Rüya görmek Uyurken zihinde yaşanılan olayların, görüntülerin, düşüncelerin tümü, düş: Rüyasında gece gökyüzünde uçuyordu. Gerçek olmayan, gerçekleşmesi imkansız olan şey, hayal: Tüm bunların bir rüyadan ibaret olmasını isted…
Köprü Aralarında su, çukur arazi ya da demiryolu gibi engeller bulunan iki yakayı birbirine bağlayarak, yolu bir yandan öte yana geçmek için yapılan ahşap, taş, beton ya da demir yapı: Meriç üzerinde, Birinci Dünya savaşı esna…
Koltuk İki yanında kol dayayacak yerleri olan kumaş deri vb. ile kaplanmış geniş ve rahat oturak, sandalye: Kırmızı koltuk ancak bir kadının zevkini yansıtabilirdi zaten. (Ş. Şen) (anatomi) Vücutta omuz başının altında, kol…
Kol İnsanın, omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan organı. Giysilerin, kolu saran bölümü. Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal. Makinelerde çekme ya da çevirme işlemlerinde kullanılan manivela: Vites kolu. (denizcili…
Köpek ile ilgili deyimler ve anlamları Köpek, ekmek yediği kapıyı tanır (Sivas Kangal Köpeği) İçinde "köpek" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: Köpek gibi yalvarmak : Çok yaltaklanarak yalva…
Kök ile ilgili deyimler ve anlamları Toprak altında ağaç kökü İçinde "kök" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: Kök salmak : Yayılmak, tutunmak, bir yere ayrılmamacasına yerleşmek: Ayrıkotu bu…
koca (I) Bir kadının evli olduğu erkek, bir kadının eşi, zevç: Biliyorlardı ki, vakti, zamanı gelince koca evine gidecekler, çoluk-çocuğa karışacaklar ve bu devran böylece sürüp gidecekti. (Y. Akkaya)
koyun (I) Koyun (zooloji) Boynuzlugiller familyasından, tıknaz yapıları, çevik olmayışları, boynuzlarının yassı ve yana doğru kıvrık oluşu ve erkeklerinde sakal bulunmayışıyla keçilerden ayrılan hayvanların genel adı. (zoolo…
korku: Bir tehlike karşısında ya da bir tehlikeyi düşünürken duyulan kaygı: Hepimiz iki büyük korkunun, ölüm korkusu ile yalnızlık korkusunun zincirlerine vurulmuş değil miyiz? (N. Ataç). Korktuğum başıma geldi. Arkamdan sığ ormanı…
Üzüm pekmezi Pekmez, genellikle üzüm, dut, keçiboynuzu gibi meyvelerin suyunun çıkarılıp uzun süre ateşte kaynatılmasıyla elde edilen koyu kıvamlı ve yoğun bir tatta sıvı bir besindir. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan pekmez,…
kötü: Nitelikleri iyi olmayan, değersiz, işe yaramaz, hoşa gitmeyen: Kötü bir adam. Kötü bir işçilik. Kötü bir kalem. Aşırı, çok: Anlaşılan, kötü tutulmuştu: bu kızdan uzakta kalmaya dayanamıyor, hep ondan söz ederek yokluğunun ya…
Komşuluk Evleri birbirine yakın ya da bitişik olan kimselerin birbirlerine göre aldıkları ad ve birbirlerine göre durumu: -Komşu, komşu! -Hu, hu! -Oğlun geldi mi? -Geldi. -Ne getirdi? -İnci, boncuk. -Kime, kime? -Sana, bana... (Tek…
İçinde "kişi" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları: Kişi arkadaşından bellidir (adam ahbabından bellidir) : Bir insanın nasıl biri olduğu arkadaşından anlaşılır. Kişi ne yaparsa kendine yapar : İnsan başkalarına na…
Kimse Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen ya da belirtilmeyen kişi: Belki o kimselerin, kalblerinde sakladıkları noktalar vardır. Belki yanlarındaki kimselerle konuşmaktadırlar. (N. F. Kısakürek) Hiçbir kişi: Kimse de, bir a…
Kulak ile ilgili deyimler ve anlamları Kulak kabartmak İçinde "kulak" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: ( atasözlerine geç ) Kulak arkası (ardı) etmek : Söylenen bir şeyi duymazlıktan gelm…
Kim? (zamir) "Hangi kişi?" anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem olarak kullanılan sözcük: Kim söyledi? Kim gelecek? Kim bilirse o kazanır. Kimi arasam acaba? Kimin görevi? Kime ne? Kimde bulunur? Kimden yanasın…
Kula yakışan kulluktur Allahü Teala'ya göre insan, ademoğlu: Zira Yaratan kendisinden memnun olmuş ve kulum demiştir... (B. Ayaz) İnsanın Rabbine göre durumu: Kul, kul olduğunu en iyi dua anında anlar. Birisine ya da bi…
(isim) Dişi çocuk: Sık sık resmini gösterdiği küçük bir kızı var. (N. Baysal) (sıfat) Dişi: Tek çocuğunuz olacaksa erkek mi kız mı olsun isterdiniz? (G. T. Eren) Cinsel birleşmede bulunmamış dişi insan: Kız mı, kadın mı, nişanl…
Kına yakmak Kına, deri ve saçları kırmızımsı kızıl bir renge boyamakta kullanılan ve kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen yeşil tozdur. Türk - İslam geleneğinde özel bir yeri olan kına, adanmış olmanın işareti…
Bindiği (oturduğu) dalı kesmek Bıçak, makas gibi kesici bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak: Balıkçı yem kesmek üzere bıçağını çıkarırken, yine havalandı. (S. Faik) Dibinden ayırmak: Ağacı kesmek. Dalı kesmek. Düzgünce parçalar…
Keser Keser, kısa bir tahta sap üzerine takılmış, bir ucu keskin ağızlı, diğer ucu ise çakma işlerine uygun küt ve köşeli bir çelik araçtır. Marangozluk ve inşaat gibi alanlarda sıkça kullanılan bu araç, tahta yontma, şekillend…
Kazık Toprağa çakılmak için hazırlanmış ucu sivri odun veya demir parçası: Çadır için bir yer beğendiler. Biraz dinlenip başladılar çadır için kazıkları çakmaya ve çadırın iplerini bir bir bağlamaya (C. Zarifoğlu). Adam eğer …
Para kesesi Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, deriden, kumaştan veya örgüden küçük torba: Elini hemen yeleğinin cebine atarak şıngır şıngır eden altın kesesini çıkardı. (S. Boyacı) Bu küçük torba miktarında olan: …
İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarar. Üçüncü kişi için kullanılırken kuraldışı olarak "-ni, -ne, -nden, -nin" eklerini alır: Bu kazağı kendime örüyorum. Kendine güvenmese bu işe girişmezdi. Kendini b…
Bir şey ya da yerin sınırını oluşturan kısım ya da çizgi: Çokgenin kenarları. Karenin kenarları. Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı ya da yakını, kıyı: Bahçenin kenarı. Deniz kenarı. Uçurumun kenarı. Yolun kenarı. Bir şeyi süsleyen …
Kemik yapısı (anatomi) İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan ve kalsiyumdan oluşan beyazımsı sert madde. Bu maddeden yapılmış, iskeleti meydana getiren türlü biçimdeki katı organların genel adı. Kemikten yapıl…
(teklifsiz konuşmada) Baş, kafa: Hava sımsıcak, güneş başucunda tam kellesine vuruyordu (A. Lezan). (Yuvarlak ya da külçe durumundaki şeyler için) Tane, adet: Keşişe hediye olarak iki kuzu, bir kelle kaşar peyniri götürüyordu (N.…
Kel Saçı dökülmüş kimse (erkek): Kel kafası güneşte şimşir gibi parlıyordu. « Deyyusun keli bile görkemli!» diye söylendi kendi kendine. Hiç böyle yakışıklı kel görmemişti! Kimdi acaba bu adam? (D. Akçam) (mecazi) (Doğa ve e…
Yavru Van kedisi Kedi (zooloji) , etoburlardan, evlerde beslenen, köpek dişleri iyi gelişmiş, çevik, kasları kuvvetli, evcil hayvanların en yaygınlarından, küçük, memeli avcı hayvan: Kediler, evcil hayvanlar içinde dünyada en yaygı…
İnatlaşan anne ve yavru keçi (zooloji) Geviş getirenlerden, eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen evcil hayvan. Keçiler yabani keçilerden evcilleştirilmiş hayvanlardır. (mecazi) Çok inatçı: "Tam bir keçi! Hiç di…
Kazanmak İçinde "kazanmak" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları: Kazanırsan dost kazan, düşmanı anan da doğurur : Düşman kazanmak kolay, insana kardeşi bile düşman olur. Zor olan dost edinmek, sen dost kazanma…
Kimsenin eli ya da isteği olmadan can ya da mal kaybına veya zararına yol açan beklenmedik olay: Her kaza bir anda olur. Şükretmeyi bilin. (N. Gün) İlçe, kaymakamlık: Kastamonu ilinin Tosya kazası. (hukuk) Davaları görme işi, ya…
Boyu az olan, uzun karşıtı: Kısa boylu. Kısa saç. Pantolon kısa geldi. Az süren, uzun olmayan, az bir zamanı kapsayan: Kısa bir zaman. Kısa bir film. Kısa bir konuşma.
(Sert şeyleri) Güçlü bir basınç ya da vuruş etkisiyle parçalamak: Taş kırmak. Bardağı kırmak. Taş kırmak da gelir elimizden / Ateş yakmak da, aş pişirmek de. (C. S. Tarancı) İri parçalara ayırmak: Arpa kırmak. Belirli bir biçimde …
Kırklamak Kırk günün önemli sayıldığı doğum ve ölüm gibi olgularda kırk günü doldurmak: Loğusa kırkladı. Bir şeyi kırk kez yapmak ve özellikle kırk kez sudan geçirmek, çok yıkamak. Doğumun kırkıncı günü anneyle bebeği besme…
Kırkı çıkmak Kırkı çıkmak, doğum yapmış kadınlar (loğusa), yeni doğan çocuklar ve henüz vefat eden kimseler için doğum ve ölüm olaylarından sonra kırk gün geçmesi demektir. Nazar değebileceği inancıyla kırk gün boyunca anne ve…
Kırk ile ilgili deyimler ve anlamları İçinde "kırk" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: ( atasözlerine geç ) Kırk anahtar sahibi (Kırk anahtarlı) : Pek çok mal ve mülk sahibi zengin kimse: Kırk yı…
Hoş görünmek çabasıyla, hareketlerine veya yürüyüşüne cilveli, nazlı, edalı bir hal katmak: Türlüsü vardı kırıtmanın; bayrak sallarcasına göz çıkaranı, çok ince ve "feminen" olanı, adeta hiç kırıtmıyormuş gibi yapılanı... …
Kurt (zooloji) Köpekgillerden, ortalama 125 cm uzunluğunda, kara, kahverengi ya da kül rengi tüylü, sürülere saldıran yırtıcı hayvan: Orman kurdu olarak da bilinen boz kurt, dünyadaki en yaygın ve en çok bilinen kurt türüdür…
Kılıç ile ilgili deyimler ve anlamları Zülfikar Hz. Ali (ra) Efendimizin Kılıcı İçinde "kılıç" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: ( atasözlerine geç ) Kılıç (Kılıçtan) atlamak (atlatmak) : …
Kurbanlığa iyi davranın ki Allah ibadetinizi kabul etsin. Allahü Teala'nın emri olan "kurban kesme ibadetini" ya da bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan: Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşm…
Vücut kılları Memelilerde, hayvanlarda daha sık, yaygın ve kalın olmak üzere insan vücudunun da birçok yerinde görülen, kökü üst deride olan, ince, sert, genellikle kısa ve renkli tüy. Keçi tüyü. Keçi tüyünden yapılmış olan: Kıl …
Kestane (botanik) Kayıngillerden, kuzey yarı kürenin ılıman bölgelerinde yetişen, kerestesi doğramacılık da kullanılan orman ağacı ve bu ağacın yeşil ve dikenli bir dış kabuk içinde birkaç tanesi bir arada bulunan ve kavrula…
Bakır yemek kazanı Çok miktarda yemek pişirmeye ya da bir şey kaynatmaya yarar büyük ve kulplu tencere: Aşure kazanı. Çamaşır kazanı. Kara Kazan, ocak üstünden hiç inmez; aş pişer, her yanından dolar taşardı. Onca yiyen olur, yine d…
Kefen Kefen, Müslümanlığın öte dünyadaki eşitlik simgesi sayılan, ölenlerin defnedilmeden önce sarıldığı beyaz kumaştır. Cenazenin yıkanıp kurulanmasından sonra sarıldığı bez demek olan kefen, bir yönüyle ölünün bedenini örtme…
Kaz Kazsılar takımından, hem evcil hem yabanıl olanları bulunan, ördekten iri bir hayvan cinsi. İri ve beyaz veya boz tüylü, ayakları perdeli kuş türlerine verilen ad. (mecazi) Budala, ahmak, bön: Avukat, "kazın biri&…
Tasviri Kevser Irmağı Ahiret yurdunda bulunan ve Yüce Allah tarafından Peygamber efendimize verilmiş olan ırmak ve havuzun adı: Muhakkak Biz, sana Kevser'i verdik (Kevser Suresi 1. Ayeti Kerimesi). "Kevser nedir, bil…
Karınca (zooloji) Zar kanatlı eklem bacaklılardan, birçok türü olan bir cinsin genel adı. Karınca, topluluk durumunda yaşayan, erkek, dişi ve işçi olmak üzere üç çeşidi bulunan bir böcek türüdür. Döküm sırasında madenlerin …
Karın (anatomi) İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. Karın boşluğu denilen iç bölümünde mide, bağırsak, karaciğer, dalak, böbrek gibi organlar bulunur. Genellikle sindirim sistemi v…
Kendini yaşayışında iyi bulma duygusu ya da durumu, neşe: Bugün keyfi yok. Keyfini bozma! Bu olay keyfimi kaçırdı. Adamın keyfi yerinde. Hoş vakit geçirme: O hep kendi keyfini düşünür. Herkes keyfinde. Az içki ya da benzeri madde …
Otuz gün süren, yılın on birinci ayı: Derken ocak şubatı, mart nisanı, mayıs haziranı, temmuz ağustosu, eylül ekimi, kasım aralığı kovalamış durmuş. Aylar yılları eklemiş, seneler gelip geçmiş. (E. Yıldırım) Kışın başlangıcı sayıl…
karga (I) Karga (zooloji) Kargagillerden, geniş kanatlı, parlak kara tüylü, tarla ve bahçelere çok zarar veren, sürü halinde gezen uçucu ve ötücü bir kuş: Kargalar çok akıllı hayvanlarmış. Bunu ben demiyorum, bu işle uğraşanlar s…