![]() |
Hamur yoğurmak |
- (Arapça) Unun su ya da başka sıvılarla yoğrulmuş durumu: Mantı hamuru.
- (Kağıt için) Tür, kalite: Birinci hamur kağıt.
- (Ekmek ve hamur işleri için) İyi pişmemiş.
- Koyu kıvamı yüzünden, unun su ya da başka sıvılarla yoğrulmuş durumuna benzeyen ve çeşitli işlerde, değişik amaçlarla kullanılan karışım.
Hamur yoğurma makinesi - Hamur tahtası: Üzerinde hamur açılan, tekerlek ya da kare biçiminde, kısa ayaklı tahta, yastağaç.
- Hamur teknesi: İçinde hamur yoğurmaya yarayan özel kap.
- Hamur yoğurmak: Hamuru elle ya da makineyle karıştırmak, bastıra bastıra özleştirmek.
- Hamurkar: Fırında hamur yoğuran ve hazırlayan kimse, hamurcu.
Hamur ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "hamur" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Hamur açmak: Hamuru oklava ile yufka inceliğine getirmek: Emine bir yandan hamur açıp bir yandan açtığı yufkaları sacın üzerinde pişirmeye başlamıştı. (H. Mutlu)
- Hamur etmek: Çeşitli şeyleri iyice birbirine karıştırmak: Yeri yarattıktan sonra yeryüzündeki her türlü topraktan birer parça almış, hamur etmiş insan biçimine koymuş, sonra da ona ruh vermiştir. (İ. A. Gövsa)
- Hamur gibi (olmak): Yorgunluk, uykusuzluk, hastalık vb. nedenlerden dolayı bitkin durumda (bulunmak): Şimdi bedenim sanki bir hamur gibi oldu, istesem de kıpırdatamam... (U. Kalkan)
- Hamur gibi yoğurmak: Üzerinde iyice işleyip istediği kıvama getirmek: Hz. Davut demircilerin piriydi! Demiri; elinde, hamur gibi yoğurdu... (A. Yozgat)
- Hamur tutmak: Hamur hazırlamak: Benim yanımda hamur tuttu, oturdu akşama yufka açmaya başladı. (N. Cumalı)
- Elinin hamuruyla erkek işine karışmak: (Kadınlar için) Beceremeyeceği işleri yapmaya kalkışmak: Hanım, ben elimin çamuruyla senin işine karışmayayım, sen de elinin hamuruyla erkek işine karışma! (H. E. Altay)
- Hallihamur olmak: İçinde bulunduğu koşullara uymak: Tâ ki, kendi kanımdan, kendi canımdan bu küçük insan cemiyetinin içine karışayım, onunla hallihamur olayım, onda kimsesizliğimi unutayım diye...
Hamur ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "hamur" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Hamur işine karışmaz, pişmiş aşa su katar: İşin başında emeği olmayan kişinin sonradan müdahale edip işi bozduğunu ifade eder. Zamanında katkı sunmayan, sonradan karışarak fayda değil zarar verir.
- Hamur yoğuruluşundan, kına karılışından belli olur: Bir işin sonucunun, daha en başından nasıl yapıldığına bakarak tahmin edilebileceğini ifade eder. Özenle ve doğru yöntemlerle başlanan işler, genellikle başarılı olur.
- Hamurdan artar da çamurdan artmaz: Kişi pahalıya mal ettiği bir şeyi sakınarak kullanır. Ama ucuz ve değersiz bir şeyi kullanırken eskiyecek, bitecek diye bir endişeye kapılmaz.
- "Hamurum ekşi" diyen olmaz: Kimsenin kendi kusurunu ve hatasını kolay kolay kabul etmeyeceğini ifade eder. Herkes kendini haklı ve kusursuz göstermeye çalışır.
- Ağaya hizmetçi oldum, eli hamur karnı aç çıktım: Geçimini sağlamak için birine hizmet etmek zorunda kalan kişi, kendisine iş yaptıran kimse ne verirse ona razı olur.
- Anadan olur daya (dadı) hamurdan olur maya: Her şeyin kaynağının ve temelinin çok önemli olduğunu anlatır. Anne olmuş bir bayanın iyi bir dadı olabileceğini, zaten mayalanmış bir hamurunda maya olarak kullanılabileceğini ifade eder.
- Bir yoğurum(luk) hamurun varsa da, erbabına yoğurt (yoğurttur): Küçük bir işin bile ehil kişiye yaptırmanın en doğru yol olduğunu ifade eder. Her iş ehline verilirse güzel sonuç çıkar.
- Bu hamur çok su götürür: Büyük bir felâket hiç hasar vermeden ve kolay bir şekilde atlatılmaz.
- Buğday mısıra demiş ki: "Aş ol, keş ol, hamur işine karışma": Herkesin kendi işini yapması gerektiğini ve başka işlere karışmaması gerektiğini ifade eder.
- Çamur varsa, hamur da var (Çamur olmazsa hamur olmaz): Verimli toprağın ve suyun olduğu yerde tarımın gelişeceğini ve ürün elde edileceğini ifade eder. Emek ve uygun şartlar sağlandığında, istenilen sonuca ulaşmak mümkündür.
- Çelik gibi sert, hamur gibi yumuşak olma: İnsanın ne aşırı sert ne de aşırı yumuşak olmaması gerektiğini ifade eder. Dengeli ve ölçülü olmak her zaman daha uygundur.
- Çöreğin büyüğü hamurun çokluğundan (çoğundan) olur*: Elde edilen sonucun, kullanılan malzeme veya imkanların bolluğuna bağlı olduğunu ifade eder. Bir şeyin büyük veya kaliteli olması, ona ayrılan kaynakların yeterliliğiyle doğrudan ilişkilidir.
- Ekmeğin büyüğü (iyisi), hamurun çoğundan (iyisinden) olur*: Verimin bol olması, gerecin bol olmasına bağlıdır. İşin iyi olması kullanılan malzeme, araç ve gerecin iyi olmasına bağlıdır.
- Eliyle hamur ovalar, gözüyle dana kovalar: "Dikkatini, yaptığı işe vermez, iş yaparken başka şeylerle de ilgilenir" anlamında söylenir.
- Etin çiği et getirir, ekmeğin çiği dert getirir (Çiğ et, et getirir; çiğ ekmek dert getirir): Et fazla pişmeden yenirse lezzetli olur ve vücuda daha faydalı olabilir. Ama ekmek hamur iken yenirse insanın midesine oturur, rahatsız eder.
- Görgüsüzden hamur alacağına, eğil de yerden çamur al: Terbiyesiz veya kaba insanlardan bir şey istemenin, insanın kendisini küçültmesine neden olacağını ifade eder. Değersiz insanlardan iyilik beklemek yerine, zahmete katlanarak kendi işini görmek daha iyidir.
- Herkesin hamuru ekmeğine göredir*: İnsanların yetenek ve imkanlarının, kendi koşullarına ve kapasitesine uygun olduğunu ifade eder. Her birey, kendi kaynakları ve yetenekleri doğrultusunda hareket eder ve sonuçlar da buna göre şekillenir.
- İş düzelir ömür azalır, sac düzelir hamur azalır (Ateş düzene girdi hamur bitti, işler düzene girdi ömür bitti): Tam işler düzene girdiğinde veya her şey yoluna girdiğinde, zamanın ya da fırsatların tükenmiş olabileceğini ifade eder. Zamanın ve fırsatların kıymetini bilmek gerektiğini, düzeni sağlamak için çok geç kalınmaması gerektiğini ve hayatı ertelemeden yaşamanın önemini vurgular.
- Kırılan kol hamur yoğurmaz: Zarar görmüş veya zayıf düşmüş bir şeyin işlevini yerine getiremeyeceğini anlatır. Gücünü veya yeteneğini kaybeden kişi ya da şey, eskisi gibi verimli olamaz.
- Kim istemez hamur yoğursun, uzun günler un eler: Zahmetsiz kazanç sağlamayı herkes ister. Fakat insan yaşamı boyunca bir takım şeylere ihtiyaç duyar. Bunları karşılayabilmesi için de çalışmak, emek harcamak zorundadır.
- Oğlan doğur, kız doğur; hamurunu sen yoğur: Çocuk yetiştirirken onların eğitim ve terbiyesini ebeveynin şekillendirmesi gerektiğini ifade eder. Bir çocuğun nasıl bir birey olacağı, ailesinin ona verdiği değerler ve emekle ilgilidir.
- Tıngır elek tıngır saç, elim hamur karnım aç*:
- Kişinin sürekli başkaları için çalışıp kendi ihtiyaçlarını ihmal ettiğini ifade eder. Emek harcarken kendi çıkarlarını göz ardı etmenin sonuçları, kişiyi yetersiz ve aç bırakabilir; bu da özverinin bazen zarar verebileceğini gösterir.
- Kazanmak için çaba sarf etmeyen ve zamanını boşa harcayan kişi, yaşamı boyunca zorluklarla karşılaşır; bu da kişisel çabanın önemini ortaya koyar.
- Un elekten, hamur bilekten çıkar: İşin malzemesi hazırlıkla, işi tamamlamak ise emekle olur anlamını ifade eder. Bir iş için sadece malzeme yetmez; emek olmadan iş sonuçlanmaz.
Soru/Yorum Gönder