Kilit nedir, ne demektir? Kilit ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Kilidi açılmış kalp şeklinde asma kilit
Kilit
  1. Genellikle takılıp çıkarılabilen bir parça (anahtar, düğme, tokmak vb.) yardımıyla elle ya da uzaktan herhangi bir teknik düzenekle kumanda edilen kapatma aygıtı.
  2. (denizcilik) İki ucundaki yuvalara cıvata geçirilerek kapanan ve zincir eklemeye yarayan yarım bakla.
  3. Tekerleğin dingil çivisi.
  4. Atın çenesinde ve dudağının üzerinde bulunan beyaz leke.

Kilit ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "kilit" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Kilit altına almak: Bir şeyi kilitli bir yere koyarak saklamak: Padişah tası kilit altına aldı, hazinesine koydurdu. (Ü. Kaftancıoğlu)
  • Kilit gibi: Çok sıkı (ağız): Fakat köylünün ağzı, ne yapılsa, açılmayacak zorlu bir kilit gibi... (S. E. Balkır)
  • Kilit gibi olmak: Birbirine çok bağlı ve dayanışma içinde olmak: İki kişi birbirlerini tamamlıyordu anahtarla kilit gibi. (E. Atasü)
  • Kilit kilit üstüne: Çok sıkı şekilde kilitlenmiş; çok iyi korunmuş: Ölmeyecekmiş gibi servetini saklasa, kilit kilit üstüne, düğüm düğüm üstüne vursa da, mukadder sondan kaçamaz. (N. Sevim)
  • Kilit kürek altına almak: Bir şeyi kilitli yere koyarak saklamak: O gün her tarafı kilit kürek altına aldı. Bakalım şimdi ne çalacaklar? (Ö. Seyfettin)
  • Kilit kürek olmak: (Bir yeri) Korumak: Gülsüm, anahtarları beline takacak, konağa kilit kürek olacaktı. (R. N. Güntekin)
  • Kilit vurmak: Kapatmak: Okulumla beraber bütün hayallerimin de üstüne kilit vuruldu. (H. Dönmez)
  • Kilit yeri (noktası): Bütün işlerin bağlandığı önemli nokta: Ama gözden kaçırılan bir nokta vardı ki bu nokta olayın kilit noktasıydı... (B. Aksoy)
  • Kilidi küreği olmamak: (Her şeyi) Açıkta bulunmak, kilitli yere saklanmamış olmak: Kilidi küreği olan bir adam değilim. Karım cüzdanımı da dolabımı da benden iyi bilir. (Kubbealtı akademi mecmuası)
  • Ağzına kilit vurmak (takmak):
    1. Susmak: Derdini anlatmıyordu. Ağzına kilit üstüne kilit vurmuş, kilidin anahtarını da yüreğindeki ırmaklara atmıştı. (Y. Bahadıroğlu)
    2. Susturmak: Fakat Azize abla konuşmuyordu. Sanki ağzına kilit vurmuşlardı.
  • Kapısına kilit vurmak: Bir yerin çalışmasına son vermek: Köyde okulun kapısına kilit vurulmuş, çocuk sesi duyulmaz olmuştu. (Y. Akkaya)

Kilit ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "kilit" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Kilit dost içindir, düşman için değil: Güvenlik tedbirlerinin aslında yabancıdan çok yakınların yanlışına karşı alındığını ifade eder. Gerçek düşman zaten açık düşmandır; esas korunma, dost görünenlerin zararından olur.
  • At çalındıktan sonra ahıra kilit ne çare/ahırın kapısını kapatmak boşunadır: Alınması gereken tedbirler tehlike geçtikten sonra alınırsa hiçbir işe yaramazlar.
  • Eve hırsız girdikten sonra kapıya kilit asar: İhmalkâr insan, başına bir felaket geldikten sonra önlem almaya başlar.
  • Gündüz ağzını kapa, gece kapını kilitle: Gündüz ölçülü konuşmanın, gece ise tedbirli olmanın gerektiğini ifade eder. İnsan, hem sözleriyle hem de davranışlarıyla dikkatli olmalıdır.
  • Hırsıza kilit olmaz (dayanmaz)*: Kötü bir iş yapmaya kararlı olan kişiyi önlemek için alınacak tedbirler yararsızdır.
  • Kapını iyi kapa (kilitli tut) komşunu hırsız etme*: Malını mülkünü güvenceye al, bir şeyin çalınırsa komşuna hırsızlık yapmış gözüyle bakma.