Taban ile ilgili deyimler ve anlamları
![]() |
Taban |
İçinde "taban" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Taban tabana zıt (olmak): Birbirine son derece aykırı: Müjgan abla benim taban tabana zıddımdır.
- Taban tepmek (patlatmak): Uzun yol yürümek: Biz akşama kadar tapan tepelim, koca Beyrut'u arşınlayalım, efendi bir tek balıkla gelsin... Yol üstünde üç saat taban patlattım...
- Taban yapmak: (ekonomi) Fiyat, en aşağı duruma düşmek: Borsa taban yapmış, döviz ve faizler yükselmişti. (A. B. Kafaoğlu)
- Tabana kuvvet: Bir yere yayan gitmekten başka çare olmadığını anlatır: Atlı olmayanlar da tabana kuvvet koşuyorlardı. (H. N. Atsız)
- Tabana kuvvet kaçmak: Çok hızlı, koşarak kaçmak: Kınlarını kıran üç Müslümanın karşısında durmaya cesaret edemeyip, tabana kuvvet kaçmaya başladılar. (A. Saraç)
- Tabanı yanık: Çok gezip dolaşan kimseler için kullanılır: Ayak işleriyle uğraşıyordum, tabanı yanık it gibi oradan oraya koşuyordum. (Varlık)
- Tabanı (ayağı) yanmış gibi dolaşmak: Bir yerde duramayıp sürekli olarak gezmek: Korktuğu için eve gelemiyor; tabanı yanmış it gibi dolaşıp duruyor sokakta. (K. Yedekçioğlu)
- Tabanları kaldırmak: Koşarak yola düzülmek veya kaçmak: Ateş ettiğim zaman, hepsi tabanları kaldırdı, kaçtı. (H. E. Adıvar)
- Tabanları patlamak: Çok yürümekten, çok ayakta durmaktan aşırı yorulmak.
- Tabanları yağlamak:
- (alay) Uzak bir yere yayan gitmeye hazırlanmak: Tabanları yağla, gün kızarmadan Tatarcıkta boğazları ıslamalı. (F. Baysal)
- Kaçmak: Tabanları yağla, bak geliyor emniyetin amansız komiseri. (S. Demiray)
Taban ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "taban" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Düşmana taban gösterme: Düşmana karşı geri çekilmemek ve korktuğunu belli etmemek gerektiğini ifade eder. Cesur duruş sergilemek, düşmanı caydırır ve zayıf görünmeyi engeller.
- İç acısını taban acısı çıkartır: İnsanın yaşadığı içsel sıkıntıların, fiziksel olarak hareket etmekle, dolaşmakla, yürümekle ya da bedensel meşguliyetle hafifleyebileceğini ifade eder.
- İncir yaprağı deve tabanı kadar olmayınca yaz gelmez: Her ne kadar bazen ilkbaharda yaz havası yaşanabilse de buna aldanmamak gerekir; yaz yazın gelir.
- Kırk gün taban eti, bir gün av eti*: İyi ve güzel şeyler çok zahmet sonunda elde edilebilir. Avcılar bir av avlayabilmek için dağ demez, taş demez, günlerce taban teperler.
- Tabankeş gider, topuğu sırtını döver: Korkakça kaçan kişinin geri dönüp bakmaya bile cesareti olmadığını ifade eder. Korku insanı öyle bir hale getirir ki kaçarken kendi kendini rezil eder (?).
- Tabansız insana, tabanca kılıç yüktür: Korkak veya kararsız bir kişinin eline güç ve silah verilse bile bunları kullanamayacağını ifade eder. Cesareti olmayan kimse, en güçlü araca sahip olsa da fayda göremez.
Soru/Yorum Gönder