Şark köşesi Doğu: Keban'dan elde edilecek elektrik enerjisi, bilhassa şarkın büyük şehirlerinde kullanılacaktır... (derleme cümle) İslam, Hint, Çin vb. doğu kültürlerine özgü, doğuya özgü: Şark cephesi, şark müziği vb. …
Şakul ile örülen duvarın doğruluğunu ölçmek Yer çekiminden faydalanarak dikey olarak inşa edilen herhangi bir şeyin yere tam olarak dik olup olmadığını ölçmeye yarayan araç. Çekül eş anlamı. Şakuli: (matematik) Düşey olar…
Havada yol almak ya da düşmeden durmak: Uçak uçuyor. Gaz ya da buhar durumuna geçip havada dağılmak: Eter ve alkol çabuk uçar. Yüksek bir yerden düşmek: Otomobil yardan uçtu. Rüzgar vb. bir neden dolayısıyla yerinden ayrılmak: B…
Örgü Şal Modeli Daha çok Hindistan'da dokunan, özel motifli, değerli bir yün kumaş. Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı. Şal bağlamak : (folk.) Gelinin beline düğün töreninde babası, amcası ya…
Şalter (fizik) Anahtar. Bir elektrik düzeneğinde devreyi açıp kapayan anahtar. Binaların girişindeki elektrik panosunda yer alan, açıp kapatarak binaya gelen elektriği kesmeye ya da vermeye yarayan anahtar, sigorta. Şalterler …
Sahra Çölü Dünyanın en büyük sıcak çölü Kuzey Afrika Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, çöl: Çöl insanı için uçsuz bucaksız kumlu sahra bir derya, develer ise bu denizin gemileri gibidir (Remzi Çavuş). Bu sahrada her suyun…
Boya tabancası Cepte ya da belde taşınan, bir elle kullanılan, kısa ve hafif, geri tepmeli ateşli silah. Boyacılıkta kullanılan, basınçlı hava yardımıyla boya püskürten, tabanca biçiminde araç, boya tabancası. Modacılıkta, …
Google tabelası Dükkanların ve başka işyerlerinin kapısı üstüne ya da yanına asılan ve üzerinde o yerde ne işle uğraşıldığını, sahibinin kim olduğunu belirtici yazı, açıklama, işaret ya da resim bulunan levha. Bir asker birl…
Afili, argoda, gösterişli, çalımlı, fiyakalı anlamlarında kullanılır: Adamın o kaskatı duruşunda, sağa sola afili bakışında kimsenin görmediği, sadece kendisinin bildiği bir kameraya verdiği pozlar gizliydi (Behçet Çelik). Yumruğu s…
Sahabe, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'i hayatlarında görmüş, sohbetlerinde bulunmuş Müslümanlardır. Hz. Peygamberin arkadaşları ve yakın dostları olan Sahabe-i Kiram, O yüce Peygamber (s.a.v.)'in şahsiyet ve dost…
Safran çiçeği Süsengillerden, soğanlı, yaprakları şerit, çiçekleri huni biçiminde, kokulu, çiçeklerinden hekimlikte ve gıda sanayinde kullanılan sarı bir boya elde edilen, daha çok süs bitkisi olarak yetiştirilen çok yıllık o…
Safra sıvısı Karaciğerin hazmı kolaylaştırmak için onikiparmak bağırsağına salgıladığı yeşilimsi sarı renkli acı sıvı, öd (denizcilik) Gemileri ve her boyda deniz aracını dengede tutmak, istenilen su düzeyine kadar batırabi…
Süsü, göze çarpan yanı olmayan, yalın, gösterişsiz: Sade bir giyim. (Kahve için) Şekersiz: Sade kahve. Yalnız, ancak: Hem de düşünmeli ki insan kısmı sade para ile doymaz. (İlgili cümle kaynağı: R. N. Güntekin) (edebiyat) Yalın…
Sağır İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen, kulağı duymayan (kimse). İçi dolu olduğu için rezonans vermeyen, yankı vermeyen. Ses geçirmeyen. Rezonanssız (ses). Kalınlığı dolayısıyla yemeği geç pişiren ya da suyu geç kaynat…
Omurgalı hayvanların belle kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça yanı. (coğrafya) İki vadiyi birbirinden ayıran az eğimli yayvan sırt. Dericilikte, hayvanın sağrısından elde edilen deri. Çatılarda, mahyalarda dereler arasında …
(mecazi) Boş ve temelsiz söz, gerçek süsü verilmiş yalan: Bundan başka, basına ve televizyon ekranlarına kadar yayılan bir başka safsata haber daha var. (S. Küçük) (felsefe) Başkasını yanıltmak için doğru olmadığı bilinerek yapı…
Katıksız, saf olarak: İnsan ruhu için en halis sürur ve insan kalbi için en safi sevinç, Allah'ı severek ruhun aldığı lezzettir. Gerçek saadet, halis sürur, safi lezzet Allah'ı tanımakta ve Onu sevmektedir. (İlgili cümle ka…
Osmanlı Devleti'nde şimdiki başbakanlık karşılığı olan sadrazamlık makamı. Osmanlılarda, Anadolu ve Rumeli kazaskerlerine verilen ad. Sadaret ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları Sadaret alayı : Sadrazam olanlar iç…
Fransız fizikçisi B. Pascal'ın adından, simgesi Pa. Bir newtonluk bir kuvvetin bir metre karelik yüzeye uygulanmasıyla oluşan basınç olarak tanımlanan basınç birimi. İnsanı güldürüp eğlendiren, soytarı, palyaço: Pandomima pas…
Patent belgesi Yeni bir buluş için verilen belge. Patent, mucide yeni buluşu üzerinde sahiplenme hakkı veren ve diğerlerinin bu buluşu kopyalamasını yasaklayan yazılı yasal bir belgedir. Patent hakkı, buluş sahibine buluş kon…
Rantabilite, iktisatta belirli bir süre içinde kullanılan sermayeyle aynı süre içinde elde edilen net kazanç arasındaki oran, kısaca verimlilik demektir. Bir işletmenin kar sağlamadaki başarısını gösteren rantabilite daima yüzde hes…
Parola Aynı tarafta olan askerlerin birbirlerini tanımalarını ve düşmandan ayırt etmelerini sağlayan, önceden kararlaştırılıp askerlere dağıtılan kelime veya söz: İlerden gür bir ses DUR! diye bağırdı. Parola sordu, cevap ver…
Gedik, delik, deşik, yarık: Hariçtekiler kalenin surunda bir rahne açıldığını görerek bütün mancınıkları buraya getirdiler ve iki gün içinde rahneyi genişlettiler. (TTK) (mecazi) Zarar ziyan, yitik: O sene bizim aile felaketlerimi…
Mülkünün geliri ile geçimini sağlayan kişi: İşçi semtlerinden apartmanlar yükseliyordu, dünün gecekonducu emekçileri bir gecede ve bir imzayla rantiye sınıfına geçiyorlardı. (E. Atasü) Emek sarf etmeden, ciddi yatırım yapmadan kol…
"Kafir mümin ayırmadan yarattığı bütün varlıklara merhamet eden, nimet veren" anlamında Esma-i Hüsna'daki Allah'ın en güzel isimlerindendir: Allah'ım, Rahman ve Rahim olmakla yarattıklarını bereketinin yağmurun…
Rakip Rakip, herhangi bir işte veya yarışta birinden üstün olmaya çalışan, aynı şeyi birinden önce elde etmeye çalışan kimse, yarışçı: Ben de benimle yarışacak bir rakip isterim. Rakipsizlik insanı köreltiyor, tembelliğe alışt…
Sarkaç, özellikle eski duvar saatlerindeki sarkaç: Bu rakkas dilediği gibi gidip geliyordu, hiç bir kayda bağlı değildi. Yirmi dört saati, belki de on iki saate indirmişti. (B. Büyükarkın) Rakkas eskiden, dans eden, raks etmeyi me…
Ranza Ranza genel olarak dar odalarda daha çok kişinin yatabilmesi için ahşap ya da metalden yapılan çok katlı yataktır. Ranzalar genellikle gemilerde denizcilerin, kışlalarda askerlerin, yatılı okullarda öğrencilerin ve evler…
Ekonomide parite, bir ülke parasıyla iki farklı ülke dövizinin değerinin birbirine oran olarak değeri demektir. Örneğin EUR/USD paritesi, Euro para biriminin Amerikan doları karşısındaki TL cinsinden değeridir. Bunu hesaplamak için …
Bir elektrik devresindeki akımın değişmesi sonucunda oluşan zıt elektromotor kuvvete verilen ad. Self indüksiyon eş anlamı. Özindükleme katsayısı : (fizik) Değişken akımlı bir elektrik devresinde akımın birim hızla değişmesi dur…
Parodi (Mona Lisa) Parodi, ciddi olarak kabul edilen bir yapıtın tümünü ya da bir bölümünü biçim ve içerik açısından değiştirerek, abartma, çarpıtma yoluyla komikleştirme. Bu yolla komikleştirilmiş yapıt. (tiyatro) Ciddi s…
Tartışma paneli Güneş paneli Panel, dinleyiciler önünde seçilmiş bir konuşmacı grubunun güncel bir konuyu (ya da sorunu) kendi aralarında tartışmak amacıyla düzenlediği toplantı ya da toplu görüşmedir. Bir başkan ile 3 …
Paralel kenar Düzlemde ya da uzayda yan yana ve birbirine kavuşmadan uzayıp giden, aralarındaki uzaklık her noktada eşit olan (çizgi, düzlem), koşut, muvazi. Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, ekvatora koşut çemberlerd…
Özdeyiş, bir yazarın, sanatçının bilim ya da devlet adamının, bireysel, toplumsal ya da evrensel konularda doğru ve tutarlı bir yargı taşıyan, öğüt veren, bir gözlemi dile getiren bir ya da birkaç cümleden oluşan özlü sözü. Vecize, …
Paranoyak Paranoya, olmayacak şeylerden anlam çıkarmak, yersiz korkulara kapılmak gibi ruhsal bozuklukların adıdır. Paranoyak ise bu gibi aşırı şüphe belirtileri gösteren kimselere verilen isimdir. Örnek cümle: Herkes birbirin…
Papara yemeği Doğranmış ekmeğin et suyu veya peynir suyu ile yumuşatılmasıyla yapılan yemek, ekmek aşı. Papara bayatlamış ekmeklerin değerlendirildiği geleneksel bir Anadolu yemeğidir. (halk dilinde) Azar, paylama, sert çık…
Panzehir Panzehir, zehrin zararlı etkisine karşı koyan, zehri etkisiz hale getiren madde demektir (antidot eş anlamı): Yılanın zehiri alınarak terbiye edilip panzehir yapılması eskiden ünlü bir adet idi. Bu tiryak (panzehir) bir ne…
Paradoks çizim Paradoks, kökleşmiş kanılara aykırı olarak öne sürülen düşünce, aykırı düşünce karşıtlama. Çelişki. (felsefe) Düşünceler arasında tartışmaya açık, kesin bir yargı içermeyen karşıtlık. Zenon Paradoksu : (…
(Latince) Oda, salon, sofa gibi bir yerde, bir bölme oluşturmak amacıyla kullanılan ya da kapıların dışına, içine konulan, katlanır, taşınır, çerçeveli perde. (askeri terim) Geminin başında bulunan, kendisine bağlı bir tel halat…
Eskiden, bir liralık kağıt para: Bana bak, bu sofrada hangi bayan isterse onun resmini yap, her biri için elli papel... (H. E. Adıvar) (argo) Para, özellikle de kağıt para: Papelden geçtik, metelik yok be!.. (derleme cümle) İşle…
Parabolik ayna Parabol biçiminde ya da parabol ile ilgili olan. Parabolik ayna : Yüzeyi, bir parabolün kendi ekseni çevresinde dönmesiyle oluşmuş ayna. Parabolik hareket : Parabol çizen bir noktanın hareketi: Top mermisin…
Kan bağı olan, öz, gerçek: Asla benimsemediğim, "babaannem" diyemediğim Fikriye hanım, gerçekten babaannemdi, babamın özbeöz annesiydi. (örnek cümle) (Irk ve soy bakımından) Saf, katışıksız, arı: Kaldı ki, bu eserlerin y…