Fırtına Sert rüzgar: Fırtına öncesinin durgunluğu. Sert rüzgarın etkisiyle denizde ya da kum çöllerinde oluşan dalgalanma: Kum fırtınası. (mecazi) Güç anlatılan kötü durum: Savaş çıktı çıkacak derken, fırtınayı ucuz atlatt…
Yunanca fi harfi "Hatırlanamayan oldukça geçmiş bir tarihte" anlamında söylenen fi tarihinde deyiminde geçer: İstanbul'a fi tarihinde göçmüşlerdi. (S. Faik) Yunan alfabesinin yirmi birinci harfi (Φ φ). Fizikte…
Fıtrat yaradılış, fıtri ise yaradılışa ilişkin, yaradılıştan, doğuştan gelme (özellikler) demektir. Varlıkların yapısını oluşturan, geliştiren ve değiştiren kanunlar bütününe "fıtrat" denir. Fıtrat, genetik olarak bir insa…
İnsan topluluğu, bölük, cemaat, taife: "Size üç şeyi emreder ve üç şeyden de menederim: Size Allah'a itaat etmenizi ve O'na hiçbir şeyi şirk koşmamanızı, Allah'ın Kitabına toplu olarak sarılmanızı, fırka fırka bölü…
Alevli fırın Dört bir yanından ısı alarak ya da bir köşesinde yakılan ateşin sıcaklığıyla çeşitli pişirme işlerinde ya da teknikte ısıl işlemlerde kullanılan, kapağı ve havalandırma deliği dışında her yanı kapalı ocak: Mutfak…
Fırıldak Kanatları rüzgarla dönen, tekerlek biçiminde çocuk oyuncağı. Ocak ya da sobanın tütmemesi için baca borusunun tepesine takılan rüzgarla birlikte dönerek açık ağzın rüzgardan koruyan özel yapımlı silindirimsi şapka. …
Fırdöndü Biri döndüğünde diğeri sabit kalabilecek şekilde serbest bir eksenle bağlanmış çift halkalı teknik düzen. Topaç gibi çevrilerek oynanan, tunçtan, altı yüzlü bir çeşit kumar aracı. (mecazi) Belirli bir görüşü ya da…
Bir şeyi fırça sürerek temizlemek ya da parlatmak: Günde en az 1 kere dişleri fırçalamak gereklidir. (derleme cümle) (Avcılıkta) Sık ya da bataklık ormandan geçmek. (argo) Bir kimseyi çok azarlamak, fırça atmak: Hayır, önemli ol…
Fırça Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte ya da bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan bir arada bağlanmış kıl ya da kıla benzer başka tellerden yapılmış araç: Boya fırçası, elbise fırçası. (mecazi) Resim yapma sanatı ya d…
Fındık (botanik) Fındıkgillerden, kuzey yarıkürenin ılık yerlerinde ve Türkiye'nin en çok Karadeniz Bölgesinde yetişen, 17 kadar türü bulunan bodur bir ağaççık ve bunun sert kabuk içindeki yağlı tohumu. (argo) Dolu, hi…
Gözler için çabuk çabuk ve durmaksızın sağa sola dönerek: Gözleri fıldır fıldır, muziplikle doluydu yine... (P. K. Karakuş) Fıldır fıldır bakmak : Zekice, kurnazca, hiçbir şeyi kaçırmadan bakmak: Hasibe Saliha Hanımın ihtiyarlık …
(edebiyat) Gazete ve dergilerin değişik sayfalarında, belirli özel başlıklar altında güncel bir konuyu belirli bakış açılarından irdeleyip yorumlayan kısa yazı türü: Fıkra yazarı. Herhangi bir düşünceyi örnek göstererek güçlendir…
Suyun ya da başka bir sıvının kaynayışını anlatır: Su fıkır fıkır kaynıyor demlesene çayı. Cilveli, oynak. Fıkır fıkır ile ilgili deyimler ve anlamları Fıkır fıkır etmek : Oynak hareketlerle, hafif sesle kesik kesik gülüp ko…
Fıçı Ensiz tahtaların metal çemberle tutturulmasıyla yapılan şişkin karınlı, altı ve üstü düz kap. Bu biçimde, metal, karton, plastik vb. herhangi bir maddeden yapılmış kap. Fıçı dibinden ayrılmamak : Sürekli içki içmek.…
Fezleke Özet, özetleme, birtakım yazılı kağıtlardan çıkarılan sonuç. Bir kararın kısaca yazılması. (hukuk) İnceleme kağıtları, tahkikat evrakı. (hukuk) Bir mahkeme kararının, bir hukuki bir soruşturmanın özetine, müfetti…
İki olay arasındaki sıkıntılı süreç, bunalımlı, karışık ara dönem. Fetret, hükümet boşluğunda devlet otoritesinin yeniden kurulmasına kadar geçen (sıkıntılı) süre: Halkın değer hükümlerini alt üst eden fetret ve kargaşa döneminden…
(tarih) Osmanlılarda, bir yerin alındığını bildirmek ya da muştulamak için, padişahın yabancı ülke hükümdarlarına ve şehzadelere, valilere vb. gönderdiği mektup. (edebiyat) Bir kentin ya da kalenin alınışını anlatan koşuk ya da …
İstanbul'un fethi 1453 Fetih bir kenti, bir bölgeyi genellikle de bir ülkeyi, savaşla alma demektir. Ayrıca "fetih" sözcüğü Müslüman egemenliğinin genişletilmesi anlamında da kullanılır: "İstanbul mutlaka fe…
Bir yeri ya da ülkeyi savaşarak ele geçirmek: Bir gün İstanbul'u fethetmek niyetini ona açmış, fakat o, küçük Şehzade Mehmed'i göstererek, "Sen değil Padişahım, Kostantiniye'yi bu çocuk ile," sözün burasında t…
Fesuphanallah, olumlu veya olumsuz şaşkınlığı ifade eden bir ünlem olarak kullanılır. Alemin keyfi yerinde yine maşallah Bize de bir gün kader güler güler inşallah Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım Allah Yok mu çaresi dostlar…
Fesleğen Fesleğen, ballıbabagillerden, anayurdu Güney Asya olan, güzel kokulu aromatik yaprakları için yetiştirilen kısa boylu, beyaz çiçekli bir süs bitkisidir. Taze veya kurutulmuş yaprakları et, balık, salata ve soslar için…
Fes Koyu kırmızı vişne çürüğü renginde, kalın çuhadan yapılmış, tepesinden püskülü sarkan, silindir biçiminde başlık. Fes, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaygın olarak kullanılması nedeniyle Avrupa'da Osmanlılıkla ve Türklü…