- Yanmış: Yanık ekmek.
 - Rengi koyulaşmış: Yanık tenli bir delikanlı.
 - Yakacak ya da ışık verecek durumda olan: Lambaları yanık bırakmak.
 - (mecazi) Tutkun, sevdalı.
 - Acılı, duygulu, dokunaklı: Yanık yürek, yanık türkü vb.
 - Sıkıntıdan ya da hastalıktan iyi gelişmemiş, kavruk: Yanık bir çocuk.
 - Yanmış yer: Elindeki yanık iyileşti.
 
Yanık ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "yanık" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler açıklamaları ve örnek cümleler:
- Yanık kokmak: (deyim)
- İs kokmak: Paşa'nın barut ve yanık kokan giysileri, O'nu daha da gizemli yapmıştı. (S. E. Ülger)
 - Ortalıkta bir şeyin yandığını anlatan koku bulunmak: Apartmanın içi yanık fasulye kokuyordu. (Y. Yazıcı)
 
 - Yanık rüzgar: Çabuk dinen rüzgar.
 - Yanık ses: İçinin derdini anlatır gibi dokunaklı ses: İşkencelere dayanan ama asla dininden dönmeyen Hazreti Bilal'in yanık sesiyle okuduğu ezanlar ruhları cilalamıştı. (Y. Bahadıroğlu)
 - Yanık yağ: Otomobil motoru vb. makinelerde uzun zaman kullanılarak özelliğini yitirmiş yağ.
 - Yanık yanık: İçe işleyecek şekilde, dokunaklı, tesirli: Belki duyar umuduyla, yanık yanık bir Elazığ türküsü tuttururdu yanan gönlüne teselli olsun diye: Bu dağlar olmasaydı / Sararıp solmasaydı / Ölüm Allah'ın emri / Ayrılık olmasaydı (S. Dündar)
 - Bağrı yanık: Çok dert ve acı çekmiş, çok kahır görmüş: Allahım!.. Ak saçlı ihtiyarlar, bağrı yanık analar, gönlü yaralanmış yetimler, bütün Türk ve Müslüman kulların hep birden dua'ya geldik... (M. Hüsrevoğlu)
 - Tabanı yanık: Çok gezip dolaşan kimseler için kullanılır: Ayak işleriyle uğraşıyordum, tabanı yanık it gibi oradan oraya koşuyordum. (Varlık)
 - Yüreği yanık: Duygulu, hassas olan (kimse): Ümmetimin yüreği yanık kadınlarından, dini ile dertlenmiş ciğerlerinden birini gördüm gözlerimin önünde. (N. Yıldız)
 
Yanık ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "yanık" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Yanık yerin otu (ekini) tez biter*: Yaşanan acıların ve üzüntülerin zamanla hafifleyip yerini normale bırakacağını anlatır. İnsan, ne kadar büyük sıkıntı yaşarsa yaşasın hayat bir şekilde devam eder.
 - Ev yanığı etekte, evlat yanığı yürekte:
- Maddi dünya ile ilgili şeyleri kaybettiğimizde o kadar çok üzülmeyiz, ama bir yakınımız öldüğünde onu kaybetmenin acısını yüreğimizde duyar, sarsılırız.
 - Anne baba evladını kaybedince çok üzülür.
 
 - Öksüzün bağrı yanık olur: Yetim veya öksüz büyüyen kişilerin hayatın zorlukları karşısında daha fazla acı çektiğini ifade eder. Sevgi, ilgi ve destekten yoksun kalan bu kişiler, içlerinde derin bir hüzün taşır.
 
Soru/Yorum Gönder