- Düşünceler, fikirler: Otobüs hareket edip güne karanlık düştüğünde,karanlığın sihirli kutucuğunda gizlenen hayal ve efkâr, ağzını açıp kutucuğun, akıl ve kalbine çoktan sinmişti. (E. A. Ergat)
- Tasa, kaygı: Efkârlıyım yine bu gece / Gözlerimde efkârlı bir hazan (A. Mudurlu)
Efkâr ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "efkâr" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Efkâr basmak: Tasalanmak, kaygılanmak, kederlenmek: Silinmeyen anıları ile yalnızlık... Yine efkâr basmıştı Ali Dayı'yı. Dili bir ezgi tutturdu, tutturacak eskilerden. (S. Demircan)
- Efkâr dağıtmak: Düşünceyi, kaygıyı, kederi, üzüntüyü ortadan kaldırmak, neşelenmek: Süleyman biraz efkâr dağıtmak için küçük bahçesine doğru yürüdü. (N. Tınaz)
- Efkâr etmek:
- Herhangi bir üzücü olay sebebiyle hüzünlenmek, efkârlanmak: Efkâr ettiğimiz memleketin hâlidir. (C. S. Tarancı)
- Düşünmek, düşüncelerini belirtmek: Anam halimden kaygılara düşmüş, kafama girmiş cinleri kovmak için ne yapması gerektiğini efkar etmiştir. (A. Kutlu)
- Efkâr-ı Umumiye: Halkın fikirleri: Galiba yeryüzü, menfaatleri için dini alet ederek efkar-ı umumiyeyi aldatmak isteyenlerden kurtulamayacak. (S. Albayrak)
- Efkârı dağılmak: Sıkıntı ve üzüntüden kurtulmak, rahatlamak, huzur bulmak: Biriken efkârı dağıtıp serden / Özlemle bakarak ağlasam biraz (F. A. Haliloğlu)
Efkâr ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "efkâr" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Kalem efkarın tercümanıdır: Düşüncelerin ve fikirlerin yazılı olarak ifade edildiğini belirtir. Yazı, düşünceleri somutlaştırır ve başkalarına aktarmanın yolu olur.
- Sıhhat-i efkar, sıhhat-i vücuttan gelir: Zihinsel sağlığın, bedensel sağlıkla yakından ilişkili olduğunu ifade eder. Fiziksel olarak sağlıklı olan insanların, daha güçlü ve dengeli bir zihne sahip olacağı vurgulanır.
Soru/Yorum Gönder