Karabiber (Toz, tane ve öğütülmüş hali) Karabibergillerden, küçük, zeytinsi meyvelerinin taneleri yuvarlak, yaprakları yürek biçiminde, sıcak yerlerde yetişen, tırmanıcı bir fidan ve bunun bahar olarak kullanılan kuru ve siya…
Yakınlık: Allah ve Peygamberle bir olma vesilesi; karabeti bedeniye yani nesil akrabalığı değil, karabeti diniyedir. (İlgili cümle kaynağı: M. Sarıcık) Soyca hısımlık: "...ve malını seve seve karabet sahiplerine, yetimlere, y…
Karabatak (zooloji) Karabatakgillerden, deniz, ırmak ve göl kenarlarında topluca yaşayan, balıkla beslenen, tüyleri kara, gagası uzunca ve sivri bir kuş. (müzik) Türk müziğinde, saz eserlerinin özel bir çalınma şekli olup,…
Karaağaç Karaağaçgillerden, 30 - 40 metreye kadar boylanabilen ve sert, açık kahverengi, sağlam ve esnek kerestesi çok beğenilen, uzun ömürlü bir ağaç cinsi. Karaağaçgiller: İkiçeneklilerden, her iki yarım kürede yetişen 1…
Kara tahta Okullarda üzerine tebeşirle yazı yazılan, genellikle tahtadan üretilen, siyah ya da yeşil boyalı geniş levha. Eskiden rengi nedeniyle kara tahta olarak adlandırılan yazı tahtası daha sonraları yeşil renge boyanmış; …
Karadut Dutgillerden, anayurdu İran olan, Türkiye'nin de birçok bölgesinde yetişen, boyu 3 -10 metre arasında, gövdesi çok dallı, çatlaklı, tüylü bir ağaç ve bunun morumsu siyah renkli taze ya da kuru olarak yenilen ve şur…
Kara barut Kara barut (askeri terim) kolayca tutuşabilen, % 75 güherçile (potasyum nitrat), % 12,5 kükürt, % 12,5 odun (söğüt) kömürü tozunun karışımıyla hazırlanan bir barut çeşididir. Barut'un ilkel haline "Kara …
Barut Yüzde 75 güherçile (potasyum nitrat), yüzde 12,5 kükürt ve yüzde 12,5 odun (söğüt) kömürü tozu karışımından oluşan, ateşli silahlarla mermi atmak ya da kayaları parçalamak gibi işlerde kullanılan, patlayınca büyük bir ga…
Komik kardan adamlar Kardan adam, kışın çocukların yuvarladıkları karları üst üste yığıp havuçtan burun, kömürden göz bazen de boynuna atkı ve eline süpürge takarak yaptıkları heykelcik: Oyun için her kış bize geliyordu kardan…
Kartopu oynamak Karı elde sıkarak yapılmış yuvarlak: Bahçeye iner inmez, daha elimi kara sürmeden kafama bir kar topu yedim. Nereden geldiğini görmek için arkamı döndüğümde, tam karnıma başka bir kar topu daha yedim... (T. Sa…
Kar helvası Geleneksel olarak pekmez karıştırılmış kara kar helvası denir. Günümüzde kara konsantre meyve şurubu veya reçel eklenerek de yapılmaktadır. Kar helvası Yavuz Sultan Selim dönemine ait kaynaklarda bile adı geçen bir…
Kar güneş gözlüğü Karda beyaz renge karşı duyarlığı olanların kullandıkları renkli camlı gözlük. Kar gözlükleri özel polarize camları sayesinde karlı zeminden yansıyan güneş ışınlarını engelleyerek göz kamaşmalarının önüne geç…
Modern kar ayakkabısı Karda yürürken batmamak için ayakkabıların altına bağlanan, geniş tabanlı, tenis raketine benzeyen özel ayakkabı. Geleneksel olanları ahşap kasnak, ince ağaç dalları ve kalın ipliklerden yapılırken endüs…
Kapüşonlu giysi Palto, pelerin, içi kürklü kışlık ceket, mont, hırka vb. giysilerin arkadan yakasına dikili bulunan külah biçimindeki başlığı veya şapkası. Halk dilinde kapşon olarak geçse de doğru yazılışı kapüşon şeklindedir…
Kaput bezi, Amerikan bezi Düz ve kaba pamuk dokuma, Amerikan bezi. Kaput bezi bir pamuklu düz dokuma türüdür. Atkı ve çözgüsünde genellikle 12 numara iplik kullanılır. Dokuma sonrası ayrıca ağartma işlemi yapılmaz, ucuz ve da…
Bir sınır içine alma durumu. Sınırları içine başka konu ya da anlamları alma durumu: Düşünce suçlarının af yasası kapsamına alınması için çalışılmaktadır. (felsefe) Bir fikrin, bir kavramın ya da onları ortaya koyan terimlerin i…
Araç kaputu (siyah bölüm) Otomobil, kamyon gibi motorlu taşıtlarda kaportanın motor bölümünü örten açılır kapanır kapak: Aracın şoförü çıkıp ön kaputu açtı ve motorla ilgilenmeye başladı. (İlgili cümle kaynağı: B. Özbay) Kal…
Gemi kaptanı Gemilerin sevk ve idaresi ile görevli en yüksek yetkili, gemi komutanı: Kaptanın emriyle gemi sabah demir aldı. (spor) Takım oyunlarında, oyuncuları oyun içinde yöneten, törenlerde takımı temsil etme yetkisi bu…
İlaç kapsülü (kimya) Laboratuvarlarda bazı maddeleri eritmek ya da bazı sıvıları buharlaştırmak için kullanılan yarı küre biçiminde, ateşe dayanıklı kap. (botanik) Bazı bitkilerde tohumları içinde taşıyan kuru ve sert kabu…
Kaportacılık Kaportacı otomobil kaportalarını (dış yapısını) yapan, onaran, düzelten veya boyayan kimse ve yapılan bu iş. Türkçedeki kaporta sözcüğü büyük bir olasılıkla İtalyanca "coperta"dan gelmiştir. Genel sözlük…
Otomobil kaportası Otomobillerin motor, sürücü ve yolcu bölümleri ve diğer aksamlarını kapatan metal örtü: Doğal olarak, biçimli kaporta tasarımı, otomobil kaporta inşasında önemli değişikliklere yol açtı...
Kapok Kapok, kapok ağacı denilen tropikal bir ağacın, suda batmayan ıslanmayan ve bu nedenle can simidi, cankurtaran yeleği gibi şeylerin yapımında kullanılan lifli pamuğudur. Kapok ayrıca yastıklar yorganlar ve döşekler için …
Kapmak eylemi. Kaparak elde edilen. (coğrafya) Yatağını hızla değiştiren güçlü bir akarsuyun, güçsüz bir başka akarsuya doğru uzanarak onun bir başka akarsuya doğru uzanarak onun bir bölümünü ya da hemen tümünü kendine katması o…
Kaplıca Sıcak yeraltı sularından yararlanmak için yeryüzüne çıktıkları kaynakların çevresine kurulan havuzlu hamam görünümündeki tesis, ılıca. Folklorik tıpta kaplıcaların önemi büyüktür. Türkiye, maden suyu ve kaplıca bakımı…
Kaplan Kaplan, (zooloji) etçiller takımının kedigiller familyasına ait, aslan ile benzer boyutlarda ancak ondan daha çevik ve saldırgan bir memeli türüdür. Genellikle tarçın renginde olan postunda, siyah, belirgin enine çizgi…
Her yanını örtmek: Koltuğa kumaş kaplamak. Bulunduğu yeri yayılıp doldurmak: Ortalığı duman kapladı. Bastırmak, bürümek: Ortalığı bir sessizlik kapladı. Bir kabın içine almak: Defteri kapladık. (mecazi) (Bir kimsenin ya da bir…
Altın kaplama Lamborghini Kaplamak eylemi. Bir şeyin dışına süsleme, sağlamlaştırma ya da dış etkilerden koruma amacıyla geçirilen veya kimyasal tekniklerle tutunması sağlanan, başka bir maddeden oluşan kat veya katman. Bu …
Kapitone mont İki kumaş katmanından oluşan içi pamuk, yün gibi maddelerle doldurulmuş yer yer bastırılarak dikilmiş (yorgan, mont, giysi, örtü, kılıf vb.). Yüzü ve astarı arasına pamukla kapitone yapılırdı. Bu kapitone dikişle…
Birlikte bir şeyin üzerine üşüşüp aceleyle almak. Kavgaya ya da güreşe tutuşmak. Yarışmak, yarışa başlamak. Kapış ile ilgili deyimler ve anlamları Kapış kapış: Kapan kapana, kapışarak. Kapış kapış gitmek: Çabucak satılmak…
Kapıkulu Ocağı Kapıkulu (tarih) Osmanlı Devletinde, hükümet merkezinde ve sürekli görev başında bulunan ve devletten ulufe ve bahşiş adı altında para alan, yeniçerileri ve kapıkulu süvarilerini kapsayan, Osmanlı askeri gücünü…
Osmanlı Devletinde, acemioğlanların yeniçeri ocağına geçmeleri ve Enderun'da yetiştirilen ya da görev yapanların, zamanı geldiği, gerektiği ya da ödüllendirilmeleri için Birun'a kaydırılması. Osmanlı Devlet örgütünün yenilen…
Kapçak (kanca) Uzun saplı büyük kanca. (askeri terim) Eskiden kale kuşatmalarında askerlerin kale surlarına tırmanmak için ucuna ip bağlayarak fırlattıkları büyük çengel ya da kanca. (tarih) Eskiden yaşamış olan bir Türk …
Bir şeyin içine sığdırılabilirlik, kapsadığı nicelik, alım: Otomobilin yolcu kapasitesi 5 kişidir. (fizik) → Sığa. (mecazi) Kavrayış, anlayış gücü: Yüksek kapasiteli bir insandır. Üstün uzman: Matematik alanının tanınmış kapa…
Eski kapı Bir yere girip çıkarken içinden geçilen, açılıp kapanma düzeni olan yer ve bu yerin açık ya da kapalı durumda olmasını sağlayan bir ya da birkaç kanattan oluşan nesne. Giderlere yol açan gereksinme: Bayram geldi, y…
Kaparo Bir sözleşmenin yapılması sırasında taraflardan birinin diğerine antlaşmadan caymayacağını garanti etmek için verdiği güvence parası, pey akçesi. Kaporalı Satış : Kapora, bir alış-veriş başlangıcında satış bedelinin t…
Kitap kapağı örneği Bir kabı ya da açıklığı kapamaya yarayan nesne: Tencere kapağı. Dolap, sandık vb. şeylerin açılıp kapanan kısmı: Sandık kapağı. (matematik) Bir küre yüzeyinin, merkez dışından geçen bir düzlemle kesilme…
Plastik vakumlu yemek kabı İçine yiyecek, içecek, sıvı, katı ya da gaz herhangi bir şeyi alabilecek her türlü oyun nesne: Yemek kabı. Türlü şeylerin taşınması, korunması ya da saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, …
Büyük kanyon (Amerika - Arizona) Kanyon daha çok kireç taşı, kum taşı gibi suyu kolaylıkla geçiren katmanlar içinde görülen, akarsular tarafından aşındırılacak derinleşen, yamaçları hemen hemen duvar gibi dik ve dar vadilere v…
Kanunuevvel aralık ayının, kanunusani ise ocak ayının eski adıdır: Kanunuevvel ayına ait olan bu cetvelde 10 Kanunuevvel, 3 Kanunuevvel ve 11 Kanunuevvel tarihleriyle verilmiş üç istida hakkında ittihaz edilmiş olan mukarrerata dair…
Kanunname-i Ali Osman (Arapça) Yasa Kitabı. Bir konuyla ilgili yasaları kapsayan kanun kitabı: Kanunname-i Ali Osman. (tarih) Osmanlı Devletinde şeriat kurallarının dışında kalan ve devletin işleyişiyle ilgili konuları düz…
Kanuni Sultan Süleyman (Arapça) Yasaya uygun, yasalı: Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisine "Kanuni" denmesinin sebebi, yeni kanunlar koymasından değil, mevcut kanunları kayda geçirip, çok sıkı bir şekilde uygula…
Kanun kitabı Devletin yasama gücü tarafından herkesçe uyulmak için konulan her türlü kural, yasa. (tarih) Osmanlı Devletinde, hukukun şeriat hükümlerinin dışında kalan ya da bırakılan konuları düzenleyen geleneğe, örfe daya…
Bir ülkenin, idari ya da sınırsal alt birimlerinden her birine verilen addır. Örneğin bu bir coğrafi bölge ya da bir eyalet olabilir. İsviçre konfederasyonunu oluşturan devletlerden her biri. Fransa'da idari toprak bölümlerin…
Kanto (tiyatro) Eskiden tuluat tiyatrolarında, asıl oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptıkları gösteri. Hareketli bir müziği ve heceler üzerindeki vurgusuyla eski kantolara benzeyen dan…
Okul kantini Kantin, okul, üniversite, fabrika, askeri kışla vb. yerlerde bazı yiyecek ve içecek maddelerinin satıldığı yer: Kantin ana baba günüydü; kuyruğa girdi ve sırası gelince bir simit, bir çay aldı. (H. Tunç) Kantin…
Kantat, kahramanlık ya da din konularında yazılan koşuk ya da bu şiirin tek ya da çok ses eşliğinde oda, konser ve kilise müziği olarak hazırlanan bestesi. Kantat, Batı Musikisinde solo, koro ve orkestra eşliği için odada, konserde …
Berberlerin kullandığı kan taşı Daha çok berberlerce, tıraş sırasında kesilen yüzdeki kanı durdurmak için kesiğe sürülerek kullanılan kalem biçiminde şap. Sakal tıraşı sırasında istemeyerek kesilen ve kanayan yere kan taşı sü…
Kant Kant, genellikle kahvehanelerde çay yerine içilen, şekerli sıcak suya limon eklenerek hazırlanan bir tür içecektir: Bahar başladı mı babamın baş ağrıları da başladığından gözünü açamazdı bir türlü. Gölge, serin yerler ara…
(felsefe) Belli bir alanda geçerli olan kural ve ilkelerin toplamı. Heykellerin orantıları için kullanılan çap ölçüsü. (müzik) Eşit aralıklarla hareket eden, ama ayrı ayrı birbirini izleyen iki ya da daha çok partiden oluşan il…
Şeffaf kano Kürekle yürütülen çoğu zaman tek kişilik, güvertesiz, dar, uzun, hafif tekne: Bu güzel bölgeyi gezmenin en iyi yollarından biri de kano kiralamak. Kano ile kıyılardan dolaşarak kalker tepelerini ve mağaraları yakı…
Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak, kanıkmak. Tatlı sözlere aldanmak. Bir gereksinmesini, bir isteğini yeterince karşılamış olmak: Suya kandı. Yetinmek: O bu cevapla kanmadı. Kana kana : Kanıncaya kadar,…
Kaniş köpeği Kaniş (zooloji) zeki, çok yetenekli, suda çok iyi yüzebilen, beyaz, kahverengi ya da siyah renkli, uzun ve kıvırcık tüylü bir köpek türüdür. Neşeli, çok zeki, hassas ve eğitime son derece yatkın bir ırktır. Çeşit…
Kanıt Kanıt, gerekli ve zorunlu sonuca ulaşan uslamlamanın dayandığı gerçek, kanıyı doğuran neden. Delil eş anlamı. Kanıtlama : (mantık) Usavurma yoluyla gösterme. Kanıtlamak : Bir şeyin doğruluğunu ve gerçekliğini inkar …
Bir şeye kaba kuvvet ile döndürüp çevirerek, kastırarak, eğip zorlayarak yerinden çıkarmak, sökmek ya da çıkarmaya, koparmaya çalışmak. Olmadığı taktirde de gücü artırarak devam edip gitmek: Bağda dedemin çaktığı eski dövme çiviyi k…
Çok tekrarlanmak yüzünden etkilenmez, tepki göstermez olmak, alışmak: Dayaktan korkmuyor, artık kanıksamış (kelime ile ilgili cümle). Kimisi kederli, kimisi meraklı, kimisi de kanıksamış yüz ifadeleriyle, seslerini çıkarmadan veda …
Kanguru ve yavrusu Kanguru (zooloji) Avustralya'da sürüler halinde yaşayan, koyundan iri, otçul, ön ayakları kısa, art ayaklarıyla küçükçe kuyruğu uzun ve kuvvetli, başı dengeyi sağlayan, dişisinin karnında yavrularını ta…
Sivas kangal köpeği Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla oluşan bağ: Bir kangal dikenli tel. (Sucuk gibi tekerlek biçiminde bükülmüş şeylerde) Parça. (anatomi) Büklüm: Bağırsak ka…
Kanepe (çekyat) Birkaç kişinin oturabileceği genişlikte, arkalığı ve kol dayayacak yerleri olan bazı modelleri yatağa dönüşebilen iki veya üç kişilik geniş koltuk (çekyat): Odaların büyücek olanında bir açılır kapanır kanepe,…
İstanbul boğazında bir kancabaş tekne (denizcilik) Kereste, odun, kömür vb. taşımakta kullanılan, baş tarafı kanca veya kartal gagası gibi geriye kıvrık olan dar ve uzun kayık türü. (Eskiden) Hafif donanma gemilerinden biri…
Yağ kandili İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşan eskiden ucu yakılarak kullanılan aydınlatma aracı: Eski zamanlarda topraktan yapılan kandiller kullanılırdı. Camdan yapılıp içine su ve yağ konulan kandiller cami…
Kanca çeşitleri Bir şey çekmeye yarar saplı çengel. Herhangi bir şeyi asmaya yarayan ters soru işareti biçiminde metal parça. Isıtma kazanının ocak takımından bir aracı. (mecazi) Tutan bağlayan bağ: Ve bir aşk kancasının …
Kanatçık Küçük kanat. (teknik) Uçaklarda kanatların taşıma gücünü artıran ve yön değiştirmeye yarayan dikdörtgen biçimindeki hareketli parçalar. Bir türbin ya da kompresörün, kanat profili kesitinde çukurlaştırılmış madeni b…