Hırsız nedir, ne demektir? Hırsız ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
İçerisi karanlık olan bir evde elinde el feneri ve levye ile dolaşan bir hırsız
Hırsız
  1. Başkasının malını, parasını çalan kimse, uğru: Mahallede bir eve hırsız girmiş, değerli eşyaları çalmıştı. Ev sahibi uyanmış, yakalanacağını anlayan hırsız kaçmıştı. (M. Uçar)
  2. Oltadaki asıl iğnenin yanına takılan ikinci özel iğne.

Hırsız ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "hırsız" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Hırsız gibi: Kimseye görünmeden, gizilce: Köşkün arka kapısından bir hırsız gibi süzülerek iki yanı ağaçlıklı yoldan yürüdü. (S. K. Türker)
  • Hırsıza yol göstermek: Birine bilmeyerek kötü bir işte yardımcı olmak: Fakat emanetin çalınması için hırsıza yol gösteren emanetçi, uğranılan zararı ödemek zorundadır. (Zembilli Ali Efendi)
  • At hırsızı gibi: Kılık kıyafeti ve davranışı güven vermeyen (kimse): At hırsızı gibi adamlarla bir arada olmaktan bıkmadın mı? (C. Kavukçu)
  • Eve hırsız girdikten sonra kapıya kilit takmak: Zarar gördükten sonra önlem almak: Eve hırsız girdikten sonra kapıya kilit takmışsın ne, takmamışsın ne.
  • Hırlı mıdır, hırsız mıdır?: Bir kimsenin ahlakı, kişiliği hakkında kuşku duyulduğunda kullanılan bir söz: Gelen uğru mudur, hırlı mıdır, hırsız mıdır demeden tahta kürsülere oturmaya buyur ederdi kapısı önünde. (E. Yağan)

Hırsız ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "hırsız" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Hırsız anahtar istemez: Kötü niyetli kişinin engel tanımadan amacına ulaşmaya çalışacağını ifade eder. Dürüst olmayan kimse için sınır ve kuralın bir önemi yoktur.
  • Hırsız evden olursa, bulunması müşkül olur: Bir evde veya bir işyerinde orda bulunanlardan biri hırsızlık etmişse yakalanması çok güçtür. Çünkü onlar evin ve iş yerinin bütün inceliklerini bilirler.
  • Hırsız evden olursa dana bacadan çıkar (mandayı bacadan aşırır): Çalınan bir şeyi içimizden biri çalmışsa onu zorlanmadan rahatlıkla götürebilir.
  • Hırsız güçlü olunca mal sahibi suçlu olur: Güçlü veya etkili kişilerin haksızlık yapması durumunda, mağdurların haklarını korumakta zorlandığını anlatır. Güçlülerin adalet karşısında daha az sorumlu tutulduğu bir durumu ifade eder.
  • Hırsız hırsıza yoldaştır: Benzer kötü niyetli kişilerin birbirine kolayca destek olacağını ifade eder. Suç ve kötülük peşinde koşanlar genellikle aynı yolu paylaşırlar.
  • Hırsız hırsızla, soysuz soysuzla: Hırsız, sahtekar, namussuz, ahlaksız kimseler kendileri gibi olanlar dışında hiç kimseyle anlaşamazlar.
  • Hırsız it korkak olur: Kötü niyetli veya suç işleyen kişilerin, sürekli yakalanma korkusu ve suçluluk duygusuyla yaşadıklarını ifade eder. Bu nedenle, bu tür kişiler genellikle cesaretsiz ve korkak olurlar.
  • Hırsız kedinin boynu kalın olur: Kötü insanların işlerini yapabilmek için genellikle cesur, kararlı ve risk alabilen kişiler olduğunu anlatır.
  • Hırsız mal kıymetini bilmez: Hırsız kişiler mallarına fazla önem vermezler. Çünkü onlar çalışarak değil çalarak ve hiçbir masrafa girmeden mal sahibi olurlar.
  • Hırsız onsa fare onardı: Hırsızlığın kazanç sağlamaktan çok zarar getirdiğini ifade eder. Hırsızlıkla varlıklı ve rahat bir yaşam sürdürülemez, aksi takdirde herkes bu yolla geçimini sağlamaya çalışırdı (onmak: İyi bir duruma gelmek, salah bulmak, felah bulmak, gönül ferahlığına ermek, mutlu mesut olmak).
  • Hırsıza acımak, kötülüğe meydan vermektir: Çok yanlış bir davranışı bağışlamak daha büyük yanlışlara davetiye çıkarmak demektir.
  • Hırsıza beyler de borçlu*: Zor kullanan kişilerin istediğini en güçlü kimseler bile verirler. Hırsız kendini ve malını sağlama aldığını sanan kimselerden de alacağını alır.
  • Hırsıza ip, mücrime zindan gerek: Suç işleyen kişi hak ettiği cezayı görmelidir. Hırsızlık yapanın ipi boynuna, suç işleyenin ise zindana girmesi gerektiği ifade edilir.
  • Hırsıza iş inanmak, köpeğe peynir tulumu ısmarlamaktır: Hırsızlığı huy edinmiş kişilerin kazancını çalışarak elde ettiklerine inanmak, çıkarcı birinden yardım görmek gibi imkansızdır (inanmak: güvenmek, itimat etmek).
  • Hırsıza kapı baca (kilit) olmaz (Usta hırsız, kapı baca dinlemez): Sürekli hırsızlık yapan kişiler istedikleri yere kolayca girip istediklerini çalabilirler.
  • Hırsıza kilit olmaz (dayanmaz)*: Kötü bir iş yapmaya kararlı olan kişiyi önlemek için alınacak tedbirler yararsızdır.
  • Hırsıza; "Ne yapıyorsun?" demişler. "Saz çalıyorum." "Sesi niçin çıkmıyor?" demişler, "yarın çıkar" demiş: Yaptığı kötülüğü masum veya meşru gibi göstermeye çalışanları anlatır. İnsan, eylemlerini aklamaya çalışanların niyetini iyi değerlendirmelidir (?).
  • Hırsıza yataklık eden de hırsızdır: Hırsızlık eden kişiye yardım eden onu koruyan ve saklayan kişiler de en az hırsız kadar suçludur.
  • Hırsızda yürek olmaz: Hırsız işini yaparken sessiz olmaya, görünmemeye büyük özen gösterir. Ve böylece de zamanla daha korkak bir insan olur.
  • Hırsızı kârıyla hesap ederler: Hırsıza çaldığı şeyin değerine göre ceza verirler.
  • Hırsızın azgınlığı subaşının ihmalindendir: Kötülüklerin artmasının denetimsizlikten kaynaklandığını anlatır. Bir yerde düzen ve adalet sağlanmazsa suçlular cesaret bulur [subaşı: (tarih) Şehirlerin güvenlik işlerine bakan görevlilerin başı].
  • Hırsızın balı yenmez: Haksız yere elde edilen veya kötü niyetli kişiler tarafından sunulan şeylere güvenilmemesi gerektiğini ifade eder.
  • Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten*: Hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz, nitekim kadının namusunu satmış sayılması için bir öpücük vermiş olması yeter.
  • Hırsızlık bir yumurtadan başlar:
    1. Hırsızlığın büyüğü küçüğü yoktur, ikisi de suçtur.
    2. Hırsız, hırsızlığa ufak tefek şeyler çalarak başlar, sonra büyütür.
  • Hırsızlıkla kahpelik saman çöpünün arkasındadır: Hırsızlık ve kahpelik uzun süre saklı kalacak türden bir suç değildir.
  • Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur*: Koruduğunuz kimsenin sürekli acınmasına izin verirseniz arsız olur, emeğinin karşılığını tam olarak vermediğiniz kişi de hırsız olur.
  • Aç bırakma (Aç koma) hırsız edersin, çok söyleme arsız (yüzsüz) edersin*: Çocuğunu ya da senin hesabına çalışanı doyur ki hırsız olmasın, onu sık sık eleştirip azarlama ki yüzsüz olmasın.
  • Akıllı hırsız şaşkın ev sahibini bastırır: Akıllı kişi suçlu olsa bile herkesi suçsuz olduğuna inandırabilir.
  • "Baba bir hırsız tuttum." "Al da gel." "Gelmiyor." "Bırak ta gel." "Salıvermiyor.": İçinde bulunulan güç durumu çözmenin veya bu durumdan kurtulmanın kolay olmadığını anlatır.
  • Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma (parasız koyma, çok saklama) hırsız edersin (Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur)*: Öğüt vermede, rızkını sağlamada, terbiye vermede insanlara ölçülü davranmak gereklidir. Ölçüyü kaçırırsak sonuç amaçlananın tersi olur.
  • Danayı çok alan öküzü dahi uğurlar [Danayı çalan öküzü de uğrular (?)]: Kötü niyetli veya hırsızlık yapan bir kişinin, daha büyük suçlara da kalkışacağını ifade eder. Küçük hatalar ve kötülükler, daha büyüklerine zemin hazırlar (uğrulamak: çalmak).
  • Değirmenciye hırsızlık ayıp değil, başka ayıbını söyle (ara): Bir kişinin kendi çevresindeki kişilerin veya işlerin kusurlarını görmemesi veya bu kusurlara alışmış olmasını ifade eder. Burada, değirmencinin hırsızlık yapması, onun işinin doğası gereği alışılmış bir durum olarak görülür ve bu kişiye ayıp olarak kabul edilmez. Bu atasözü, kişisel ve çevresel alışkanlıkların, bir kişinin ahlaki değerlendirilmelerini etkileyebileceğini ve bazı olumsuz durumların alışkanlık haline gelebileceğini anlatır.
  • Eşeği berk (sağlam) bağla, komşuyu hırsız etme: İnsanın komşusu ne kadar iyi olursa olsun yine de onu yanlış bir davranışa sevk edebilecek tedbirsizliklerden kaçınılmalıdır.
  • Eşeğin bozunu alma, hırsızın kızını alma: Kökeni kötü olan şeyden hayır gelmeyeceğini anlatır. İnsan, eş seçiminde de iş seçiminde de aslına ve geçmişine dikkat etmelidir.
  • Eve hırsız girdikten sonra kapıya kilit asar: İhmalkâr insan, başına bir felaket geldikten sonra önlem almaya başlar.
  • Hırlı ol hırsız ol, insafı elden bırakma: İnsan ne olursa olsun yeri geldiğinde bağışlayıcı olmayı bilmelidir.
  • İt acından hırsızlık eder: İnsan aç ve çaresiz kalırsa ihtiyaçlarını çalarak karşılamaya yönelir.
  • İtten çok çarık alıp giden olmaz, ama yine ayağı yalındır: Hırsızlıkla geçimini sağlayan kişiler o kadar şey çalarlar, yine de sıkıntı içinde yaşarlar.
  • İtten çok pabuç aşıran olmaz, yine yalınayak gezer: Hırsızlık yapan kimseler o kadar çalarlar ederler, gene de sefalet içinden yaşarlar
  • Kapını iyi kapa (kilitli tut) komşunu hırsız etme*: Malını mülkünü güvenceye al, bir şeyin çalınırsa komşuna hırsızlık yapmış gözüyle bakma.
  • Kırk hırsız bir çıplağı soyamamış*: Sömürücüler, sömürülecek bir şeyi bulunmayan bir insandan hiçbir şey elde edemezler.
  • Kırk yılda bir hırsızlığa çıktı, ay akşamdan doğdu (Biz uğru olduk, aydınlık başladı): Nadiren kötü bir eylemde bulunan birinin, şanssızlığı nedeniyle beklenmedik bir durumla karşılaşarak bu eylemi de gerçekleştirememesini anlatır.
  • Komşu boncuğunu çalan gece takınır*: Komşudan çalınan mal, çalana yarar sağlamaz. Hırsızlık malı, sahibinin göremeyeceği yer ve zamanda kullanılır.
  • Maharetsiz hırsız, pabucunu kapı eşiğinde bırakır: Yeteneksiz kişi yaptığı işi eline yüzüne bulaştırır, başarılı olamaz.
  • Malını iyi sakla, komşunu hırsız etme: Açıkta olan şeylere göz dikenler olabilir, değerli şeyler iyi saklanmalıdır.
  • Öksüz hırsızlığa çıkarsa ay ilk akşamdan doğar*: Şansı olmayan kimse bir şeyden yararlanmaya kalkıştığında akla gelmedik engellerle karşılaşır.
  • Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır*: Karanlıkta iş görmeye alışanlar aydınlıktan hoşlanmazlar. Hırsızlık, soygunculuk gibi işlerde uğraşan kimseler rahatça hareket edebileceği ortam bulamadıkları zaman paniğe kapılırlar.
  • Tutulmayan hırsız beyden büyüktür (Tutulmayan uğru, beyden doğru / Tutulamayan hırsız, beyden aziz): İşlediği suçları yaptığı kötülükleri belli etmeyen kimseler, saygınlıklarını sürdürürler.
  • Uğru herkesi uğru bilir: Hırsızın herkesin kendisi gibi kötülük yaptığını sanacağını anlatır. İnsan, başkalarını genellikle kendi huyuna göre değerlendirir.
  • Uğru, kalana yanar; mal sahibi gidene: Hırsızın çalamadıklarına üzüldüğünü, mal sahibinin ise kaybettiklerine yandığını anlatır. Bir olayda tarafların pişmanlık sebepleri farklıdır. Aynı sonuçtan kimi yarar görür, kimi zarar (uğru: Hırsız).
  • Uğru malı uğruya helaldir: Haksız veya hileli yollarla kazanılan malın, benzer şekilde el değiştirmesinin adeta doğal bir sonuç olduğunu ifade eder. Hırsızdan çalınan mal, o kişi için bir kayıp olarak görülmez, çünkü aslen kendisinin de hakkıyla kazanmadığı bir şeydir.
  • Uğruluğa gitsen, insafı elden koma (Uğru ol, harami ol, insafı elden koma): Kötülük yapanın bile ölçüyü kaçırmaması gerektiğini anlatır. İnsan, yanlış yola düşse de insafını kaybetmemelidir.
  • Üzüm hırsızı güzün belli olur: Bir kişinin gerçek niyetlerinin veya karakterinin ancak zamanla ve belirli koşullar altında ortaya çıkacağını ifade eder. Üzüm hırsızları, üzüm meyveye bindiğinde ve hasat zamanı geldiğinde kendilerini gösterir (güz: sonbahar).
  • Parası yok hırsız alsın, imanı yok şeytan: Maddi ve manevi hiçbir varlığı olmayanların toplumda saygınlığı ve yeri de olmaz.
  • Yavuz hırsız ev sahibini bastırır*: Biri, suçunu zarar verdiği kimseye yüklediğinde söylenen bir söz.
  • Yumurtayı çalan öküzü de çalar: Önce ufak tefek şeyler çalan kimse daha sonra işleri büyütür azılı bir hırsız haline gelir.
  • Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur*: Öğüt vermede, rızkını sağlamada, terbiye vermede insanlara ölçülü davranmak gereklidir. Ölçüyü kaçırırsak sonuç amaçlananın tersi olur.