Mezar nedir, ne demektir? Mezar ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Ormanlık alanda yalnız bir mermer mezar
Mezar

Mezar; bir insanın veya hayvanın ölümünden sonra bedeninin toprağa gömüldüğü, ölüye son istirahat yeri olarak ayrılmış çukur ve üstü düzenlenmiş yerdir. Kabir, gömüt, sin, makber, metfen gibi farklı adlarla da anılan mezar, halk arasında kara toprak, kara yer, ebedî istirahatgâh gibi isimlerle de ifade edilir; dini ve kültürel inançlara göre mezarın şekli, büyüklüğü ve etrafındaki süslemeler değişiklik gösterebilir.

Mezar ile ilgili birleşik kelimeler

  • Mezar kitabesi: Mezar taşının üzerine yazılan yazı.
  • Mezar sofası: Müslümanlarda aile bireyleri ya da tekke topluluklarının gömüldüğü küçük mezarlık.
  • Mezar taşı: Mezarların baş ve ayak uçlarına dikilen ve mezar içinde yatanın kimliğini belli eden taş.

Mezar ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "mezar" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Mezar kaçkını: Korkunç derecede zayıflamış kimse: Nedir bu hal, mezar kaçkınına dönmüşsün. Zavallıyı gördün mü, insan değil mezar kaçkını.
  • Mezardan çıkarmak: Ölümden kurtarmak: Onu öyle bir tehlikeden kurtarmıştı ki adeta mezardan çıkarmıştı.
  • Mezarını kazmak: Kötülüğünü istemek, kötü duruma düşürmek için uğraşmak: Düşmanla bir olmuş kendi devletinin mezarını kazıyordu.
  • Beşikten mezara kadar: Bütün hayatı boyunca, ölünceye kadar: Yaşam okulu öyle bir okuldur ki beşikten mezara kadar sürer.
  • Hazır mezarın ölüsü: (şaka yollu) Her hizmeti başkalarından bekleyen tembeller için söylenen bir deyim: "Kalk da bi' işe yara. Hazır mezarın ölüsü, sütçü beygiri İlhami... Sen adam olacan da ben görücem İlhami." (Ö. Babur)

Mezar ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "mezar" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Mezar taşı ile övünülmez*: İnsan, atalarıyla değil, ancak kendi değeriyle övünebilir.
  • Aç mezarı yoktur* (Acından ölmüşün mezarı yoktur): Kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.
  • Adamı parasız mezara bile götürmezler: Parası olmayan kişinin hiçbir işi görülmez, ölüsü bile ortada kalır.
  • Ağaca beşikten mezara kadar muhtacız: İnsanın doğumundan ölümüne kadar hayatının her aşamasında doğaya, özellikle de ağaca bağlı olduğunu ifade eder. Beşik de tabut da ağaçtan yapılır; insan ömrü boyunca ağaca muhtaç yaşar.
  • Ağacı çok olan köyün mezarı az olur: Bol ağaç ve yeşilliğin sağlığı ve huzuru artırdığını, dolayısıyla insanların daha uzun ve sağlıklı yaşamasına katkıda bulunduğunu ifade eder. Bu nedenle, ağaçların ve yeşil alanların önemini vurgular.
  • Ağrısız baş mezarda gerek (olur)*: Sorunsuz, dertsiz, tasasız bir yaşam düşünülemez. Yaşamak, sorunlarla yüz yüze gelmektir.
  • Aklını mezarda/mezara verir şaşkın bakkal: İşlerini iyi planlamayan ve akıllıca hareket etmeyen kişilerin sonunda her şeylerini kaybedeceğini ifade eder. Düşüncesizce davrananlar, zarar ederek iflas edebilir ve ellerinde hiçbir şey kalmayabilir.
  • Altmışından sonra zurna öğrenen mezarda (kabirde) çalar: Gençken ve elinde bol imkan varken öğrenemediğin bir işi yaşlandıktan sonra öğrenmeye kalkarsan, o işten sana hayır gelmez.
  • Attan düşene tımar, deveden düşene mezar gerektir: Dürüst iyi huylu kişiler hiç kimseye isteyerek zarar vermezler; verseler bile etkileri çabuk atlatılır. Ama düzenbaz, kötü huylu kimselerin verdikleri zaman altından kolay kolay kalkılmaz.
  • Azma, uzma, kendi mezarını kendin kazma: Ölçüsüz ve taşkın davranışların insanı zor duruma düşüreceğini ifade eder. Kendini bilmeyen, sonunda kendi sonunu hazırlar.
  • Babasının mezarını bilmediğin adama kız verme: İnsan hiç tanımadığı, geçmişini bilmediği birine kızını verirse ilerde bundan pişmanlık duyabilir.
  • Beşikte giren mezarda çıkar: İnsanın çocukken edindiği huy ve karakterin hayat boyu değişmeden süreceğini ifade eder. Kişinin özü neyse, ölene kadar aynı kalır.
  • Çocuklu ev pazar, çocuksuz ev mezar: Çocuk olan evde neşeli bir gürültü eksik olmazken, çocuk olmayan evde ise sıkıcı bir sessizlik hüküm sürer.
  • Dertsiz baş mezarda*: Bir kimse ancak öldükten sonra dertten kurtulabilir.
  • Dertsiz baş, mezara taş olurmuş: Kişi ancak öldükten sonra bütün dertlerden kurtulmuş olur.
  • Ekini ambarda, karını mezarda methet: Bir şeyin değeri tam olarak ancak son aşamaya gelindiğinde anlaşılır anlamına gelir. Ürün elde edilip ambara girmeden övülmez, insan da hayatını tamamlamadan değerlendirilemez çünkü her an yanlış bir şey yapabilir.
  • Elin gözü deveyi çömleğe, insanı mezara sokar: Bazı insanlar çevresindeki kimselerin iyi durumlarına haset ve nazar edip onların kötü duruma düşmelerine neden olabilirler.
  • Faydasız baş mezara yaraşır*: Yaşayan kimse bir işe yaramalıdır, bir işe yaramayan kimsenin ölüden farkı yoktur.
  • İnsan öleceğini bilse mezarını kendi kazar: İnsanın ölüm gerçeğini tam manasıyla kavrayamadığını ifade eder. Gerçek idrak olsa, dünya telaşı yerini hazırlığa bırakır.
  • Merak insanı mezara (kadar) sokar*: Her şeyi öğrenme merakı, bazen insanı birtakım tehlikelerle karşı karşıya getirebilir.
  • Nazar insanı mezara, hayvanı kazana sokar: Her insanın çevresinde kıskanç ve kötü niyetli birileri mutlaka bulunur. Böyle kimselerin nazarı insana her türlü uğursuzluk getirebilir.
  • Ne kadar da büyük olsa onun şanı, taştır onun nişanı: Yaşarken, toplumdaki mevkimiz ne olursa olsun, öldüğümüzde aynı yere, mezara gideriz. Mevkimizden ötürü böbürlenmemiz yanlıştır.
  • Ne mezarlıkta uyu, ne de korkulu düş gör: Şüphe ve korku içinde yaşamaktansa, bunlara sebep olan işlerden kaçınmak daha yararlı olur.
  • Obur, dişleriyle mezarını kazar: Aşırı yemeğin vücut için büyük zararları vardır. Bir süre sonra bozulan dengeleri yeniden düzeltmek mümkün olmayabilir.
  • Ölü çömleği gibi kakalanmaktan mezara girmek yeğdir: Sürekli aşağılanıp değersiz görülmektense onurlu bir şekilde hayatını sonlandırmanın daha iyi olduğunu ifade eder. İnsan onurunun, yaşanan hayattan daha değerli olduğuna vurgu yapar.
  • Ölü mezara, mülkü mezada: İnsanlar öldükten sonra, malı mülkü mirasçıları tarafından paylaşılır (mezat: Açık artırma).
  • Ölümden öte yol gitmez, mezardan öte sal gitmez: Canlıların yaşamları ölümle son bulmaktadır; ölü beden ise kıyamete kadar kabrinde yatar.
  • Parasız pazara, imansız mezara gidilmez: Dünya işleri için para ne kadar gerekliyse, ahiret için de imanın o denli gerekli olduğunu ifade eder. Her şeyin bir gereği vardır; pazarda geçerli olan para, mezarda geçerli olan ise imandır.
  • Rahat ararsan mezarda*: Herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.
  • Tok iken yemek yiyen, mezarını dişiyle kazar*: Tok karnına yemek yemek, ömrü kısaltır.
  • Zengin ölürse mezarına taş dikilir, züğürde çalı nişan ederler: Yoksullar öldüklerinde kendilerine mezar taşı bile diktiremezler.