 |
| Kurnaz |
Başkalarını kandırmasını ve işini yürütmesini bilen, şu ya da bu biçimde amacına erişmesini beceren: Kurnazdır, şeytanî bir zekâsı vardır. Kimi neyle nasıl kandıracağını, kime yumuşak, kime sert davranacağını çok iyi bilir. (S. Suruç)
- Kurnazca: Kandırarak, aldatarak, kurnaz davranışlarla: Sizi dünyaya bağlayan, şeytanın kurnazca düşünüp sımsıkı ördüğü ağlar.
- Kurnazlık: Kurnaz olma durumu ya da kurnazca iş: Hırsızların liderleri yeni bir kurnazlık peşindeydi.
Kurnazlık ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kurnaz" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Anasının gözü: (argo) Pek kurnaz, becerikli, hinoğluhin: "Bunlar ne anasının gözüdür. Adamın donunu bile alırlar bacağından." (R. Güngör)
- Aşağıdan (Alttan) güreşmek: Sertlikle elde edilemeyen bir işi tatlı bir dil ve kurnazlıkla elde etmek: Öyle çaktırmadan, alttan güreşip, muhalefet yaparmış gibi görünüp de, yine muhalefet yapmayacaksın. (A. Nesin)
- Bildiğini yedi mahalle bilmez: Bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz: "Ufak tefek olduğuna bakmayın, bildiğini yedi mahalle bilmez." (H. F. Gözler)
- Dümen kullanmak: (argo) Bir işi iyi ve kurnazca yönetmek: Orada akaryakıt istasyonu açabilmek için kaç tane dümen kullandı. (B. Sezgin)
- Fıldır fıldır bakmak: Zekice, kurnazca, hiçbir şeyi kaçırmadan bakmak: Hasibe Saliha Hanımın ihtiyarlık çağında da hiç bir şeyi kaçırmayan, fıldır fıldır bakan gözleri hakiki vaziyeti bir kapı aralığından görüp keşfetmiş bulunuyordu. (İlgili cümle kaynağı: N. S. Örik)
- Gözleri velfecri okumak: Gözlerinden kurnaz, şeytanca bir zeka belli olmak: Azametli favorileriyle İngilizler, beyaz etekli ve süslü ayakkabılarıyla birkaç Yunan askeri, yeşilli kırmızılı saten gömleğiyle sofranın başına çöreklenmiş şişman Ermeni ve avanesi, her yeri kendilerinin sanarak bağıra çağıra yemeklerini yiyen bizim Fransızlar, gözleri velfecri okuyan Napolili tüccarlar, aynı kamarayı paylaştığımız tekinsiz Sicilyalılar ve uzakta ağırbaşlı bir ifadeyle yemeklerini yiyen Türkler... (M. Gülsoy)
- Külahını ters giydirmek: Karşısındaki kurnaz olsa dahi onu bile aldatacak kadar kurnaz olmak, pabucunu ters giydirmek: Her tarakta bezi olan bir üçkağıtçı ki, şeytana külahını ters giydiren cinsten. Adına Suratsız Todori derler. buralarda bulunduğuna göre, vardır bir bildiği. (Y. Bahadıroğlu)
- (birine) Oyun etmek: Kurnazlıkla birini aldatmak: Nefsin sana bir oyun etti, yine günahları işletti. (M. E. Coşan)
- (biri başkasını) Suya götürüp susuz getirmek: Ondan çok daha akıllı, deneyimli, kurnaz olmak: Tilkinin hınzır bir zekâsı vardır. Suya götürüp susuz getirir, zaaflarımızı kullanmayı iyi bilir, hilenin efendisidir. (M. Ö. Sezer)
- Şeytana külahını ters giydirmek: Çok kurnaz olmak: Bu Kırmızı Firuz denen sansar, şeytana bile külahını ters giydirirdi vesselam. (M. Anıl)
- Şeytana pabucunu ters giydirmek: Çok kurnaz olmak: İngilizler, şeytana pabucunu ters giydirir derler. (M. Işık)
- Şeytanın yattığı yeri bilmek: Bilinmesi ve hatırlanması güç şeyleri bilmek, çok kurnaz ve açıkgöz olmak: Onlar şeytanın yattığı yeri bile bulurlar. Tilki gibi kurnazdırlar. (H. Erdem)
- Tilki: (mecazi) Çok kurnaz ve hilekar kimse: Tilki tilkidir ve tilkilik yapmaya devam edecektir... (S. Ustaosmanoğlu). O tilkinin biridir; hem de ne tilki.
- Tilki gibi: Kurnaz kimse: Düşmana karşı yerine göre kurt gibi güçlü, ayı gibi acımasız, tilki gibi hile bilir, aygır gibi öç güder, kinci, ısrarlı, saksağandan da ihtiyatlı ve kaya kuzgunu gibi gözü uzaklara çevrili olmalıdır. (A. Kabaklı)
- Tilki masalı okumak: Bir kimseyi kandırmaya çalışmak: Bana gerçekleri söylemek yerine yine tilki masalı okuyarak beni kandırmaya çalışıyorsun. (derleme cümle)
- Tilkilik: Kurnazlık, hilekârlık, kurnazca davranış: Vardır bir tilkilik kafanda sabahın bu saatinde geldiğine göre... (A. F. Gürses). Ticaret dünyası bin türlü tilkilik ile dolu. (A. Atalay)
- Yumurtaya kulp takmak: Kurnazca her şeye bahane bulmak, akla gelmeyecek eleştirilerde bulunmak, bahane bulmakta usta olmak: Kayseri'nin kızları yumurtaya kulp takar. (S. Emir)
Kurnazlık ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "kurnaz" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Kurnaz kedi pençesini göstermez: Kurnaz kişi mücadeleye girdiği zaman rakibine ne ile saldıracağını belli etmez.
- Ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz*: O işini bilir, davranışlarına hiçbir şey engel olamaz: "Canım erkek kısmı komşum, ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz." (Füruzan). Kız, ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz kurnazlardan. Şehzadenin bütün sorduklarına allem eder, kallem eder, oyalayıcı cevaplar verir...
- Akıllı bilgi bilir, kurnaz ortamı bilir: Akıllı kişinin ilim ve hakikati öğrenmeye yöneldiğini anlatır. Kurnaz olan ise sadece bulunduğu ortamdan fayda sağlamaya çalışır.