Bereket nedir, ne demektir? Bereket ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: 17 Kasım 2025 Soru/Yorum: 0
Bir avuç içinden sürekli olarak hiç bitmeden dökülen buğday taneleri
Bereket
  1. Allah'tan gelen bir lütuf olarak yiyecek, para vb. bitebilen ya da az olan şeylerin alışılandan veya beklenilenden daha uzun süre gitmesi: Allah bereket verdi mi bir şey bitmez. Peygamber Efendimiz az bir yemekle üç yüz kişiyi doyurmuştu. (M. E. Coşan)
  2. Bolluk, gürlük, ongunluk: Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket (O. V. Kanık).
  3. İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı olarak: Bereket erken geldiler.
  4. (halk dilinde) Yağmur: Kırk gün bereket yağdı. Yağmura hasret bozkırlar su ile yıkandı. (M. Çınar)
  • Bereketli:
    1. Alışılandan veya beklenilenden fazla olan; az iken çok yerine geçen, artağan, mübarek: Besmele, helal bir işe başlarken, Allah'ın adını anmak ve bu adla işe başlayarak işin hayırlı ve bereketli olması için dua etmek anlamına gelir.
    2. Bol, çok: Ama emekleri boşa gitmemişti, hasat umduklarından da bereketliydi.
    3. Verimli, mümbit: Irmaklar boyunca yılda en az iki kez hasat veren bereketli topraklarda yaşarlar. (A. O. Muş)

Bereket ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde veya anlamında "bereket" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Bereket ki (Bereket versin ki): İyi ki, Allah'a şükür ki, Allahtan: Bereket ki, birkaç tabip dostum imdadıma yetişti. Beni hastaneye kaldırdılar (N. F. Kısakürek). Bereket versin ki; bu salgın Türk topraklarına ulaşmamıştır. (H. E. Avcı)
  • Bereket versin:
    1. Para alan kimsenin söylediği iyi dilek sözü: Adam parayı verince, bereket versin ağa, Allah uzun ömür versin ağa, demeyi unutma. (M. İzgü)
    2. Bir kimsenin bir durumdan hoşnutluğunu anlatan söz: Bereket versin ki, karşısına teşhisi müşkül bir hastalık çıkmadı. (Y. K. Karaosmanoğlu)
  • Bereketi Allah'tan (Bereketini gör): "Bereket versin" diyen satıcıya alıcının verdiği karşılık: "Siftahınız benden, bereketi Allah'tan" diyerek, iki dilim kek satın aldı (E. Özsoyman). Allah kârını artırsın. Bereketini gör. (İ. Hinçer)
  • Bereketli ola!: Yemek yemekte olanlara ya da ürünlerini devşirenlere söylenen iyi dilek sözü: Yemek mi yiyordunuz? dedi. Bereketli ola (T. Apaydın). Hasadınız bereketli ola Dursun Efendi.
  • Allah (bin bir) bereket versin: Kazancın artması ve Allah'a şükretme duygusunu belirtir: Velinimet bildiği müşterisiyle "Siftah senden bereket Allah'tan" diyerek başladığı alış verişini "Allah bereket versin" niyazı ile tamamlıyordu. (H. Bilecik)
  • Allah taşına toprağına bereket versin: Bir yerin bolluk ve verim içinde olmasını dilemek için söylenir: Allah, taşına toprağına bereket versin. Bu çarşıda işe atıldım, bu çarşıda kazandım ve yine bu çarşıda zengin oldum.
  • Allah'a şükür: "Hamdolsun", "bereket versin" gibi, durumdan hoşnut olunduğunu anlatır: "Allah'a şükür bir işimiz var da çalışıyoruz. İş bulamayanlar da var!" (N. Aytürk). Bakışlarında huzur ve sükûn vardı. "Allah'a şükür, iyiyim!" dedi. (P. Safa)
  • Beti bereketi kalmamak (kaçmak): Azalmak, kıtlaşmak, çabuk tükenmek: Denizin de toprağın da beti bereketi kalmadı artık. Bir zamanlar bu sokakta inci gibi dizili balıkçı tezgâhları olurdu. (F. Özkurt)
  • Güneşi üzerine doğdurmamak: Güneş doğmadan önce yataktan kalkmak: Müslüman, güneşi üzerine doğdurmaz, aksine güneşin üzerine kendisi doğar. Bilir ki "Güneşi üzerine doğduranın o günü ölmüştür." Bu ölüş, zamanın bereketinin alınması anlamındadır. (Y. Değirmenci)
  • Hızır eli değmek: Bereketlenmek, bollaşmak: Hele tohum tavında atılırsa artık iste isteyebildiğin kadar... Ekin Hızır eli değmiş gibi, göcek göcek olur, biçmekle bitmez (Ülkü). "Kız, küpe Hızır eli değmiş. Söylemeseydin küp hiç eksilmezdi. Ama şimdi artık taşmaz." dedi. (F. Türkmen)
  • Hızır uğramak: Artmak, çoğalmak: Yeminlerine bakılırsa bunca yıldır bunca armut vermemişti. Ya Hızır uğramış armutların dibine ya Rabbin bereketi yağmıştı; ikisi de bir. (M. N. Sepetçioğlu)
  • Kesenize bereket: Daha çok kazanın, kazancınız bol olsun: Adam gülümseyerek, "Sağ olun efendim, Allah kesenize bereket versin," deyip hayır duada bulundu. (A. F. Ayral)
  • Ömrüne bereket: "Ömrün uzun olsun, var ol, sağ ol" anlamında kullanılan bir söz: "Hay ömrüne bereket evladım, eksik olma yavrum, eksik olma yavrum" derdi. (N. Meriç)
  • Sürüsüne bereket!: Pek çok, pek bol: Hemşerilerim, arkadaşlarım, çevrem sürüsüne bereket maşallah (A. Gökçe).

Bereket ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde ya da anlamında "bereket" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Bereket harekettedir: Bolluk ve kazancın ancak çalışmak ve çaba göstermekle elde edileceğini ifade eder. İnsan, tembellik etmeden üretime katıldıkça bereketi görür.
  • Bereket sabanın ucundadır: Çiftçinin bol ve iyi ürün alabilmesi harcadığı emeğe bağlıdır.
  • Bereket versin tipiye, sürdü geldi kapıya: Zorluk gibi görünen olayların bazen hayırlı sonuçlar doğurabileceğini ifade eder. Kötü hava veya olumsuz bir durum bile rızık ve bolluğu insanın ayağına getirebilir (?) (tipi: kar fırtınası).
  • Aş sabahın, iş sabahın: İşlerin ve yemek hazırlıklarının sabah erken saatlerde yapılmasının daha bereketli ve verimli olduğunu ifade eder.
  • Az işten çok iş çıkar: Başlangıçta küçük veya basit görünen bir işin, zamanla daha büyük ve karmaşık bir hal alabileceğini veya işin bereketlenip daha fazla çaba gerektirebileceğini belirtir.
  • Aza kanaat, çoğa bereket: Az olanla yetinmenin insanı huzura kavuşturacağını ve eldeki nimetin değerini bilmenin, bolluğa ve berekete vesile olacağını ifade eder. Kanaatkâr olmak, hem insanı açgözlülükten korur hem de var olanın kıymetini artırır.
  • Az da bereket vardır: Az miktarda olan şeyin bile doğru kullanılırsa değerli ve faydalı olacağını anlatır. Çokluk her zaman gerekmez; azla da huzur ve kazanç sağlanabilir.
  • Baca tüten evden bereket tüter: Cömert, eli açık kimseler evlerine geleni en iyi şekilde ağırlarlar. Böyle oldukları için de kazançları bol olur.
  • Bağış, yağış gibidir, bereket getirir; öç göç gibidir, bereket giderir: Affetmenin ve cömertliğin insana bolluk ve huzur getirdiğini ifade eder. Kin ve intikam ise hem huzuru hem düzeni bozarak bereketi uzaklaştırır.
  • Bastığın yer bayram olsun: Bir kişinin gittiği yerlerin, yaşadığı ortamların mutlu, huzurlu, bereketli ve güzel olmasının dilendiğini veya kişinin ortamları o hale getirmesi gerektiğini belirtir.
  • Besmelesizden hayır gelmez: Allah'ın adı anılmadan, saygı ve özen göstermeden yapılan işlerin bereket ve hayır getirmeyeceğini ifade eder. Bu söz, bir işe doğru niyetle ve manevi bir farkındalıkla başlamanın önemini vurgular.
  • Birdenbire gelen devlette hayır yoktur: Aniden ve kolayca elde edilen servetin genellikle kalıcı veya bereketli olmadığını anlatır. Emeksiz kazanılan zenginliğin çabuk tükenme ve fayda getirmeme olasılığı yüksek görülür (devlet: Mutluluk, saadet, talih, baht).
  • Büyük olmayan yerde hayır bereket olmaz: Bir toplumda düzenin ve huzurun sağlanabilmesi için saygı duyulan ve sözü dinlenen bir lider ya da otorite figürünün önemli olduğunu ifade eder.
  • Cemre yağışıysa yıl yağışlı, hasat bereketli olur: Beklenmeyen yağmurlar çiftçiyi sevindirir, ürünün verimini artırır.
  • Cömerdin bir akçası, cimrinin hazinesinden bereketlidir: Cömertlikle yapılan küçük bir katkının insanlara faydası olmayan büyük zenginlikten daha çok işe yarayabileceğini anlatır.
  • Çok bereket çok hareketten: Çalışkan insanların emeklerinin karşılığını bolluk ve kazançla alacağını anlatır. Bereketin temeli, tembellikte değil sürekli gayret ve üretkenliktedir.
  • Gece yağar gündüz açar, yıl düzgünlüğü; erkek söyler kadın susar, ev düzgünlüğü: Doğadaki uyumun bereket, evdeki uyumun ise huzur ve düzen getirdiğini ifade eder. Doğru zaman ve şekilde hareket etmek, hem tabiatta hem de insan ilişkilerinde başarı sağlar.
  • Geç gelen bulutta yağmur çok olur: Sabırla beklenen şeylerin sonunda bolca ve bereketli şekilde geleceğini ifade eder. Gecikmenin ardından elde edilen sonuç, genellikle beklemeye değecek kadar büyük olur.
  • Gelinin ayağı, çobanın dayağı makbuldür: Gelinin evine uğur ve bereket getirdiğini, çobanın ise hak edeni güzel bir şekilde dövdüğünü ifade eder. Yani, gelin evine olumlu katkılar sağlar, çoban ise işini iyi yapar ve doğru şekilde davranır (?).
  • Günden evvel kalkan evlat, o evde olur devlet; günden sonra kalkan evlat, o evde olur mu bereket: Sabah güneş doğmadan kalkıp işine başlayan insan başarılı ve mutlu olur.
  • Haram geldi, helali de götürdü: Haksız ve haram yollarla elde edilen kazancın, doğru ve helal yollardan kazanılanları da yok edeceğini ifade eder. Yalan ve hileyle yapılan işin bereketi olmaz, aksine kişinin kazancına da zarar verir.
  • Haram harama gider: Haksız veya haram yolla elde edilen kazançların yine yanlış ve kötü yollarda harcanacağını ifade eder. Haksız kazanılan paranın bereketi olmadığı gibi, insana fayda yerine zarar getirir.
  • Haram mal bereket tutmaz: Haksız kazanç çabuk kaybedilir. Hayır getirmez.
  • Haram mal karın doyurmaz, doyursa da devamlı olmaz, olsa da hayırlı olmaz: Haksız yollardan elde edilen kazancın sahibine fayda getirmeyeceğini ifade eder. Haram kazanç ilk başlarda faydalı oluyor gözükse bile, uzun vadede hayır ve bereket getirmez.
  • Haram malın sonu olmaz: Haksız kazancın sürdürülebilir olmadığını ifade eder. Haram yollardan elde edilen mal, er ya da geç elden çıkar ve hayır getirmez.
  • Haram para ya belaya, ya binaya, ya zinaya/gider: Haram kazançla hayırlı bir iş yapılamayacağını ifade eder.
  • Haramın bereketi olmaz: Başkalarının hakkını yiyen kimsenin kazancı yokluk ve yalnızlıktır.
  • Hareket olmadıkça bereket olmaz (Hareket berekettir): Çalışmak insana bolluk getirir. İnsan boş durarak geçimini sağlayamaz.
  • Helal incelir, ama üzülmez: Dürüst ve helal yoldan kazanılan malın zaman zaman azalsa da tamamen yok olmayacağını ifade eder. Helal kazançta bereket ve dayanıklılık vardır (üzülmek: kopmak).
  • Helal mal zayi olmaz: Dürüst yollarla kazanılan malın her zaman korunacağını ve bereketli olacağını ifade eder. Helal kazanç, sahip olan kişiye uzun vadede fayda sağlar ve kaybolmaz.
  • Her şeyin azında olur bereket: Azla yetinmesini bilmeyen insan her şeyi bol harcadığı için çok da kazansa bereketi olmaz.
  • Hıdrellez yağmurunun damlası altın olur: Hıdrellez zamanında yağan yağmurun bereket getireceğine ve bu yağmurun çok değerli olduğuna inanıldığını ifade eder. Bu inanç, Hıdrellez'in doğanın canlandığı bahar mevsimiyle ilişkilendirilmesiyle bağlantılıdır.
  • Kar toprağın bereketidir: Kışın kar toprağı korur, dinlendirir, daha verimli yapar.
  • Kar yağar, bereket artar: Kar toprağı koruyup, nemli tuttuğundan verimini de artırır.
  • Koluna kuvvet, kesene bereket: "Ne kadar çok çalışırsan o kadar çok kazanırsın" anlamında bir atasözü.
  • Kuldan hareket, Mevla'dan bereket: İnsanların çalışıp çaba gösterdiklerinde Allah'ın onlara bolluk ve bereket sağlayacağını ifade eder.
  • Malın bekçisi sadakadır (zekattır): Mal varlığının korunmasının en iyi yolunun yardımseverlik ve paylaşmak olduğunu ifade eder. Sadaka vermek, malın bereketini arttırır ve onu çeşitli felaketlerden korur.
  • Nerede hareket orada bereket*: Hareket olan yerde bolluk olur, durmadan çalışılan yerde verim artar.
  • Nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek*: Nisan yağmurları bereketi artırır, çiftçiyi zengin eder.
  • Oğlun güder, karın sağarsa koyun olur: Ailede herkes kendi görevini yaparsa işler yolunda gider ve bereket artar.
  • Sadaka verenin ömrü uzun olur: Cömertliğin ve yardımlaşmanın insanın hayatını bereketlendireceğini ifade eder. İyilik yapmak, sadece başkalarına değil, kişinin kendi yaşamına da huzur ve sağlık getirir.
  • Sayılı parada (akçede) bereket yoktur: Parayı sürekli kontrol etmenin huzur ve bereketi kaçıracağını ifade eder. Malın çok hesap edilmesi yerine kanaat ve ölçülü harcama daha hayırlı görülür.
  • Sirke evin bereketidir: Eldeki az ve mütevazı imkânların bile doğru kullanıldığında değer taşıdığını ifade eder. Kanaatkâr olan kişinin evinde bereketin eksilmeyeceği anlatılır.
  • Tan gelsin, hayrı beraber gelsin: Her yeni günün sadece aydınlığıyla değil, beraberinde iyilik ve bereketle gelmesi dileğini ifade eder. İnsan, sabahı yalnızca zamanın ilerleyişi olarak değil, umut ve güzelliklerin başlangıcı olarak görmelidir.
  • Yağmur rahmet, kar berekettir: Yağmurun yaşam kaynağı olduğu ve bitkilerin büyümesine yardımcı olduğu, karın ise toprağa su bırakıp bereket sağlaması anlamına gelir. Doğadaki her yağış, insanlara ve tarıma fayda sağlayarak, bereket ve rahmet getirir; bu nedenle her ikisi de kıymetlidir.
  • Yorulmadan kazanılan maldan bereket olmaz: Emek harcanmadan elde edilen kazanç bereketli olmaz.
  • Zahirenin (çiftçinin) ambarı sabanın ucundadır*: Bol ve kaliteli ürün elde etmenin, toprağı doğru şekilde işleyip emek vermeye bağlı olduğunu ifade eder. Ekinin bereketi, çiftçinin sabırla ve gayretle yaptığı çalışmaya dayanır.