Osmanlı Şerbeti Baklava, lokma, künefe vb. hamurlu tatlıları tatlandırmak için üzerine dökülen, su ve şekerin kaynatılmasıyla hazırlanan kıvamlı tatlı sıvı; şurup: Baklava pişip şerbet de hazır olunca ikisini de bir köşeye kaldırıp…
Sert, katı: Ne gönlün taş gibi sert, ne canın demir gibi pektir. (E. Sarı) Sağlam, sıkı: Yumuşak huylu atın çiftesi pektir!.. Bilirim senin ağzın pektir. Sana bir sır tevdi edeceğim. (M. Coşturoğlu) Çokluk, aşırılık anlatır: Pek …
Rütbe: Paye, Osmanlılarda özellikle ilmiye mensuplarına verilen rütbeyi ifade eder. (Türkiye Diyanet Vakfı İslam ansiklopedisi) Derece, aşama. Herhangi bir memuriyetin fiilen ifa edilmek üzere değil de, adının bir rütbe olarak te…
Magnetit (mıknatıs taşı) Magnetit (Mıknatıs Taşı), saf durumda içinde yüzde 71,4 oranında demir bulunan, magnezyum, mangan, nikel, titan, alüminyum, çinko metallerinden bir ya da birkaçını içeren, doğadaki en değerli demir fil…
Sarkaç, yaya bağlanmış bir yük, alternatif akım dalgası ve parabolik bir çukurda ki topun hareketinden oluşan çeşitli salınım hareketleri Fizikte bir noktanın düzenli olarak, ardışık ve eşit zaman aralıklarında hep aynı hareke…
Bir rençper bağ bellerken Tarla, bağ-bahçe, toprak ve yapı işlerinde çalışan; işi, taş-toprak taşımak, toprak kazmak ve bellemek gibi kaba ve ağır işler olan gündelik işçi, ırgat . "Rençber" denilen emek satıcıları, sıcak…
Salapurya Salapurya, kendine mahsus üçgen biçiminde bir yelkeni olan, 15 tona kadar taşıyabilen, yelken direği yatırılabildiği için köprü altlarından geçebilen, altı düz olup üçgen yelkeni kasnaklar açılarak indirilen, mavnada…
Şefaat Koruma, araya girme; birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için edilen aracılık. (din) Kıyamet gününde Allah (c.c.)'nun sevgili kullarının, özellikle Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.…
Rest çekmek deyimi herhangi bir konuda kesin ve sert olarak son sözü söylemek, bahsekonu şeyin istedikleri gibi olmayacağını (yapılmayacağını) bildirmek demektir: Bir rest çektim hepsi yola geldi... Kumarda oyuncunun önündeki para…
Makabil (makabl), bir şeyin öncesi, geçmişi, kendisinden önce ve evvel olanı: Makabil günlerde cereyan eden hadisat ve hasıl ettiğim... (A. Dede). Kavaninimiz (kanunlarımız) makabl ve mabaddan mahrumdur. (İlgili cümle kaynağı: S. Kı…
Nefis muhasebesi Can: Allahü Teâlâ Kur'ân-ı Kerîmde mealen buyurdu ki: Her nefs, ölümü tadıcıdır. (Âl-i İmrân sûresi: 185) Öz varlık, kişilik, insanın kendisi: İnsan ben deyince, nefsini göstermektedir. (İmam-ı Rabbani) …
Resmi Gazete Devletin olan: Resmi hizmet. Devlet yöntemince olan: Resmi işlemler. Teklifli, senli benli olmayan: O herkesle resmidir. Resmi ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları Resmi dil : Bir ülkede yasayla kab…
Bir yola girmiş olan, bir yol tutup onu takip eden, o yolda ilerleyen kimse. (tasavvuf) Bir tarikata girmiş, bir mürşide bağlanarak Allah yolunda manevi yolculuğa çıkmış olan kimse. Salik, sırat-ı müstakim yoluna çıkıp, nefsinden…
Lepiska saç İpek görünüşlü, sarı, uzun ve yumuşak saç: Uzun boy, lepiska saçlar, ebrulu yanaklar, şarkı söylerken çıkardığı sesin keskinlik ve şiddetinden nasıl olup ta yırtılmadığına hayret edilecek kadar mini mini bir ağız,…
Patron Bir ticaret ya da sanayi kuruluşunun sahibi, işveren: Koskoca şirketin patronu, ziyaretine gittiğinizde size kendi elleriyle kahve yapıyor, işine bisikletle gidip geliyor... (B. Kara) (mecazi) Bir kuruluşta, bir iş yerinde…
Pay / Payda Bölünen bir şeyden birine düşen bölüm, hisse, üleş: Çocuk evlilik çağına geldiğinde mirastan payını alırdı. (P. B. Ernas) Bölüşülecek bütünün ayrıldığı eşit bölümlerden her biri: Parayı üç pay yapalım. Bir şeyde…
Başkalarının bir kimseye gösterdiği saygının dayandığı manevi değer, onur, haysiyet: İnsanın şerefi, haysiyeti bizzat "insanlığından" kaynaklanır (Ö. Aydın). Binâenaleyh insanın şerefi ilim ve edep iledir. İlim ve edebi ol…
Ordinaryüs, "Üstün aşamada profesör" anlamında kullanılan ordinaryüs profesör sözünde geçer. En az beş yıl profesörlük yapmış, bilimsel çalışmalarıyla kendini tanıtmış profesörlere verilirdi. Türkiye üniversitelerinde 1960…
İş hayatında rekabet Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış: Siyaset ise baştan başa rekabettir (Ö. T. İnançer). Birbiriyle rekabet eden kimselere rakip denir. (ticaret) Aynı sektörde faaliyet gösteren ki…
(edebiyat) Başka bir koşuğun konusuyla ilgili olarak aynı tartı ve uyakta yazılan şiir, benzer. Bir davranış, söz vb.ye karşılık olarak yapılan davranış, söz vb. karşılık, örnek. Nazire yapmak : Bir davranış, söz vb.ye benzer…
Revalüasyon, paranın değerini, altına ve dövizlere göre yükselterek yeniden ayarlama, değer katma, devalüasyon karşıtı. Kelime anlamıyla bir ülke ulusal parasının yabancı ülke paraları karşısında değerinin yükseltilmesi anlamına gel…
Şemse Şemse, eskiden kitapların cildi üzerine, baş sayfalarının üst bölümüne yapılan, kumaşlara işlenen, yapıların pencere, kapı üstü, parmaklık gibi yerlerine konulan, ışınlı güneş biçimindeki süs: Klasik deri ciltlerin üstüne …
Yürüyen, giden: Onlar ölüp gittikleri gibi, biz de, gün olup mukadder akıbete doğru revan olacağız. (İlgili cümle: S. Ayverdi) Akan, akıcı: Kollarına girip ayağa kaldırdıkları kan revan içindeki Hasan Bey, "La ilahe illallah,…
Bir üstünün kapısında, buyruğu altında bulunan alt kademedeki kişiler: Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edem…
Kadırga Kadırga, hem yelken, hem kürekle yürütülen, özellikle Akdeniz'de kullanılmış eski bir savaş gemisidir: Kadırga, süzüle süzüle güneydoğuya doğru iniyor, Dalmaçya kıyılarını çok uzaktan takip ediyordu. Forsalar rahat…
Lenger Eskiden daha çok kullanılan yayvan ve kenarları yatık büyük bakır yemek kabı (tabağı): Pırıl pırıl kalaylı lengerler tepeleme pilav doluydu... Bir lengerin alabileceği miktarda olan: İçerideki kadınlar meclisine lenge…
Örümcek ve ağı (zooloji) Örümcekler takımına giren hayvanların genel adı. Kimi çeşitleri ağ biçiminde tuzak kurarak sinek gibi böcekleri avlar. (kısaltma) Örümcek ağı: Oğlum tavanlar hep hep örümcek olmuş. Alıver sana zahmet.
Renk körlüğü ve renkler Renk körlüğü, bazı renkleri algılayamama durumu. Bu hastalıkta en çok kırmızı ve yeşil renk tam olarak seçilemez. Renk körlüğünde renklerin nasıl göründüğü yandaki resimde gösterilmiştir.
Letarji Uyuşukluk, yorgunluk, bitkinlik, halsizlik, tükenmişlik, ilgisizlik, duyarsızlık veya enerji eksikliği hali; hareketsizliğin ve uyku eğiliminin artmış olduğu bir bilinç bozukluğu. Yaşama etkinliklerinin yok denecek kadar z…
Kabul edilen, kabul gören: Onların makbul dualarından daha büyük zenginlik var mı? (H. Ertuğrul) Beğenilen, hoşa giden: Halbuki Yusuf Enişte, nezih ve ulvî duyguların adamı denecek bir yüreği yanık sanatkar olarak çevresinin en ma…
Salâ Arapça'da "dua" ve "namaz" anlamlarına gelen sala (salat) Hz. Peygamber'e Allah'tan rahmet ve selam temenni eden, onu metheden, onun şefaatini dileyen, aile fertlerine ve yakınlarına dua if…
Sakaroz, şeker kamışı ya da şeker pancarından çıkarılan şekerin bilimsel adı, şeker. Formülü C 12 H 22 O 11 . Pancar şekeri ya da sakaroz, daha düşük moleküllü iki farklı şekerden (glikoz + früktoz → sakaroz + su) oluşmaktadır. Yiy…
Şeyhülislam, Osmanlı İmparatorluğunda kabinede sadrazamdan sonra yer alan ve din işlerine bakmakla birlikte dünya işlerine de din bakımından karışan üye. Şeyhülislam kapısı : (tarih) Şeyhülislamların görev yaptıkları resmi daire…
Açma, ayırma, açımlama. Bir anlatım veya kitabı açıklama, yorumlama: "Eserin birinci cildi uzun bir ön sözden sonra ayrıca arkasına koyduğu şerh ve endeksten ibarettir." (A. H. Çelebi) Bir şeyi açıklamak amacıyla yazılm…
Halik, Yaradan demektir. Yüce Allah'ın yoktan var eder yaratıcılığına işaret eden sıfatıdır. İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir : (atasözü) Her ne kadar iyilik yaptığın kişi veya çevrendekiler iyilik yaptığının …
Makilik Maki, Akdeniz dolaylarında yaygın, ortalama 1-2 metre kısa bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsü. Bu bitki örtüsüyle kaplı alanlara makilik denir. Akdeniz iklimi bölgelerinde görülen odunsu, dikenli ve meşin y…
Doğu Akdeniz ülkelerine yerleşmiş ya da evlenerek soyu karışmış Avrupa asıllı kimse. Levantenler, genellikle ticaret yapar ve büyük liman kentlerinde otururlardı. İzmir'de, Selanik'te, İstanbul'un öbür semtlerinde yaşaya…
Kırım'da, han vekili, han adayı, han veliahdı anlamında bir orun: Kalgay, Osmanlı Devleti'ne bağlı Kırım Hanlığında, 1475 yılından başlayarak veliahda verilen ve Osmanlıların da onaylayarak veziriazamla eş tuttukları unvand…
Cami şerefesinde ezan okuyan bir müezzin Şerefe, minarelerde gövdeyi çepeçevre dolaşan, kenarları korkuluklu, ezan okunan yer: Bazı minareler bir, bazıları üst üste iki veya üç şerefeli olabilir. Minarenin esas işlevi de şeref…
Dünya malına önem vermeyen, gösterişsiz sade yaşamaktan yana olan (kimse): Kalender, insan değildir. Sana işte kısaca bir söz: Baştan başa bakıştan ibarettir, görüştür; gönül sözü, sükût içindedir (Mevlana Celâleddin Hz.). Allah…
Salık, "Olmuş ya da olacak bir olgu üzerine bilgi" anlamına gelen bu sözcük salık vermek biçiminde "bir kimsenin ya da bir şeyin iyi, uygun olduğunu söylemek, tavsiye etmek" anlamında kullanılır: Sana bu doktoru …
Halet Arapça bir kelimedir ve "durum" demektir: Bütün geceyi ibadet ederek geçirmiş, ruhunu ötelere revan etmiş, durgun bir göl gibi huzurlu bir halet içindeyken bir anda etrafı bir ışık huzmesiyle aydınlandı. (İlgili cüml…
Herhangi bir korku ya da düşünceden ötürü bir şeyi yapmaktan kaçınmak: Günahtan sakınmak. Gerçekleşme olasılığı bulunan kötülüklere karşı gerekli önlemleri almak: Terliyken soğuk su içmekten sakınmalı. (kelime ile ilgili cümle) K…
Şehir, çoğu ticaret, sanayi, hizmet alanlarında ve yönetim işlerinde çalışan insanların yoğun olarak yerleştikleri alan, kent. Şehir ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları Şehir devleti : (tarih) İlk çağda ve özellikle Yun…
Çok iri, kaba ve hantal şey: Hem de o yemek odasını tıklım tıkış dolduran, koskocaman, geniş, "lenduha" masanın çevresinde! (J. Austen) Cüssesi çok büyük iri kimse: Oğlan ızbandut, kız cıva, hanım desen lenduha... Tedip …
İstiklal Madalyası Madalya , savaşta yararlılık gösteren kahramanlara, yarışmalarda ve sergilerde derece alanlara ödül, kimi vakit de önemli bir olay dolayısıyla ya da ünlü bir kimse adına ilgililere hatıra olarak verilen, üzer…
Revizyon, yeniden gözden veya elden geçirip düzeltmek için değişiklikler yapma: Yeni sistemin bir yıl uygulanmasının ardından sorunlu görülen alanlarda revizyonlara gidilerek sistemin daha esnek ve etkin bir yapıya kavuşması sağlanm…
Sakatat Sakatat, kesilen hayvanın kas eti ve etli kemiği hariç olmak üzere diğer tüketilebilecek yürek, ciğer, böbrek, dalak, işkembe, beyin gibi iç organlarıyla birlikte kelle ve ayaklarıdır. Et kadar besleyici, vitamin yönün…
Şefkat Şefkat, acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik demektir: Bir çocuğun anne-baba şefkatine olan ihtiyacı gibi, yaratılmış olanlar da Yarıtıcılarının şefkat ve merhametine ihtiyaç duyarlar. (İlgili cümle kaynağı: A. O. Gö…
Şeker kamışı Şeker kamışı (Saccharum officinarum) , buğdaygillerden, çiçekleri salkım durumunda başakçıklar oluşturan ve ortalama 5 metreye kadar boylanabilen, fazla miktarda sakaroz içeren ve bu nedenle öz suyundan şeker çıka…
Nefes almak Akciğerlere çekilip verilen hava, soluk: "Derin bir nefes al" dedi doktor. Şifa veren üfleme, hu:lamak: Hastalara da nefesi bi iznillah şifa idi. Ayrıca ölülere nefes ettiğinde Allah'ın izni ile ölü…
Türkiye de kalkınma Kalkınmak eylemi. (iktisat) Bir ülke için ekonomik, toplumsal ve kültürel bakımlardan ilerleme, çağdaş bir duruma gelme. Kalkınma hızı : (iktisat) Nüfus, doğal kaynaklar, sermaye birikimi ve teknolo…
Paydos İşi veya çalışmayı geçici olarak bırakma, ara verme: Neyse öğlen paydosu oldu, memurların hepsi paydos edip yemeğe gittiler. (S. Karayağız) Bir işe kalıcı olarak tamamen son verildiğini, o işten vazgeçildiğini anlatır…
Boyabat Kalesi - SİNOP Eskiden düşmana karşı koymak için stratejik yollar üzerinde, askeri önemi olan kentlerde, geçit ve dar boğazlarda yapılan yüksek, kalın duvarlı, burçlu ve mazgallı geniş yapı, kermen, germen. (spor) Futbol…
Optimist Optimist, 2,31 metre uzunluğunda, 1,13 metre genişliğinde 35 kg ağırlığında ve 3,5 m 2 'lik tek yelkeniyle sınıfının en basit teknesi olup aynı zamanda bu tekneyle yapılan yarışın da adıdır. 7 - 8 yaşından itibare…
Üzerine veya içine hiçbir şey katılmamış, katkısız, katışıksız, hilesiz, arı: Her türlü karışımdan arınmış bir nesneye halis denir. Mesela sütün halis olması onun kan, ot ve benzeri gibi kendisine karışabilecek her türlü şeyden arı…
Şeştar, Türkler ve diğer Müslüman uluslar tarafından kullanılmış ve yerini tambura bırakmış olan, ikişerden altı telli çalgı: Şeştar, kopuzun Mevlana Celaleddin-i Rumi tarafından bazı değişikliklere uğratılarak altı telli bir saz ha…
Çekinme, kaçınma, sakınma: Alemde her şüpheyi davet eden şey ihtiraz değil midir? Her ihtiraz edilecek yerde cür'etle hareket edenlerin yüzde sekseni muvaffak olabilmiştir. (İlgili cümle kaynağı: A. Mithat) İhtiraz etmek : Bi…
Oportünist kişi Oportünizm, ilkelerini ya da doğacak sonuçları göz ardı ederek, çıkarlarına uygun düşecek biçimde anın koşullarına göre davranma, fırsatçılık: Bir kimsenin, kısa vadeli menfaatler için savunduğunu iddia ettiği …
Revizyonizm, bir öğretinin (özellikle Marksizm'in) temel ilkelerini ve yöntemini yeniden gözden geçirmek ve düzeltmek gerektiğini ileri süren tutum ve görüşlerin genel adı: Bir zamanlar Ortodoks Marksist olan Bernstein en şamat…
Kabul etmeyerek geri çevirme. (Kendisiyle yakın ilgili bulunan birini, bu ilgiden) çıkarma. → Reddetmek. Ret ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları Ret oyu : Kabul etmeme oyu, olumsuz oy, kabul oyu karşıtı. Reddi matla…
Bir şeyi başkalarının bilemeyeceği, göremeyeceği bir yere koymak. Korumak için belli bir yere kaldırmak. Bir durumu, olayı, haberi vb. başkasına duyurmamak, gizli tutmak. Birine vermek ya da daha sonra kullanmak üzere ayırmak. …
Eskiden başa giyilen külah, takke vb. giyeceklere verilen genel ad. Bazı İslam devletlerinde, genellikle esnaf ve onlarla ittifaklarını belirtmek için yüksek devlet görevlilerinin giydiği beyaz, uzun ve sivri tepeli başlık. (botan…
Reji odası (sinema, tiyatro) Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında oyunu yönetme: Reji, oyun ve fikir yönünden, başarılı İngiliz filmleri kolay kolay çıkmaz doğrusu insanın kafasından. (İlgili cümle kaynağı: İ. Ak…
Cumhurbaşkanlığı Makam Odası Orun, kat, yer. (müzik) Nağmelerine, seyrine ve karar perdesine göre nitelenen ses dizisi. Makam ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler Makam değiştirmek : Bestenin melodisini aynı müzik pa…
Guinness Rekorlar Kitabı tüm dünya rekorlarını barındıran kitaptır (spor) Bir spor dalında erişilmiş derecelerin en üstünü: Usain Bolt 100 metrede dünya rekorunu elinde tutuyor. (mecazi) Daha önce elde edilmiş bir sonucu aşan ye…
Fotoğraf makinesi negatifi Eksi. Gerçekteki aydınlık ve karanlık bölümleri tersine gösteren fotoğraf camı ya da filmi, pozitif karşıtı. Negatif ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları Negatif deliği : (sinema) Pozi…
"Ne öyle ne böyle" anlamında deyimler İçinde "ne ... ne ..." bağlacı geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: Ne alandan ne satandan (ne bir akça katandan) olmamak : Hiçbir tarafla ilişkisi olmamak, h…