Büyük bir ahşap sal Sal, birçok ahşap kalın direğin yan yana getirilip bağlanmasıyla yapılan düz, korkuluksuz, çoğu yelkensiz ve motorsuz deniz, göl ya da ırmak taşıtıdır. Genellikle ağaç tomrukların bir araya getirilmesiyle y…
Mutlu ihtiyarlar Yaşlı, kocamış, yaşı ilerlemiş olan, genç karşıtı: İhtiyar adam: "Bu konuda tahmininizden de fazla bilgiliyim," diye cevap verdi. (B. Özkişi) Kendi isteğiyle hareket etme, seçme, yeğleme: İrade vic…
Hor görülüş, aşağılık, alçaklık: Zillet insanın kendisi olarak kendine yetmeme halidir. Kendisini, kendi durumundaki insanlardan, hatta daha alt seviyedekilerden bile küçük görmektir, alçalmaktır, hiç gerekmediği halde el etek öpmek…
Zilli maşa Uçlarında zil takılı maşa biçiminde bir kadın çalgısı olup düğünde oynarken şıngırdatarak kullanılır. Örnek cümle: Kendileri özel yapılmış bir set üzerine otururlar, ellerine topraktan testi biçiminde, altına def gi…
Makas Bir eksen çevresinde hareket edebilecek biçimde çapraz olarak birleştirilen ve aralarına yerleştirilen herhangi bir nesneyi kesmekte kullanılan iki çelik lamadan oluşan kesici araç, sındı. Makas biçiminde çatılmış şey:…
Kitap Yazılmış ya da basılmış yaprakların bir araya getirilmesiyle oluşan bütün: Kitap kelimesi; birleştirmek, bitişmek ve bu suretle bir topluluk meydana getirmek anlamlarına gelir. Bu itibarla ıstılahta, mana ve hakikatleri…
Otomobil fabrikasında üretim İnsanların, toplumun varlığı ve gelişmesi için zorunlu olan nesneleri sağlamak üzere, amaçlı etkinlikleriyle doğal çevrelerini değiştirmeleri, bunu yaparken kendi kendilerini de değiştirmeleri sür…
İplik makaraları Üzerine iplik, tel, şerit gibi her türlü bükülebilir madde sarılan ya da üzerinden benzer nitelikli maddeler geçen, ekseni boyunca delik ve kenarları çıkıntılı olan silindir. Bobin eş anlamı. Bir yükün yukar…
Askeri darbe Vuruş, çarpış, vurma: Kafasına darbe yemek. (mecazi) Felaket, musibet: Onun ölümü benim için ağır bir darbe oldu. Hükümet darbesi: Başarısız kalan darbe. Darbe ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları …
Merhaba Selam: Tanısın ya da tanımasın biriyle göz göze geldiğinde merhabasını eksik etmiyordu. (İlgili cümle kaynağı: K. Özdemir) Günaydın ya da hoş geldiniz gibi esenleşme ve selamlama sözü: Merhaba çocuklar! Merhaba, ne v…
Hatırı sayılır, güvenilir, değerli olma durumu, saygınlık, prestij, kredi: O halde bu itibar kelimesini, "bir kişinin, bir fikrin, ya da bir eserin fikriyatımız üzerindeki hakimiyeti" olarak tanımlayabiliriz. Bu hakimiyet…
Kara hava deniz ve karayolu ulaşımı Ulaşmak eylemi: Ulaşım günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olmakla beraber, en yoğun enerji tüketen sektörlerden biridir. (Y. Arıkan) İki yer arasında gidiş geliş, münakale, muvasala: H…
Kalkan Eskiden savaşçıların ok ya da kılıçtan korunmak için taşıdığı çok kalın deriden ya da sert metalden yapılmış, yassı, çoğu tekerlek biçiminde korumalık. Günümüzde değişik malzemelerden yapılmış benzerleri polislerce kul…
Yetişkin adam, er, er kişi, bay: O artık gerçek bir erkek olmuş, geyiği avlamakla bunu kanıtlamıştı (A. K. Senan). İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek biçimde yaratılmış cinsten olanı: Ondan iki cinsi, erkek ve dişiyi var…
Kolbastı Kolbastı, Hoptek veya Faroz Kesmeside denilen Trabzon'a özgü bir halk dansıdır. Güreşte ayağı kapılan pehlivanın, hasmının aynı ayağını kapıp çekmesiyle oyunun geçersiz bırakılması.
İmdi, "Buna göre", "şu halde", "bu nedenden", "öyleyse" sözlerinde olduğu gibi başına getirildiği cümleyi önceki cümlenin bir sonucu durumuna sokar: İmdi biz umutsuz da olsak, tarih yapacağı…
(İslam) Allâhü Teâlâ'dan bağışlanma dilemek: Dünü günü hata etmektir işim / Tövbe günahıma estağfirullah (E. Korkmaz) Teşekkür edilen ya da övülen bir kişinin söylediği bir nezaket ve alçak gönüllülük sözü: Estağfirullah! Beni…
Kendisine verilen yetki ya da görevi veya kendisine tanınan bir hakkı yasalara aykırı yolda kötüye kullanma, kötü ve yersiz kullanma, yolsuzluk yapma: Kuşkusuz bu nüfuzlu adamların davranışlarında, zaman zaman rüşvet almaya ve güçl…
Zilyet, kendisinin olsun olmasın bir malı kullanan ya da elinde tutan kimse, elde tutan, eldeci demektir. Genellikle kişi, sahibi olduğu eşyanın aynı zamanda da zilyedidir ve buna asli zilyetlik denir. Ancak bazı hallerde kişiler bi…
Ekose kumaş parçaları Ekose, birbirine dikey ve paralel değişik renkli çizgilerle, irili ufaklı kareler oluşturacak biçimde dokunmuş (desen veya kumaş). Örnek cümle: Gökyüzünden şimdi daha da büyük düşen kar tanelerine bakıp o…
Cihet, taraf, istikamet eş anlamları. Bir şeyin yüzlerinden herhangi birinin baktığı yan. Bir yere gitmek için izlenen yol, gidilen yan. Bir cismin hareket ederken, bir kuvvetin etki ederken izlediği çizgi. (matematik) Koordi…
Ruh tasviri Dinlerin ve dinselci felsefenin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği canlandırıcı ve etkin ilke, tin: Madde ve ruh. (din) Allah tarafından yaratıldıktan sonra insan bedenine üflenmiş olan, ölümden sonr…
Saymama, dikkate almama. Sarfınazar, "sayılmasa da, hesaba katılmasa bile, bir yana" anlamlarında kullanılır: Her şeyden sarfınazar, yalnızca yol parası bile aylığımın yarısını götürür. Vazgeçme. Sarfınazar etmek : Hes…
Çay Sıcak su ile hazırlanan çayın renk, tat ve koku bakımından alması istenen kıvam: Çayda dem, insanda erdem güzelmiş. Zaman, çağ, an: Anlayana yar olur, her dem yoldaş, her dem can... (S. Topçu) Soluk, nefes: Olsandı sen …
Kumpas (teknik) Küçük uzunlukları, çapları, kalınlıkları doğru olarak ölçmeye yarayan bir ölçü aygıtı. (mecazi) Hile, düzen: O bir hain ve bana karşı bir kumpas peşinde. (E. Türkgeldi) Basım işlerinde dizicilerin harfleri …
Yüce Allah'ın aşkına tutulmuş, bu yüzden kendinden geçmiş ve dünyaya ve dünya işlerine aldırmaz duruma gelmiş (kimse), cezbeli: Böyle bir rüyaydı gördüğüm lakin bu meczup nereden biliyordu benim düşümü. "Kimsin sen ey mecz…
Çeşitleri ve Grupları Bir kimsenin hayatını kazanmak, geçimini sağlamak için seçerek kendini verdiği, belli bir eğitimle kazanılan bilgi ve becerilere dayalı etkinlikler bütünü, iş ya da düşünce alanı: Bir insanın hakiki mesl…
Başarı İstenilen sonuca ulaşmak, başarmak eylemi ya da başarılan iş. Muvaffakıyet eş anlamı. Başarı göstermek : İşini başarmak, iyi, eksiksiz yapmak. Başarı testleri : Bir öğrencinin ya da bir öğrenci topluluğunun, belli b…
Kakofoni, kulağı tırmalayan sözcük, hece ve seslerin art arda sıralanması ya da tekrarlanması: En iyi sonuçların çıkması için çok farklı düşüncelerin bir araya gelmesi gerekir, diğer yandan da çok sesliliğin kakofoniye dönüşmemesi …
Başa kakma, sitem etme, şikayet etme, yakınma: Ağlamaktan, sızlamaktan duygular gelmez dile / Yazdığım, gönderdiğim sert serzenişler nafile / Vuslatimçin diz çöküp bir secdeye gelsem bile / Kûy-i yâdan bir güzel söz, bir de mektup b…
Renk (fizik) Nesnelerden yansıyan ışık ışınlarının farklı dalga boylarında olmasından ötürü gözde oluşan farklı duyumlardan her biri. Renkler nanometre (1*10 m.) cinsinden şu dalga boylarındadırlar: Kırmızı 740-620, turuncu …
Varlığı bilinmeyen bir şeyi bulup ortaya çıkarma: Görülüyor ki Rönesansta Amerika'nın keşfi (1492) kadar güneş sisteminin keşfi (1507) de rol oynar. (B. N. Şehsuvaroğlu) Tanınmayan, bilinmeyen, gizli bir şeyi anlayıp bilme: Ye…
Aşırı olmama durumu, ılım, denge, orta yol, ölçülülük: "Defalarca tecrübe edilmiştir ki, itidal sınırlarını aşan her bir işin etkisi aksi yönde olur..." (F. Elekberli). Sevgini itidal ve ihtiyat üzerine bina et ki, belki b…
Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı. Memorandum, nota olabilecek eş anlamları. Unutulmaması gerekli şeyleri yazmaya yarar takvim biçimindeki defter, ajanda. Bir uyarıda bulunmak …
Kudüm ya da nakkare Kudüm ve nakkare aynı çalgıdır. Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan iki yarım küre biçimi madene gerilen deriden yapılır. Din müziğinin önemli çalgılarından "kudüm", din dışı ve meh…
Madde ve cisim halinde olmayan, soyut: "Mücerret"i kaldırdılar. Bizim ecdadımız "mücerret" mefhumunu bilirdi. Allah, "Zatım mücerredlerin mücerredi" buyurdu. (N. F. Kısakürek) Katıksız, karışıksız, sa…
Hangi yolda ve nasıl çalışılacağını bildiren söz ya da yazı, yönerge (direktif eş anlamı): Müdürün talimatı böyle. Talimat vermek : Üst aşamada bulunan biri, yaptıracağı işle ilgili olarak görüşünü belirtmek, yol göstermek: Kısım…
Kısmet Allâhü Teâlâ’nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, takdir edilmiş olan şey, nasip: Kısmetinde yoksa dayak bile yiyemezsin. Evlenme talihi, baht: Kimi sevdiysek kısmeti açıldı, evlendi gitti. Evlenmeye talip ola…
Altın Altın ile ilgili deyimler ve anlamları İçinde "altın" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler: ( atasözlerine geç ) Altın adını bakır etmek : Kötü bir hareketle temiz o…
Para Alışverişte değer ölçüsü olarak kullanılmak için devletçe bastırılan metal ya da kağıt ödeme aracı: "Kaç para etti evladım bunlar?" (K. Duman). Bir emek karşılığında elde edilen kazanç: "Öyle demeyin çok gü…
Türk Bayrağı ve Ay Yıldız Bayrak bir vatanın namusudur, şerefidir. Onu her yerde temsil eden simgesidir. Tüm dünyada Türk Bayrağı kadar anlamlı ve manidar bir bayrak daha yoktur. Kırmızı Atalarımızın canları uğruna vatanımız…
Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, görüşme, danışma. Diyalog yoluyla karşılıklı anlaşmayı arama: Bu sorun halledildikten sonra diğer hususlar müzakere masasında tartışılıp bir karara bağlanabilir. (M. Yılmaz İkizer) …