Naz etmek Kendini beğendirmek amacıyla takınılan edalı tavır, cilve: Hem bahardır hem yazdır / Hem cilvedir, hem nazdır, / Ne söylense hep azdır; / Hak'tan armağan kadın / Her derde derman kadın (M. N. Sefercioğlu) İstediğ…
Resital (Sanatçı: Shaina Sanders) Tek bir sanatçının tek bir çalgı eşliğinde verdiği konser: Liszt kısa bir süre önce Paris'te verdiği konserini “resital” olarak adlandırmış ve sahnede yalnızca kendi yer almıştı. Bu, dön…
Kara ve yeşil üzüm salkımı Üzüm gibi, birçoğu tek bir sap üzerinde topluca bulunan yemiş: Üzüm salkımı. (botanik) Aynı uzunlukta saplarıyla bir ana sapa bağlanan çok sayıda çiçeğin durumu. (botanik) Baklagillerden, salkım…
Birbirine reverans yapan bayan ve erkek Reverans, Fransızca kökenli bir kelime olup selam veya teşekkür anlamında öne doğru bel kırarak yapılan bir eğilmedir. Genellikle dans etmeden önce çiftler arasında veya sahnede sanatçıl…
Orak Ekin biçmekte kullanılan, yarım çember veya hilal biçiminde, yassı, ensiz ve iç tarafı keskin bir madeni bölümle, buna bağlı saptan oluşan araç: Eline keskin bir orak aldı ve "Orağını savur ve ekinleri biç; ekin biç…
(edebiyat) Söz ya da yazıda, sözcüklerin istenilen etkiyi sağlayacak biçimde kullanılması sanatı. Bu sanatı konu alan bilgi dalı, söz bilim. Belagat, ilmi belagat eş anlamları. Bu sanatla ilgili, buna değgin. Yapay, abartılı, y…
Nefelin, genellikle renksiz, beyaz ya da gri, bazen de kahverengiye çalan kırmızı ve yeşilimsi renklerde, saydam ve yarı saydam alkali volkanik kayaçlarda bulunan, aside konulunca bulutsu görünüm alan feldspat benzeri bir silikat (F…
Reva, yakışır, yerinde, uygun anlamlarına gelir: Kendisine reva gördüğünü sana reva görmeyenin, arkadaşlığında hayır yoktur (Hadisi Şerif). Revadır gerçi öldürmek yılanı / Eğer derviş isen incitme canı (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.)…
İhtiram, saygı ile eş anlamlıdır. İhtiram duruşu : Saygı duruşu. İhtiram kıtası : (askeri terim) Devlet büyüklerini ve yüksek rütbeli komutanları karşılama ve uğurlama törenlerinde, selamlama amacıyla mangadan tabura kadar çeşi…
(Bir hastalık başka bir hastalıkla) Karışma. Komplikasyon eş anlamı. Karşılaşıp görüşme, başkalarıyla ilişkide bulunma. İhtilat ile ilgili birleşik fiiller ve anlamları İhtilat etmek (yapmak) : (Hastalık için) Başka bir hast…
Resitatif, opera, operet, kantat ve oratoryoların düzyazı ve diyalog bölümlerinde kullanılan, serbest bir ritim ve tempoyla, konuşur gibi şarkı söyleme tarzı: Resitatif, yarı teganni yarı tekellüm halinde okuyuş biçimidir. Batı Musi…
Geçim, geçinme, yaşamak için gerekli şey: Önceleri maişet hususunda hayli sıkıntı çekmişti. Fakat hicretten sonra Allah'ın inayeti ile durumu düzelmiş, iş güç sahibi olmuş, devletten yüksek maaş alma hakkını elde etmiş ve bir m…
Mermide kalibre Kalibre, ateşli silahlarda mermi çekirdeğinin çap genişliğini belirtmekte kullanılan ve 1 inçin yüzde birine eşit olan ölçü birimidir. 1 kalibre 0,254 milimetreye denktir. Namlu çapı olarak da bilinen kalibre…
B2 savaş uçağı maketi Heykel, yapı, eşya gibi üç boyutlu nesnelerin taslak durumundaki küçültülmüş örneği. Model eş anlamı. Grafik sanatında, renkli fotoğrafa karşıt olarak, çizilmiş ya da boyanmış renkli orijinal. Dizicini…
Özür dilemek Bir kusur ya da suçun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret: Bilinir ki, bir suç işleyen kimse, suç işlenene karşı doğru ve gerçek bir özür ile özür dilerse, suçu bağışlanır. Sakatlık, elverişsizlik: Mamafih…
Kafiyeli söz dizisi, şiir: Ve zannederim bu ateşle Şinaver Bey bir ay içinde bir divan dolduracak kadar nazım yazdı... (İlgili cümle kaynağı: A. Sait) Düzenleyen, tanzim eden. (edebiyat) Manzume (şiir) yazan: Bazen kalem tuttu n…
Parabol ve Hiperbol Parabol, bir koni, ana doğrusuna, yani tabanın herhangi bir noktasını tepeye birleştiren doğruya paralel bir düzlemle kesildiğinde ortaya çıkan kesitin biçimi. Parabol, "odak" denilen durağan bi…
Duvar payandaları Payanda (Farsça) bir şeyin sağlam durmasını sağlamak veya yıkılmasını önlemek amacıyla yıkılabileceği yöne doğru eğik olarak dayanan ya da yapılan destek: Kalın dış duvarlar kervansarayların çoğunda payandal…
(edebiyat) Bir halk şiiri türü: Kalenderi, aşıkların "mefülü mefailü mafailü feülün" ölçüsüyle gazel, murabba, muhammes, müseddes biçimlerinde yazdıkları ve kendine özgü bir ezgiyle okunan şiir türüdür. Ayrıca hece vezni…
Ekoloji Ekoloji, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve diğer tüm canlı organizmalar ile onların fiziksel çevreleri arasındaki karşılıklı hayati ilişkileri inceleyen bilim, çevre bilimi. Ekoloji ayrıca ekosistemlerin (ekolojik sist…
Balta Ağaç kesmeye, odun yarmaya yarayan, ağaç saplı, keskin ağızlı demir araç. Eskiden taştan tunçtan, demirden, çeşitli biçimlerde yapılan balta, ateşli silahlardan önce savaş aracı olarak da kullanılırdı. Örnek cümleler: Bi…
Balon Isıtılmış hava ya da havadan hafif bir gazla doldurulan havada yükselebilen, küre ya da yumurta biçiminde araç. Bağlı balon, güdümlü balon (zeplin), deney balonu, meteoroloji balonu gibi türleri vardır. Çok ince kauçuk…
Toplumun günlük tüketim mallarını toplayıp biriktirerek, yapay bir darlık (yokluk) oluşturduktan sonra eldeki malı yüksek fiyatla satma, vurgunculuk, karaborsacılık, spekülasyon eş anlamları: Bir adam ihtikar yapmak maksadıyla elin…
Ekonomik kriz Ekonomiyle ilgili. Az masraflı, kazançlı, hesaplı. Ekonomik ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları Ekonomik kriz : Ülke veya dünya genelinde yaşanan iktisadi ticari bunalım. Ekonomik büyüme : (iktisa…
Kaldırım Caddelerin iki yanında, yayalara özgü yol: Karşı kaldırımda annesinin elini sıkıca tutmuş küçük bir çocuk bana baktı, gülümsedi. (Kolektif) Gelip geçenleri çamurdan korumak için taşlarla döşenmiş yol: "Köyün yo…
Ekopraksi, başkalarının davranışlarını ya da hareketlerini elde olmayarak ve hemen taklit etme biçimindeki sinir ve ruh hastalığı, yansıca. Aynı sesin yankılanmasında olduğu gibidir. Bu bozukluğu gösteren hastalar, çoğu zaman, kendi…
Kalkolitik, tarih öncesi çağların, bakırın işlenmesi ve bakırın yaygın olarak kullanılmasıyla nitelenen; cilalı taş (neolitik) çağı toplum koşullarının ve tarım tekniğinin sürdüğü sonuncusu, bakır taş çağı ve bu çağla ilgili olan.
Kaloma, demir atmış bir teknede zincirin ya da halatın su içinde kalan bölümü: Kaloma, demirli bir geminin denizde bulunan zincirinin uzunluğudur. Salınacak kaloma miktarı denizin derinliğine ve kaloma cinsine göre değişir. Genel ol…
Her şeyde kusur bulup beğenmemek, çok zor beğenmek, aşırı titizlik göstermek. Saçları dökülüp, dazlak bir hal almak: Alnından yukarısı dazlamış başının arkasındaki saçları gür, kumral, belki biraz kıvırcık, dalgalıydı. (İlgili cüml…
"Ne" sözcüğü ile başlayan deyimler ve anlamları İçinde "ne" kelimesi geçen deyimler, kalıp sözler, açıklamaları ve örnek cümleler: Ne akla hizmet (Ne akla hizmet ediyor?) : Akılla bağdaştırılamayan, akıl erd…
Optik form Görmeyle ilgili, görmeye değin. Fizik biliminin ışık, ışığın kaynağı ve yayılması, ışığın oluşturduğu etkiler ve buna bağlı diğer olgularının inceleyen kolu. Optik ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları …
Bakan ve elçilerden başlayıp devlet başkanlarına kadar yabancı devlet adamlarına seslenirken ya da onlardan söz edilirken kullanılan onur unvanı: Yerine oturdu: "Güle güle, Ekselans Baron Frederik. Umarım yolculuğunuz rahat ge…
Balyoz Balyoz, kazık çakmak, büyük taşları kırmak, duvar yıkmak gibi işlerde kullanılan uzunca saplı, çok iri ve ağır çekiç, varyos: Bütün günü o balyozla geçiyor. Nerede ele gelmez, kıpırdamaz ağır taşlar varsa kırıyor. (İlgi…
Anne dayağı Bir insanı ya da bir hayvanı dövmek işi, sopa, patak, kötek: Öyle deyip geçmeyin, anne dayağı da sanat eseridir. Aşka dahildir. (Ö. Altıntaş). Anne dayağı dayakların en güzeliydi. Bir şey devrilmesin diye destek …
Çelme takmak Birini yere düşürmek için adım atacağı ayağının önüne ayak uzatma: Birden ayağına takılan bir çelmeyle tepe üstü yere düştü. (Y. Kemal) Çelmek eylemi (yolundan çevirmek, engel olmak): Türlü tertipler, çelmeler y…
Çelik çomak oyunu Çelik çomak, çomak denilen uzun sopayla ve çelik denilen kısa çubuğa vurarak oynanan eski bir tür çocuk oyunu: Ağabeyim akranlarıyla çelik-çomak oynardı. Bir çomakla hızla vurulan çelik çubuk, çok uzaklara gi…
Aşaması çırakla usta arasında olan zanaatçı. Mimari projeyi ustalara uygulatmak ya da ustaların uygulamasını denetlemekle görevli, ustalıktan yetişme mimar yardımcısı. Eskiden saraylarda ve büyük konaklarda halayıkların başında bu…
Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi. Mihver eş anlamı. Dingil, aks. (matematik) Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru: x ekseni, y ekseni, koordinat eksenleri vb. (spor) Bisikletin iki tekeriyle, ayna denilen büy…
Işık (fizik, gökbilimi) Nesneleri görmemize, renkleri ayırt etmemize yol açan fiziksel enerji, ziya, şavk: Işık sayesinde artık gecelerde gündüz gibi oldu. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç: Işık çevreyi daha iyi görmek, d…
Trinidad yerlilerine özgü, doğaçtan söylenen ya da çalınan, konusu genellikle siyasal kimi zamanda güldürü olan, canlı gevşek uyaklı halk şarkıları ve müziği. (botanik) Mor, pembe ve sarı benekli tek bir beyaz çiçek açan, soğanlı …
Yeni nüfus cüzdanı Nüfus cüzdanı (kağıdı), Bir ülkenin yurttaşlarına doğumlarından hemen sonra verilen, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunduğunu bildiren ve oradaki kayıtların bir örneğini gösterip kimliğini belirten küçük defter, …
Dil ile ilgili deyimler ve anlamları Dil çıkarmak İçinde "dil" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: ( atasözlerine geç ) (Birinde) Dil bir karış : Her söze saygısızca karşılık verenler için k…
Ev Yalnız bir ailenin oturabileceği büyüklükte yapılmış yapı: Yamacın üstünde duran iki katlı küçük bir ev vardı. (S. Urgancı) Bir kimsenin ya da ailenin içinde yaşadığı yer, konut: Eski güzel günlerdeki gibiydi. Evin içinde…
Çırpınma, titreyerek kıvranma, ıspazmoz: Birden için için ve uzun bir ihtilaç ile çırpındı, kırdı, yıktı. (İlgili cümle: B. Şahin) Vücudun herhangi bir yerinde derinin ve hemen altındaki kasların hafif hafif oynaması, seğirme: İns…
Bütün varlıkları, bütün sınırlı genişlikleri her yandan kaplayan sonsuz boşluk. Feza, mekan eş anlamları. (gökbilimi) Bütün gök cisimlerinin içinde bulunduğu büyük hacim. (matematik) Düzlem geometriye karşı uzay geometri denen …
Başkan: Aile reisi, belediye reisi vb. Lider, önder: Aşiret reisinin ölümünden sonra, normal olarak iktidar, yetişkin oğlu varsa, oğluna; yoksa kardeşine geçer. (İlgili cümle kaynağı: M. İ. Erdost) Küçük gemi kaptanı: Kendi gemim…