Kasap Sığır, koyun gibi eti yenecek dört ayaklı hayvanları kesen ya da dükkanında parça parça satan kimse: Kurban kesmek için kasap çağırdık. Kasap, etlerin iyi olduğunu söyledi. Bu alışverişin yapıldığı dükkan: Mahallenin ka…
Kardeş Anne ve babaları aynı olan çocukların birbirlerine göre durumu: Erkek kardeş. Kız kardeş. Öz kardeş. Üvey kardeş. Aralarında çok değer verilen ortak bir bağ bulunan kimselerin birbirlerine göre durumu: Din kardeşi. Yol…
Karpuz ile ilgili atasözleri ve anlamları Karpuz İçinde "karpuz" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları: ( * yaygın bilinen ) Karpuz kabuğunu görmeden denize girme* (Karpuz kabuğu denize düşmeden suya girilmez…
Karanlık Işıksız, ışık bulunmayan ya da ışık almayan, aydınlık karşıtı: Alt kat, zindan gibi karanlıktı (R. N. Güntekin). Penceresiz, karanlık bir bölmeydi bu (A. Özakın). Işıksız yer ya da bu yerin durumu: Sen sabah karanlığı…
Kardelen çiçeği Kardelen, nergisgillerden, baharda (Ocak-Nisan aralığında), bazen de kar kalkmadan beyaz renkli çan şekilli sarkık çiçekler açan koyu yeşil renkte bir bitki türüdür. Yaklaşık 20 türü bilinen ve türlerine göre…
kara (I) Yeryüzünün denizle olmayan bölümü, toprak: Mutlaka bir ayağın karada olmalı. Karada olmalı ki deniz seni yutmasın ve insanlık tarihinden ebediyen silmesin. (D. Saral) kara (II) Renklerin en koyusu, kömür rengi: Kar…
Kıyamet Dünyanın sonunun geldiği ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, kıyamet günü: O gün, sonunda varılıp karar kılınacak yer yalnızca Rabbinin katıdır. (Kıyamet Suresi 12. Ayeti Kerime) (mecazi) Sıkıntı…
kaymak (I) Süt kaymağı Kimi sıvıların ve özellikle sütün yüzünde zar kıvamında toplanan koyuca katman. Sütü hafif ateşte ve yayvan kaplar içinde tutarak elde edilen koyu ve yağlı öz: Türk mutfağındaki önemli lezzet kaynaklarından…
Kavun Kabakgiller familyasından, sürünücü gövdeli, geniş yapraklı, sıcak iklim seven bir bitki türü. Yurdumuzda yaklaşık 30 kadar yerli çeşidi yetiştirilir. Genellikle iri yapılı, tatlı, sulu ve hoş kokulu meyvesi yaz aylarınd…
Kavga Düşmanca davranış ya da sözlerle ortaya çıkan tartışma ya da dövüş: Babamla aramızdaki ilk kavga bu yüzden koptu (N. Cumalı). Nerede kavga dövüş, nerede bir hır gür çıksa bil ki, Mülayim kesin oradaydı. Ama sorarsan, “İ…
Katır (zooloji) Eşekle kısrağın birleşmesinden doğan, büyük başlı, uzun kafalı, kısa yeleli, döllenme ve dölleme yetisi bulunmayan kısır ve melez hayvan: Katırın babası merkep olsa ekseriya benzer yanı ata olur. Eğer babası …
Kaş Gözlerin üzerinde, göz çukurunun alınla bileştiği yükseltide kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar: Gür kaş. Kalem kaş. Hilal kaşlı, güzel gözlü, derin bakışlıydı. Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm: Bir eliyle …
Kaşık Çorba, hoşaf, reçel gibi sulu besinleri ya da ufak taneli katı yiyecekleri ağza götürmeye ya da azar azar başka bir yere aktarmaya yarayan, küçük kürek biçiminde sofra aracı: Hemen bir kaşık pekmez attı ağzına ablası. (…
Yalan dolan, oyun, tuzak, düzen: Daha fazla kazanmak için asla katakulliye yönelmedi. (K. Arslanoğlu) Katakulliye gelmek : Kandırılmak, tuzağa düşürülmek: Ortada bir hinlik olduğunu erkenden sezdiklerinden işin neticesinde herhan…
Kayıtsız kalmak deyimi, önem vermemek, umursamamak, aldırış etmemek gibi anlamlarda kullanılır: Bir gün bitecek günleri iyi geçirmek üzerine kurulu ve diğer insanların yaşamına kayıtsız kalmayı öğütleyen ve özü ahlaki bir norma daya…
Karizmatik bir el yazısı örneği Her insan hayatının bir döneminde el yazısının güzel olmasını istemiştir. Bu genellikle okul çağlarında çok etkin olmuştur. Çünkü yazdıklarınızı her zaman birilerine göstermişsinizdir. Bir de il…
Kendini önemli sanan kişiler (veya önemsiz sayılan şeyler) için "kim takar Yalova kaymakamını" biçiminde şaka yollu söylenen, önemsemezlik veya umursamazlık belirten deyim: Anayasa ve yasa böyle ama ülkemizde, -Kim takar …
Katran Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, siyah renkli, ağır is kokulu, sıvı yağ kıvamında, suda erimeyen bir madde. Çoğunlukla elde edildiği maddenin adıyla anılır (odun katranı, taş kömürü katranı vb.).
Bilardo oyununda ıstakayla vurulan topun diğerlerine dokunması. (mecazi) Kişilerin ya da nesnelerin birbirine çarpması sonucu ortaya çıkan karışık durum, karışıklık. Karışıklık, karmaşa: İçinden çıkamayacağınız kadar karambol bi…
kar Kar yağışı Atmosferde soğuk hava etkisiyle beyaz ve hafif billurlar biçiminde donup kristalleşerek yağan su buharı: Gün yavaş yavaş sona ererken yeniden lapa lapa kar yağmaya başladı. (F. Kumkaya)
Ak başlı kara kartal Kartal, çoğunlukla kızıl siyah tüylü, yüksek kayalar üzerinde kurduğu yuvalarda yaşayan, küçük kuşlar, kuzu, balık ve oğlak gibi hayvanları avlayarak beslenen, oldukça güçlü bacak ve pençelere ve çok keskin…
Geçici, değişken istek, düşüncesizce bencil heves: Çok zenginlerin öyle kaprisleri olur ki en acayip Hint ve Çin uyduruk inançlarını bile geride bırakır. (R. H. Karay) Huysuzluk: "Kapris mi yapıyor bu çocuk!" diye söylen…
Kara sevda (halk dilinde) Ümitsiz gözüken, ümitsiz görünmesine rağmen oldukça güçlü olan aşk ve bunun sonucu oluşan içine kapanıklık, kederlilik gibi duygular: Elimde değil ki kalpten sileyim / Kara sevda buymuş nereden bile…
Kaplumbağa Kaplumbağa (veya tosbağa), omurgalı hayvanlar grubuna ait olup sürüngenler sınıfında yer alan, dişsiz, sert ve kemiksi bir kabukla korunan, dört ayaklı ve yavaş hareket eden bir hayvandır. Doğada hem karada hem de d…
Kuş kanadı (Kuzey Sumrusu) Kuşlarda, yarasalarda ve arı, sinek, kelebek vb. böceklerde vücudun her iki yanında yer alan ve yukarı aşağı hareket ettirildikçe uçmayı sağlayan organ. Uçaklarda havada durmayı sağlayan ve gövdenin her…
Beklenmedik, yadırganan bir şeyin yol açtığı şaşkınlık, şaşırma: Hayretdi, karısının öldüğü zaman bile / Düşmemişti bu kadar derin bir sessizliğe. (R. Cantaş) (ünlem) Şaşılacak bir şey karşısında söylenir: Hayret doğrusu! İnsan k…
Yılkıya ayrılan, başıboş hayvanların salıverildiği çayırlık: Hele bak Haymana anaya, Oğuz atlarının yayıldığı o bol saçlı, yeşil döşlü çayırlıktan ad almış. (C. A. Kansu) (halk dilinde) Tembel, işsiz, serseri. Ankara ilinin bir i…
İçinde "iyilik" sözcüğü geçen ya da o anlama gelen atasözleri ve açıklamaları: ( * yaygın bilinen ) İyilik bilmeyen adam, adam sayılmaz : İyilik yapmayan veya kendine yapılan iyiliğin kıymetini bilmeyen birinin, gerçek …
İyilik İyi olma durumu, salah: İyilik sağlık... Şükür, iyiyiz. Yuvarlanıp gidiyoruz işte... (A. Nesin) Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, inayet, lütuf, ihsan: Yapılan bütün iyilikler, onu yapana sevgi olarak, minnet ola…
İçinde "iyi" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları: ( * yaygın bilinen ) İyi adama kötü laf söylenmez : İyilik ve yardımsever kişilerin hakkında kimse kötü konuşmaz. İyi adamın karısı, kurna başında belli olur : Erke…
İyi ile ilgili deyimler ve anlamları İçinde "iyi" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: İyi etmek : İyileştirmek, sağaltmak, hastalıktan kurtarmak: Hekim, paşayı çok geçmeden iyi etti. (A. Isk) Uy…
Güven, güvenç, güvenme, emniyet etme: Başkatip tayin olunan Ramiz Mehmed Sadullah Efendi cümlenin itimadını kazanan bir kişi olduğundan bu göreve getirilmişti. (İ. Yılmazçelik) İtimat ile ilgili deyimler ve anlamları İçinde &quo…
Kumbara Tasarruf, tutumluluk ve idareli kullanma temalı atasözleri ve açıklamaları: ( * yaygın bilinen ) Ak akçe kara gün içindir* : Daha önce biriktirilen para sıkıntılı günlerde işe yarar. Bunun için tasarruf yapılmalıdır…
Para ve harf tasarrufu İdareli kullanma, tutumluluk: Su tasarrufu, enerji tasarrufu vb. Para biriktirme, artırım: Gelirin harcanmayan kısmına tasarruf denir. (Bir şeyi) İstediği gibi kullanma yetkisi, kullanım: Her şey O…
Evde tasarruf Tasarruf etmek sözlük anlamıyla idareli kullanmak, biriktirmek, israf etmemek gibi anlamlara gelmektedir. Hayatın her döneminde sizi fazla kısıtlamayacak yaşam şartlarınızı çok fazla değiştirmeyecek ve en önemlis…
Dış, dışarı: Beş yüz bin Türk kardeşimiz, hudut haricinde kalmıştır. (C. Çetintaş) Yabancı ülke, dışarı: Uzun yıllar hariçte kalmış. Eskiden şeker hariçten gelirdi. Dışta kalmak üzere, bir yana bırakılmak, sayılmamak üzere: Bir k…
İstek duymak, arzu etmek: Öyle bir aileye damat gitmek isterim. (H. Taner) Bir şeyin yapılmasını ya da kendine verilmesini söylemek, talep etmek: Her gün türlü türlü aş istersin. (Y. K. Karaosmanoğlu) Görmek istediğini bildirmek:…
İskele babasına bağlanmış bir gemi Liman veya rıhtımlara yaklaşan gemilerin halatlarını bağlamak için iskelelere çakılan veya sabitlenen, halatların kaymaması ve çıkmaması için üst kısmı şişkin olan, dökme demir ya da betondan…
Ad. (mecazi) Kişi, insan: Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk karikatür sanatında yeni yeni isimler ve ustalar ortaya çıkmaya başladı. (P. Tuğlacı) İsim ile ilgili deyimler ve anlamları İçinde "isim" kelimesi geçen deyim…
İpucu İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, belirti ya da bilgi: Açılan kapıyla birlikte bir yığın polis ipucu aramak için içeri daldı (R. Akçay). Ufacık bir ipucu bulsak, bu sorunu çözeriz. İpucu vermek : (deyim) Bir…
Kafa ile ilgili deyimler ve anlamları İçinde "kafa" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: ( atasözlerine geç ) Kafa atmak : Kavga sırasında karşıdakinin yüzüne, sert ve şiddetli bir biçimde kafayla v…
Kadın ile ilgili deyimler ve anlamları İçinde veya anlamında "kadın" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler: Kadın kadıncık : Evini iyi çeviren, kendi halinde kadın: Tüccara da araya araya, bir helâl …
Kader Kader, değişmez ve değiştirilemez bir iradeyle (Allah tarafından olacakların önceden bilinerek) gerçekleşeceklerin önceden yazıldığı kitap, alın yazısı, yazgı demektir: Kader, Yüce Allah'ın, ezelden ebede kadar olmuş…
Bulunduğu yerden gizlice ayrılmak, gizlice sıvışmak: Ve ben ruhu olmayan bu kasabadan kaçmak için can atıyordum. (S. Ali) Kendini göstermemek: Pijaması üstünde, misafirlerin önünden yan odaya kaçtı. Kaçınmak, esirgemek: Masraftan…
Düğümlenmiş ip Yük bağlamak, çamaşır sermek, bir şeyi bağlayıp çekmek gibi işlerde kullanılacak kalınlıkta bükülmüş, keten, kenevir, pamuk vb. bitkilerin liflerinden örülen sicim: Karşıda bir evin taraçasında bir uçtan bir uca…
İnsanlardan tam bir doğruluk beklenemeyeceğini, tam olarak güvenilemeyeceğini, insanoğlunun kimi zaman yapılan iyiliğe kötülükle karşılık verebileceğini anlatır: Ben de haline acıdım. Acımaz olaydım. Yanımda sebeplensin şu yavru, ya…
Mona Lisa İnsana komik gelen, hoşuna ya da tuhafına giden olgular karşısında, bu duygusunu ses ve mimiklerle belli etmesi: Katıla katıla gülmek. Olur olmaz her şeye gülüyor. Biriyle alay etmek: Herkes ona gülüyor. Sevincini…
Hurma Hurma, palmiyegiller ailesinden dekoratif yapraklı bir palmiye türüdür. Çöl ikliminin görüldüğü yerlerde yetişir. Sıcak havayı, güneşi sever. Besleyici değeri çok yüksek olan hurma, protein, temel vitaminler, özellikle …
Huri İslam inancına göre cennette yaşadığı söylenen güzel, kutsal kızlara verilen ad: Ak yerin karşısında durulmaz, Huri midir melek midir bilinmez. (edebiyat) Divan edebiyatında sevgilinin, güzelin yüce ve kutsal örneği. …
Kırmızı gonca gül Gül, gülgillerden, dik, sarılıcı ya da yatık gövdeli, dikenli ve kokulu çiçeklere sahip bir süs bitkisidir. Çiçekleri çeşitli renklerde olabilir ve kuzey yarı kürede yaygın olarak yetişir. 200 kadar türü bulun…
Güç olma durumu, zorluk. Ağır ve yorucu emek. Zahmet, meşakkat eş anlamları. Güçlük ile ilgili deyimler ve anlamları İçinde "güçlük" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları: Güçlük çekmek : Bir iş yaparken zorla…
İçinde "güç" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları: Güç gelmek : Bir şeyin yapılmasında zorluk ve sıkıntıyla karşılaşmak. Güç halle (gücü gücüne) : Büyük güçlüklerle. Güce sarmak : Güçleşmeye başlamak. (Bir şey bir…
Güç İş yapma yeteneği. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet: Kontrolsüz güç, güç değildir. (fizik) Hareket sağlayan kuvvet. Birim zamanda üretilen veya harcanan enerji. (simgesi P, birimi watt) Optikte, bir merce…
Kendini beğenme, büyüklenme: Gurur, Arapça kelime anlamıyla "aldanma" demektir. Boş şeylere güvenerek aldanma, böbürlenme, kibir, kurulma, kendini boş yere değerli ve yüksek tutmadır. Gurur, insanın kendisini beğenmesi ve…
(edat) "Yok, öyle değil, olmaz" anlamlarında kullanılan onamama, onaylamama ve inkar bildiren söz (evet karşıtı): - Bunu okudun mu? - Hayır, henüz değil. (isim) Karşılık beklemeksizin yapılan iyilik: Öyle ise bir hayır…
Haybe argoda boş, işe yaramayan, anlamsız demektir: Haybeye okuyup, boşuna didinmişsin sen. (S. Demiray) Haybeci : (argo) İşi gücü olmayan: Her direğin dibinde en az bir haybeci bulunuyordu mutlaka, elleri de pantolonlarının cebi…
hayat (I) Yaşam. Canlı, sağ olma durumu: O hala hayatta. İnsanın ve birçok canlının dünyadaki ilk kuralı "Hayatta Kal" kuralıdır. (Serna) Doğumdan ölüme dek geçen süre, ömür: Hayatını ona adadı. Hülyası kalmayınca haya…
Hayal Olmuş ya da varmış gibi zihinde tasarlanıp canlandırılan şey, düş, imge: Hayal ürünü bir öykü. Hayali gözümün önünden gitmiyor. Belli belirsiz görülen şey, gölge. (fizik) Görüntü: İnsanın aynadaki hayali. (ruh bilim) İmg…
İyi dilek, azarlama, şaşma ve sevinç bildirmede kullanılan bir sözdür: Hay aklınla bin yaşa! Beklenmeyen durumlar karşısında söylenen sözlerin başına getirilir: Hay Allah senden razı olsun, ne güzel yaptın! Diri, canlı, hayat sah…
Metal havan İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden ya da plastikten yapılan kap: Eskiden inci tanelerini havanda döverek toz haline getirirler, sonra onu sürme şeklinde göze çekerlermiş. (H. Top) Eskiden b…
Birden çok eylem ya da şeyin, ayrıca bunlara karşıt olanların da birlikte bulunduğunu göstermek üzere onları anlatan sözcüklerin başına getirilir: Acı tatlı, Allah ne verdiyse, hem yer hem konuşuruz (A. K. Tecer). Hem yaramaz, hem ç…
Nikahlı bir ana ve babadan dünyaya gelmiş. (mecazi) Doğruluktan ayrılmaz, dürüst kimse, helal süt emmiş: "Babam bu keseyi Harem-i Şerif'te kaybetmiş, bulan bir helalzade keseyi verince otuz altını ona müjde vermiş, gerid…
Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd: Mevzuyla ilgili şu hususun hatırda tutulması gerektiğine inanıyorum: En güzel ve en dokunaklı ses Allah'a yakaran her insanın kendi sesidir (İlgili cümle kaynağı: Osman Şimşek). …
Bir durum ya da davranışın kesinlikle kabul edilmediğini anlatır: Yook. Haşa. O demek değil büyük hanımcığım (B. Felek). Haşa, Sultanım, haddimize mi düşmüş? Dince aykırı görülen bir şeyin zorunlu olarak söylendiğini belirtmek içi…
Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, özlem: Hasretimden yandım; âlem duymuyor avâzımı! / Alemi yaksam da söndürsem muazzam gayzımı! (F. Tevetoğlu) (halk dilinde) Özlem çeken kimse: Bu dağlar ulu dağlar / Etrafı sulu d…
Sesleri burundan (genizden) çıkararak konuşan kimse: Yaşlı bir kadın gibi burnundan hım hım bir sesle konuşan oydu. (örnek cümle) (mecazi) Burundan çıkan ses gibi, boğuk: Öğretmen sürekli hımhım, söyleniyordu bana... Hımhımla…
Bir iş yapmak, bir girişimde bulunmak için gereken her şeyini tamamlamış, hazırlamış olan, anık: Biz hazırız, artık gidelim. Belli bir işe yayacak bir duruma getirilmiş, tamamlanmış: Yemek hazır, haydi oturalım. Yapılmış olup alıc…