Fışkın Bir ağacın gövdesiyle kökünün veya gövdesiyle toprağın birleştiği yerden aynı yıl içinde süren (yeni büyüyen) ince dal: Halbuki geniş yapraklı ağaçlardan bir kısmı kurusa bile kökleri derhal ölmediği için yeniden fışkın…
Fıskiye Havuzda suyu yukarıya doğru türlü biçimlerde püskürten ağız ve böyle fışkıran su. Fıskiye fırıldağı : Bahçe sulamasında kullanılan, karşıt yöne bakan ağızlarından akan suların geri tepmesiyle dönerek suları çevreye …
Fifre - Ahşap yan flüt Yanlamasına çalınan, ses genişliği iki oktav olan, anahtarsız, 6 delikli, ahşaptan flüt benzeri basit bir üflemeli çalgı. Yanlamasına çalınan, altı tane deliği olan, tahtadan bir tür flüt.
Fırtına Sert rüzgar: Fırtına öncesinin durgunluğu. Sert rüzgarın etkisiyle denizde ya da kum çöllerinde oluşan dalgalanma: Kum fırtınası. (mecazi) Güç anlatılan kötü durum: Savaş çıktı çıkacak derken, fırtınayı ucuz atlatt…
Yunanca fi harfi "Hatırlanamayan oldukça geçmiş bir tarihte" anlamında söylenen fi tarihinde deyiminde geçer: İstanbul'a fi tarihinde göçmüşlerdi. (S. Faik) Yunan alfabesinin yirmi birinci harfi (Φ φ). Fizikte…
Fıtrat yaradılış, fıtri ise yaradılışa ilişkin, yaradılıştan, doğuştan gelme (özellikler) demektir. Varlıkların yapısını oluşturan, geliştiren ve değiştiren kanunlar bütününe "fıtrat" denir. Fıtrat, genetik olarak bir insa…
İnsan topluluğu, bölük, cemaat, taife: "Size üç şeyi emreder ve üç şeyden de menederim: Size Allah'a itaat etmenizi ve O'na hiçbir şeyi şirk koşmamanızı, Allah'ın Kitabına toplu olarak sarılmanızı, fırka fırka bölü…
Alevli fırın Dört bir yanından ısı alarak ya da bir köşesinde yakılan ateşin sıcaklığıyla çeşitli pişirme işlerinde ya da teknikte ısıl işlemlerde kullanılan, kapağı ve havalandırma deliği dışında her yanı kapalı ocak: Mutfak…
Fırıldak Kanatları rüzgarla dönen, tekerlek biçiminde çocuk oyuncağı. Ocak ya da sobanın tütmemesi için baca borusunun tepesine takılan rüzgarla birlikte dönerek açık ağzın rüzgardan koruyan özel yapımlı silindirimsi şapka. …
Fırdöndü Biri döndüğünde diğeri sabit kalabilecek şekilde serbest bir eksenle bağlanmış çift halkalı teknik düzen. Topaç gibi çevrilerek oynanan, tunçtan, altı yüzlü bir çeşit kumar aracı. (mecazi) Belirli bir görüşü ya da…
Bir şeyi fırça sürerek temizlemek ya da parlatmak: Günde en az 1 kere dişleri fırçalamak gereklidir. (derleme cümle) (Avcılıkta) Sık ya da bataklık ormandan geçmek. (argo) Bir kimseyi çok azarlamak, fırça atmak: Hayır, önemli ol…
Fırça Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte ya da bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan bir arada bağlanmış kıl ya da kıla benzer başka tellerden yapılmış araç: Boya fırçası, elbise fırçası. (mecazi) Resim yapma sanatı ya d…
Fındık (botanik) Fındıkgillerden, kuzey yarıkürenin ılık yerlerinde ve Türkiye'nin en çok Karadeniz Bölgesinde yetişen, 17 kadar türü bulunan bodur bir ağaççık ve bunun sert kabuk içindeki yağlı tohumu. (argo) Dolu, hi…
Gözler için çabuk çabuk ve durmaksızın sağa sola dönerek: Gözleri fıldır fıldır, muziplikle doluydu yine... (P. K. Karakuş) Fıldır fıldır bakmak : Zekice, kurnazca, hiçbir şeyi kaçırmadan bakmak: Hasibe Saliha Hanımın ihtiyarlık …
(edebiyat) Gazete ve dergilerin değişik sayfalarında, belirli özel başlıklar altında güncel bir konuyu belirli bakış açılarından irdeleyip yorumlayan kısa yazı türü: Fıkra yazarı. Herhangi bir düşünceyi örnek göstererek güçlendir…
Suyun ya da başka bir sıvının kaynayışını anlatır: Su fıkır fıkır kaynıyor demlesene çayı. Cilveli, oynak. Fıkır fıkır ile ilgili deyimler ve anlamları Fıkır fıkır etmek : Oynak hareketlerle, hafif sesle kesik kesik gülüp ko…
Fıçı Ensiz tahtaların metal çemberle tutturulmasıyla yapılan şişkin karınlı, altı ve üstü düz kap. Bu biçimde, metal, karton, plastik vb. herhangi bir maddeden yapılmış kap. Fıçı dibinden ayrılmamak : Sürekli içki içmek.…
Fezleke Özet, özetleme, birtakım yazılı kağıtlardan çıkarılan sonuç. Bir kararın kısaca yazılması. (hukuk) İnceleme kağıtları, tahkikat evrakı. (hukuk) Bir mahkeme kararının, bir hukuki bir soruşturmanın özetine, müfetti…
İki olay arasındaki sıkıntılı süreç, bunalımlı, karışık ara dönem. Fetret, hükümet boşluğunda devlet otoritesinin yeniden kurulmasına kadar geçen (sıkıntılı) süre: Halkın değer hükümlerini alt üst eden fetret ve kargaşa döneminden…
(tarih) Osmanlılarda, bir yerin alındığını bildirmek ya da muştulamak için, padişahın yabancı ülke hükümdarlarına ve şehzadelere, valilere vb. gönderdiği mektup. (edebiyat) Bir kentin ya da kalenin alınışını anlatan koşuk ya da …
İstanbul'un fethi 1453 Fetih bir kenti, bir bölgeyi genellikle de bir ülkeyi, savaşla alma demektir. Ayrıca "fetih" sözcüğü Müslüman egemenliğinin genişletilmesi anlamında da kullanılır: "İstanbul mutlaka fe…
Bir yeri ya da ülkeyi savaşarak ele geçirmek: Bir gün İstanbul'u fethetmek niyetini ona açmış, fakat o, küçük Şehzade Mehmed'i göstererek, "Sen değil Padişahım, Kostantiniye'yi bu çocuk ile," sözün burasında t…
Fesuphanallah, olumlu veya olumsuz şaşkınlığı ifade eden bir ünlem olarak kullanılır. Alemin keyfi yerinde yine maşallah Bize de bir gün kader güler güler inşallah Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım Allah Yok mu çaresi dostlar…
Fesleğen Fesleğen, ballıbabagillerden, anayurdu Güney Asya olan, güzel kokulu aromatik yaprakları için yetiştirilen kısa boylu, beyaz çiçekli bir süs bitkisidir. Taze veya kurutulmuş yaprakları et, balık, salata ve soslar için…
Fes Koyu kırmızı vişne çürüğü renginde, kalın çuhadan yapılmış, tepesinden püskülü sarkan, silindir biçiminde başlık. Fes, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaygın olarak kullanılması nedeniyle Avrupa'da Osmanlılıkla ve Türklü…
Fesahat (edebiyat) söz ve yazıda anlatımın düzgünlük ve açıklıkla birlikte amaca uygunluğu: Ayrıca mana, ahenk ve telaffuz bakımından bir kusurun bulunmaması, yani fesahat da söze güç katan bir unsurdur. (İlgili cümle kaynağı: Yusu…
Fersah, eskiden kullanılan ve yaklaşık 5,5 km (5685 metre) olan bir uzaklık ölçüsü (birimi). Fersah fersah : "Pek çok, oldukça fazla" anlamında arası zor kapatılacak bir mesafede, yetişilmesi ya da geri dönüşü güç, çok …
Fermuar çeşitleri Fermuar giysi, çanta, kılıf gibi eşyalarda giyip çıkarmayı ya da açıp kapamayı kolaylaştırmak için kullanılan, karşılıklı iki sıra dişli ve bunları birbirine geçiren ya da ayıran metal veya plastik bir sürgüd…
Fermene Fermene, Osmanlılarda özellikle Rumeli'de giyilen, kaytan ve sırma işlemeli, kısa, kolsuz, önü kavuşmayan bir tür yelek. Kesik yelek de denir. Deyrenin üstüne bu kısa yelek giyilirmiş. Eskiden fermene çuhadan ve yü…
Fermantasyon Ekmeğin mayalanarak kabarması Fermantasyon kavramı, karmaşık yapıdaki kimyasalların, canlı organizmalar tarafından daha basit yapıdaki kimyasallara dönüştürülme işlemine verilen isimdir. Sıvı ya da hamur durumu…
Ferman Buyruk, emir: Ferman senden kabul benden. (Fuzuli) (tarih) Osmanlı devletinde padişah tarafından verilen, uyulması gerekli hükümleri içine alan yazılı emir, buyrultu, yarlığ: Kanuni Budin seferine çıkarken, yolda Sof…
İstanbul boğazında araç ve yolcu taşıyan 80 araç ve 600 yolcu kapasiteli Suhulet feribotu Motorlu taşıtları, tren ya da vagonları yolcuları ile birlikte iki kıyı arasında taşıyan gemi, arabalı vapur. Şirketin yöneticilerinden …
Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde, teferruat: Asli hükümlerden feri hükümler çıkarmak. (İlgili cümle) Asıl olmayıp ikinci derecede olan: Gecikme zammı asıl alacağa bağlı feri bir alacaktır. Delili Fer'i : (hukuk) A…
Ertesi gün, yarın: Dün ne kadar uzaklaşmış ve ne kadar kendi cinsinden olmayan bir ferdaya yerini terk etmişti (İlgili cümle kaynağı: H. Suphi). Bu günlük iş bugün lazım yapılmak, yoksa ferdaya / Bırakmışsan... O ferdalar olur peyve…
Anlayış, çabuk kavrama, zeki, hızlı ve doğru karar veren gibi anlamlara gelmektedir. Ferasetli bu gibi yeteneklere sahip olan kişi demektir: Bir doktor ferasetli olsa hastalığı daha iyi anlar, bir hakim ferasetli olsa doğru hüküm ve…
Kanun neferlerinin taktığı ferahi Bol, geniş, ferah: Ferahi aydınlık bir yer istiyoruz. (E. Gürsoy) (tarih) Osmanlı'da kanun adı verilen ve bugünkü inzibat erlerinin vazifesini gören güvenlik güçlerinin boyunlarına yakalık g…
Klasik Türk müziğinde, yegah perdesinde karar kılan bir bileşim makam: Ferahfeza, musikimizde acemaşiran makamı ile yegahta buselik beşlisinin birleşmesinden meydana gelen ve yegah perdesinde karar kılan bir birleşik makamdır. (P. …
Haklarından kendi isteğiyle vazgeçme, el çekme: Askerlik, fedakarlık ve feragat mesleğidir. Feragat etmek : İsteyerek vazgeçmek, el çekmek: Cihadı diniye uğrunda şahsi rahatımızdan feragat ederek mutlak bir fedakarlıkla çalışmaya…
Ferace Uzun ve geniş kollu, geniş yakalı ve vücut hatlarını belli etmeyecek kadar bol bedenli olan, önden düğme veya fermuarla kapanan, eteği ayak bileklerine kadar uzanan kadın dış giysisi. Ferace, çarşaftan evvel kadınların t…
Parlaklık, aydınlık. (Göz için) Canlılık: Bunlar insanlıktan çıkmış, gözlerinin feri kaçmış ve çoktan ilkelleşmiş görünüyor. Feri kaçmak (sönmek/gitmek) : Göz için bakışlardaki canlılık gitmek, ten için solmak solgun görünmek:…
Feodal sistem Ortaçağda Avrupa'da büyük toprak sahipliğine ve toprağa bağlı köylülerin emeğine dayanan ekonomik düzen. Yıkılmış, çözülmüş köleci ve komünal toplum düzenlerinin yerini alan ve kapalı ekonomiye dayanan bu d…
Fenotip : (biyoloji) Bir organizmanın genotip özelliklerinin çevreyle karşılıklı etkileşimi sonucunda ortaya çıkan, gözle görünür özellikler. Belirli bir fenotipi paylaşan bir grup organizma. Genotip : (biyoloji) Bir organiz…
Fenol kristalleri Fenol, aromatik bir halkanın parçası olan bir karbon atomuna bağlı bir hidroksil (―OH) grubu ile karakterize edilen bir organik bileşik ailesidir. Aynı zamanda fenol terimi, benzenol veya karbolik asit olarak…
Fen bilimleri Fizik, kimya, matematik ve biyoloji bilimlerinin genel adı: Fen dersleri. Bilimi uygulama alanına koyan bilgilerin tümü, teknik: Botanik bilim, tarım fendir. Fenni : Fen ile ilgili: Fenni yapıtlar, fenni sü…
(kimya) Fenol, benzen, anilin ve başka birçok aromatik bileşiğin temeline oluşturan tek değerlikli kök. (C 6 H 5 ). Bileşiminde fenil kökü bulunan bileşikleri adlandırmada kullanılan önek.
Gece deniz feneri manzarası Rüzgar ve yağmura karşı cam ya da kağıt korumalı aydınlatma aracı. Gemilere yol gösteren, bulunduğu yerin sığ ve kayalık olduğunu bildiren uyaran ışık kulesi. Tepesinden kulplu kahveci tepsisi. …
Feminizm Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için yapılan bir mücadeledir. Kadınların ekonomik, sosyal, kültürel vb. alanlarda erkeklerle eşit haklara …
Felsefe Düşünen adam heykeli Rodin Varlıkların ve şeylerin ilk nedenlerini ve ilk ilkelerini araştıran bilgi alanı (18 yy. kadar): Varlığın var olup, var olmadığını, varsa ne olduğunu en geniş bir biçimde sorgulayan felsefe…
Başka bir çaresi olmayarak telaşla, bir yandan bir yana koşarak, çok çaba harcayarak heyecanla aramak: Sueyma fellik fellik ne edeceğini düşünüyor, çevresindekilere çatıyor, divanda bir o yana bir bu yana gidip duruyordu (İlgili cüm…
Suriye, Mısır ve diğer Arap ülkelerinde köylü ya da tarım işçisi. Fellah, Türkiye'de genellikle Adana ve Mersin illerinde yaşayan Araplara verilen isim. Fellah olarak adlandırılmalarının sebebi Çukurova'da sadece çiftçilik…
Granit bileşimindeki feldispat Feldspat veya feldispat yer kabuğunun % 60 - 65’ini oluşturan sodyum, potasyum, kalsiyum, lityum ve nadiren de baryum, sezyum ve bu elementin izomorf birleşimi ile oluşmuş alümina silikatlardır. …
Felah, kurtuluş, selamet, onma: Sizden öyle bir topluluk bulunmalıdır ki, herkesi hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar. İşte onlar felaha erenlerin ta kendileridir. Felah bulmak : Bir dertte…
Fekül (kimya) sebze köklerinde, en fazla da patateste bulunan, nişastalı, unlu, beyaz bir karbonhidrat bileşiği. Glikoz ve dekstrin üretiminde, tekstil ürünlerinin aprelenmesinde, besin endüstrisinde, ararot elde etmekte, eczacılık…
Feda, bir amaç uğrunda değerli bir varlıktan ya da bir değerden vazgeçmek, uğruna verme. Feda etmek : Bir şey için herhangi bir şeyi gözden çıkarmak, uğruna vermek, kurban etmek: Şehitler, dünya hayatlarını Allah yolunda feda ett…
Kendi içlerinde göreli bir bağımsızlığa sahip birkaç devletin ortak anayasa, ortak ordu, ortak bütçe çerçevesinde oluşturdukları birlik, devletler topluluğu. Savunma ve dış politika alanında dayanışma amacıyla birden fazla devleti…
Fecir Sabaha karşı ufkun ağarmaya başladığı zaman, tan vakti, gün ağarması: Fecir, kelime olarak "yarmak" anlamında olup, aydınlığın karanlığı yarıp çıktığı zaman anlamına gelmektedir (S. Z. Merç). "Göğe doğru …
Gelin arabası olarak kullanılan bir fayton Fayton, hayvan gücüyle ilerleyen, körüklü ve ahşaptan dört tekerleği olan standart olarak karşılıklı dört kişiyi ve sürücüsünü taşıyabilen, atlı yolcu arabası, payton. Perdeayaklıla…
Erkek favori (faul) Favori, yalnızca çene tıraş edilerek yüzüm iki yanında kulaklara paralel ve aşağı doğru bırakılan saç sakal karışımı uzantı. Yarışı kazanması beklenen at. Herhangi bir iş ya da yarışmada üstün gelmesi be…
Benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, ayrılık, değişiklik, başkalık, değer ayrılığı, ayrım. İki sayıyı ya da iki cebirsel ifadeyi birbirinden çıkarmakla elde edilen sonuç. Bir niceliğin bir başka nicelikten fazlası. Fark …
Faraş Yerde toplanan süprüntüleri alıp atmaya yarayan, plastik teneke vb. maddelerden yapılmış yassı bir kürek biçiminde saplı gereç: Bir elinde faraş, ötekinde süpürge, habire süpürüyor. (F. Erdinç) Faraş gibi (kadar) : Pe…
Otomobil farı - Audi A4 Kara taşıtlarının ön kısmında bulunan ve yolu aydınlatan güçlü ışık verici. Genellikle parabolik olan bir aynayla, ayna odağına yerleştirilmiş çift filamanlı bir elektrik ampulünden ve bunların önüne k…
Sonu olan, ölümlü, kalıcı olmayan, gelip geçici, kalımsız: Dünya altın da olsa fani; ahiret toprak da olsa bakidir. Baki olan çömlek, fani olan altına tercih edilir. Lakin biz aksini yapıyoruz. (İlgili söz: Fudayl Hz.) (Ölümlü ola…
Ezgi (müzik) Belli bir kurala göre oluşturulan ve kulakta haz uyandıran ses dizgisi; melodi, nağme eş anlamları: Sesin geldiği yere bakıp: "Bu duyduğum en güzel ezgi!" dedi. (müzik) Bir müzik parçasında baştan so…
Ezel : Başlangıcı olmayan zaman, öncesizlik: Ezel, ne kadar geçmişe, önceye gidilirse gidilsin başlangıcın olmaması demektir. (Şaban Döğen) Ezeli : Öncesiz. (mecazi) Eski: Ezeli rakip. Ezel, tüm zamanları, olayları ve meka…
Kısaca, özet olarak, özetle: Müslümanların hakimiyeti döneminde Tanzanya yeni bir şehrin, yeni bir sanatın, yeni bir ruhun, yeni bir toplumun, ezcümle yeni bir medeniyetin doğuşuna şahitlik etti. (Halit İstanbullu) Bunların içinden…
Bir metni ya da bir sözü tekrarlayacak biçimde akılda tutma. Ezberlenecek ders: Ezbere çalışıyorum. Ezberden : Ezber olarak, akılda kaldığı gibi. Ezberci : Herhangi bir şeyi anlayarak değil de, sözcük sözcük belleyen. Ezbe…
Eyer Genellikle at gibi binek hayvanlarının sırtına yerleştirilen, binicinin hayvana güvenli ve dengeli bir şekilde binmesini, oturmasını ve yönlendirmesini kolaylaştıran, çoğunlukla deri veya sentetik malzemeden yapılan özel …
(gün'ün çoğul şekli) Günler: Sadece 'güzel eyyam' geçip gitmekle kalmadı, gençliklerinin ikramı olan dinamizmleri ile birlikte parasal güçleri de çözülmeye yüz tuttu. (A. G. Sayar) Zaman, devir: "Uymazsa Eyyam Ban…
Eyvan Özellikle Güneydoğu Anadolu evlerinde avluya bakan, önü açık, üstü kapalı yüksekçe döşemesi olan, ortasında bir de küçük havuzu bulunan oturma yeri. Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklularının cami ve medreselerindeki üç…
Yönetimsel özerkliği olan büyük il: ABD'nin eyaletleri. (tarih) Osmanlı İmparatorluğunda en büyük sivil ve askeri yönetim bölgesi. Eyalet ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları Eyalet askeri : (tarih) Osmanlı ordusu…
Evraklar Üzerinde gerçeğe dayalı veya resmi bilgilerin bulunduğu yazılı belge: Bir çok resmi evrak iki nüsha halinde düzenlenir. Resmi işlem görmüş kağıt, kağıtlar: Çalışma masası adeta üst üste duran evraklarla kaplanmış ha…
Yüce Allah'ı tanıma ve Allahü Teala'ya yakınlık konusunda birçok kuldan daha önde olan Allah'ın razı olduğu kimse, veli, eren. Evliya kelimesi "veli" kavramının çoğuludur. Veli, Allah'ın dostu ve sevg…
Tarlanın, tohum atılmadan önce saban iziyle ayrılan bölümlerinden her biri: Bahçede soğan, sarımsak vesaire gibi sebzelerin her birine ayrı bir evlek vardır. Her biri, kendi cinsiyledir, kendi evleğindedir... Dönümün dörtte biri. …
Evlat sevgisi Bir kimsenin oğlu ya da kızı, çocuk: Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş / Bir evlat pir olsa da, anaya muhtaç imiş. Soy, döl: Asker evladı. Belli bir özelliğe sahip veya belli bir gruptan olma: Yüksek bir …
A4 kağıdı hemen hemen hayatın her alanında sıkça kullanılan vazgeçilmez bir kağıt ölçüsüdür. Bu kadar sık kullanılmasına rağmen birçoğumuz boyutlarını bilmeyiz. A4 kağıdının çeşitli ölçüleri: 210 x 297 milimetre (mm) 21 x 29,7 …
Evladiyelik, uzun yıllar, babadan evlada birkaç nesil eskimeden bozulmadan kalacak ve kullanılabilecek kadar dayanıklı (eşya): Saat yaklaşık elli yıllık, yazılarsa neredeyse saatle yaşıt: Evladiyelik olarak üretilmiş (?). Tam manası…
Evla, daha iyi, daha uygun, yeğlenebilir (tercih edilebilir) demektir: Budala dosttan akıllı düşman evladır (Türk atalar sözü). Bir iş bin laftan evladır (Halkbilgisi). Son kararını verir ve rezil olmaktansa şereflice ölmek daha evl…
Vakıf kelimesinin çoğulu, vakıflar: Yaşlı adam, sabahın bir vakti yağmur çamur demeden İstanbul'un öbür ucuna Evkaf'a, mal bağışlamaya gitmişti. (A. Çelik) Vakfedilmiş olan mallar: Emlak ve evkafının toplamı 312 parçadan i…
İşini bilen, ölçülü ve hesaplı iş gören, pratik (kimse): Siyasetçi; her işin önünü ve sonunu düşünüp evvelden çare arayan, ölçülü, evirgen, anlayışlı ve başarılı yolda yürüyen müdebbir kimseye denir (H. Aşık). Hamarat, mahir: O anla…
Bir şeyin içindeki öz: Öyle kavramlar ki bunlar, evinli görünen her söylemde onlarsız olmuyor sanki. (Virgül) Evin, buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe. Tahıl tanesi. Gelişmiş, dolgun taneli olma durumu, verim: Şehirli:…
En yüce yer, en yüksek yer, zirve, evç. Evc-i felek: Feleğin en yüksek noktası. Evc-i hüsn: Güzelliğin doruğu. (gökbilimi) Yere göre yeröte; güneşe göre günöte. Yeröte, yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere e…
Evham, kuruntu, kuşku, vesvese, vehim, yersiz korku: Kendi kendime düşündükçe evham büyümekte idi. Evhamlanmak, kuruntu etmek, kuruntuya kapılmak, yersiz, gereksiz korkuya kapılmak: O da iyice evhamlanmış. Hatta yaptığı her melane…
Öncelikle yapılması gereken, ivedili, acil, müstacel: Bu evgin bir iştir, fazla geciktirmeyiniz... Türk Tarihi Araştırma Kurumunca yazılmakta olan "Türk Tarihinin Ana Hatları" adlı eserin kültür kısmında yüksek Bakanlıklar…
(kimya) Bir molekülde etil kökünün bulunduğunu gösterir. Hidroksil'in giderilmesiyle etil alkolden türeyen, tek değerli kök (-C 2 H 5 ). Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu.
"Öyledir" anlamında doğrulama ya da onama sözü. Konuşma arasında, o ana kadar söylenen sözleri pekiştirmek üzere kullanılır: Gidip konuştum, evet, sonra da... Evet efendimci : (deyim) Özel, kişisel bir görüşü …
Halk dilinde genellikle evlilik çağına gelmiş çocukların büyükleri tarafından evlendirilmek istenildiğini dile getirmek için kullanılan eski bir söz olmakla birlikte günümüzde de kullanılmaktadır: Oğlan askerden gelsin hemen evereli…
Evine, ailesine çok bağlı (kimse): Eşi Turan oldukça evcimen bir adamdı; mesai bitimi bir yere takılmadan, doğrudan evine giderdi. (İlgili cümle kaynağı: Çağrı Karlıdağ) Ev işlerini iyi bilen, evini iyi çeviren, becerikli (kadın):…
Evci izin kağıdı Tatil günlerini veya gecelerini evinde geçiren (yatılı öğrenci ya da asker). Evci çıkmak : Yatılı öğrenci, tatil günlerinde izin alarak evine gelmek. (askeri terim) Er ya da erbaş hafta sonlarında birliğ…
Etüv cihazı Kimi eşyaların üzerindeki mikrop ya da ufak böcekleri basınçlı buharla veya ısıyla öldürerek sterilizasyona yarayan büyük kazan. Kimi maddeleri kurutmak ya da onlara belli bir sıcaklık derecesi sağlamak için kull…
Etüt Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma: Alacağınız gayrimenkulü iyi etüt etmeniz lazım. Ön çalışma: Bu ön etüt yapılırsa, önümüzü daha açık görebiliriz. Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı: Sc…
Ettirgen, (dil bilim) taşıdığı kavram başka bir kişiye ya da nesneye aktarılabilen eylem. Türkçe'de geçişli ve geçişsiz eylem kök ve gövdelerine -r-, -dır-, -dir-, -dur-, -dür-, -tır-, -tir-, -tur-, -tür- ve -t- ekleri getiri…
Fertlere mahsus özelliklerin tersine, bir topluluğun oluşturduğu, kültürel gruba özgü her türlü özellik ya da belirti: Yaptıklarını Allah için değil de ırkı, kabilesi, etnik mensubiyeti için yapmak, bir nevi ırkı tanrılaştırmaktır.…
Etilen Etilen (kimya) hava gazının bileşiminde bulunan, petroldeki hidrokarbonların sulu ayrışımıyla (hidroliziyle) elde edilen, renksiz, az kokulu, oda sıcaklığında 0,97 yoğunluğunda gaz durumda olan doymamış bir hidrokarbon…
Fiyat etiketi örnekleri Bir malın türü, miktarı, fiyatı gibi niteliklerini ya da kitap defter gibi şeyleri kimin olduğunu belirtmek için üzerlerine konan küçük kağıt. (mecazi) Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol. (…
Dietil Eter (lokmanruhu) (kimya) İki alkol molekülünden bir molekül su çıkarılmasıyla oluşan bileşiklere verilen ad. Lokman ruhu da denilen, bilimsel adı dietil eter olan, hekimlikte kullanılan, pek uçucu, renksiz ve kendin…
Filistin fedaileri Bir ülkü ya da çıkar uğrunda canını esirgemeden tehlikeye atılan kimse, serdengeçti: Millet ve memleket için canını vermekten zerre kadar çekinmeyen bir fedai. Bir kimsenin ya da bir yerin koruyucusu, muha…
Etanol (kimya, etan + alkol) Asetaldehit ve asetik asidin elde edilmesinde, alkollü içki yapımında, çözücü, yüzey temizleyici ve donma önleyici olarak kullanılan renksiz, uçucu, saydam bir sıvı olan etil alkolün diğer adı.
Etamin örneği Etamin seyrek dokunmuş ve seyrek dokunmasından dolayı üzerinde küçük küçük delikler bulunan bir çeşit pamuk, keten ya da ipek kumaş. Üzerinde bulunan delikler sayesinde örnekleme kolay olduğu için sıklıkla "…
Doğal gazın bileşiminde bulunan, oda sıcaklığında renksiz, kokusuz bir gaz durumunda olan doymuş bir hidrokarbon (CH 3 CH 3 ). Etan giderimi : (teknik) Bir petrol ürününde bulunan etanın genellikle ayrımsal damıtma ya da soğurma…