıkları merasime verilen addır. Osmanlı da bir g…

Kılıç kalkan oyunu Kılıç kalkanla oynanan ve kökeninde büyük olasılıkla gençlere kılıç kullanma eğitimi vermek olan halk oyunu. Kılıç ve kalkanların bir ahenk içinde birbirine vurulması ve müziksiz olması ile de diğer birçok h…

Kılıç hakkı, Osmanlı Devleti'nde tımarın toplam değerinin ilk 5 - 6 bin akçesi olarak, çekirdeğini oluşturan kısım. Hizmet ve yararlılık karşılığı olarak verilen tımarın değeri artırılırsa, bu 5 - 6 bin akçeden fazlasına terakki…

Kılıç Eskiden savunma ve saldırı amacıyla bele takılarak taşınan, kabzasından tutulan, yapısı düz ya da eğrice, bir yüzü ya da iki yüzü keskin sivri ya da çatal ağızlı, uzun, kesici silah. (tarih) Osmanlılarda, bir tımar ya…

Kılıç alayı, Osmanlı hükümdarlarının, tahta çıkmalarından sonra, ecdatlarına ya da İslam dininin önemli kişilerine ait kılıçlardan kuşanarak, din ve devleti kılıç zoruyla koruma görev ve hakkını üstlendiklerini bildirdikleri din…

Balık iskeletindeki kılçıklar (zooloji) Balıkların, onları omurgalılardan ayıran ve iskeletini oluşturan ince ve sivri kemikleri: Tatlı su balıklarında, deniz balıklarına göre daha çok kılçık vardır. (botanik) Tahıl başakl…

Kılavuz ve pafta uçları Genel olarak yol gösterici durumunda olan kimse ya da şey. (teknik) Dar, uzun ve kolayca bükülen bir şey dar bir yerden geçirilmek istendiğinde, bu şeyin ucuna bağlanan sert madde. Örneğin: Kılavuz t…

Kılaptan Pirinç, bakır, kalay gibi madenlerden çekilip altın ya da gümüş kaplanmış ince madeni iplik: İpek ipliklere sarılmış sırmaya verilen addır. Gümüş, altın ya da altın alaşımlı gümüş tel ile sarılmış ipek ya da pamuk ip…

Yeni bilenen ustura, bıçak gibi kesici aletlerin, bilenme sonucu yüzlerinde oluşup keskinliklerini azaltan ve kayışa ya da bileği taşına çekilerek giderilen kıl gibi ince kalıntı, çapak veya pürüz. Kılağı almak (kılağılamak) : Ke…

Kulak kıkırdağı (anatomi) Bazı organlarda kemik yerine geçen ancak kemik gibi sert olmayan, dayanıklı, esnek, bükülgen, damarsız, beyaz doku. Kuyruk eritilip yağı alındıktan sonra kalan gevrek posa. Kıkırdak doku : Kıkı…

Kıdem tazminatı Kıdem tazminatı, belirli bir işte (belirli bir firmada) sigortalı olarak belli bir süre çalıştıktan sonra istifa etmeden işten ayrılan işçiye, çalıştığı süreyle orantılı olarak işvereni tarafından ödenen yüklü …

Bu başçavuş rütbesindeki en alttaki çizgi kıdemli olduğunu gösterir. Bir görevde rütbece eskilik ve üstünlük: Disiplini ayakta tutan temel ilke ise, kıdem ve liyakat esasına göre, hiyerarşiyi oluşturmaktır. (İlgili cümle kayn…

Türkiye tarafından Kıble ve Kabe Biz Müslümanların namaz kılarken yöneldiğimiz Mekke'de bulunan Mescid-i Haram'daki Kabe yönüdür. Kabe'nin Türkiye'ye bakan yönü ise altın oluğun bulunduğu taraftır.

Nitelenecek herhangi iki ayrı şeyde nitelemenin tekrarlanmaması için ilk şey nitelendikten sonra ikincinin niteliğinin de aynı olduğunu belirtmek için "oda öyle, aynı biçimde" anlamlarında kullanılır: Polis teşkilatı ülke…

Kevgir Uzun saplı, yayvan ve delikli kepçe. Pirinç gibi kimi şeyleri yıkamak ve süzmek için kullanılan delikli kap. Kevgir taşı: Taşlıklar da suyun akması için bir köşeye yerleştirilen delikli taş. Kevgirden geçirmek: …

Ketum Ağzı sıkı, ağzı pek, sır saklayan: Ketum adamdır vesselam, katlandığı acıları, atlattığı tehlikeleri sergilemeyi hiç sevmez. Ketumiyet : Ağız sıkılığı, sır vermezlik, sır tutmak: Erdemli insan olabilmenin temel vasıfl…

(ruhb.) İçtepinin gerçekleşmesini engelleyen sapma ya da kesindi. Uyaran var olduğu halde başlayan bir süreci durdurma ya da başlamasını önleme. (Bunun nedeninin, çekingenliğe yol açan sinirsel bir durum olduğu sanılmaktadır.) K…

Kethüda bey Kahya sözcüğünün aslı olup Osmanlı Devleti'nin eski devirlerinde kullanılmış bazı deyimlerde geçer. Kethüda bey : (tarih) Yeniçeri ocağında yeniçeri ağasından sonra gelen en yüksek aşamadaki subay, kul keth…

Keten tohumu, bitkisi ve çiçeği Keten bitkisinin yağı çıkarılan ya da dövülerek hekimlikte kullanılan küçük taneleri. Keten tohumu yüksek oranda çoklu doymamış yağ asitleri, düşük oranda doymuş yağ asidi, yüksek oranda lifle b…

Ketencik bitkisi ve tohumu (botanik) Turpgillerden, küçük sarı çiçekli bir bitki ve bu bitkiden çıkarılan, boyacılıkta kullanılan yağ. Ketencik bitkisinin tohumlarından elde edilen yağ oldukça değerlidir ve bu yağ, gıda sekt…

Keten kuşu Keten kuşu, ispinozgillerden, kül rengi ve esmer tüylü, erkeğinin başı ve göğsü koyu kırmızı benekli, güzel sesli küçük bir kuş türüdür. Türkiye’nin her yerinde görülen oldukça soluk renkli bir türdür. Baharda üreme…