Açgözlü ne demektir? Açgözlülük ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Gözlerini iyice açmış olan ve gözlerinde dolar işareti bulunan açgözlü bir adam bakışı
Açgözlülük

Yiyeceğe içeceğe, mala mülke doymak bilmeyen, azla yetinmeyen, gözü doymaz, tamahkâr, haris: Açgözlüyü minnettar edemezsin, doymaz ki. (Cenap Şahabettin)

  • Açgözlülük: Açgözlü olma durumu ya da açgözlüye özgü davranış, tamah, tamahkârlık: Onların erkeğinde de, karısında da ben, yüzsüzlükten, açgözlülükten başka bir şey görmedim. (H. E. Adıvar)

Açgözlülük ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde veya anlamında "açgözlü" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Agop'un kazı gibi yutmak: Verileni, önüne konanı açgözlülükle, ha bire yemek: Agop'un kazı gibi yutacağına, yanındaki fakir adamı da düşün! (H. F. Gözler)
  • Allah gözünü doyursun: Açgözlü, haris kimseler için kullanılır: Dünya kadar malı var! Allah gözünü doyursun. (M. Ş. Canda)
  • Gözünü toprak doyursun: Kendisinde olan ya da kendisine verilen şey ne kadar çok olursa olsun, bunu az bulan açgözlü kimseler için ilenme olarak söylenir: "Ya, demek bunların gözü ne incili yorganda ne şimşek taşında; benim tacımda tahtımda ha! İlahi, böylelerinin gözünü toprak doyursun." (Y. Ölmez)
  • Tok evin aç kedisi:
    1. Gereksinimi olmadığı halde açgözlülük eden: Ve ardından şunu tembih ederdi. Evdeki haliniz ne olursa olsun; ister aç olun istek tok... Dışarıda mutlaka tok gözlü olun. Ve sakın ha, tok evin aç kedisi olmayın (C. Durmuş).
    2. Evde yemediği şeyi başka yerde isteyen çocuk: "Fatma Teyze, Fatma Teyze... Bize ne getirdin?" Kadın gülerek, "Sizi gidi tok evin aç kedileri sizi," diyerek yaldızlı kağıda sarılmış şeker çubuklarını çocuklara uzattı. (N. İçözü)

Açgözlülük ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde ya da anlamında "açgözlü" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Açgözlülük her şeyi kaybettirir: Azla yetinmeyi bilmeyen kimseler daha çok kazanmak isterken ellerindekini de kaybederler.
  • Ağzı büyük olana kepçe kaşıktır: Açgözlü kişilerin kolayca tatmin olmayacağını ifade eder. Büyük istekleri olanların, ne kadar verilirse verilsin hep daha fazlasını isteyeceği anlatılır.
  • Altın diyen altında kalır ("Altın, altın" deme, altında kalırsın): Aşırı hırsla para peşinde koşan kişinin sonunda bu hırsın altında ezileceğini ifade eder. Açgözlülük, insanı tehlikeye ve zarara sürükler.
  • Az tamah çok ziyan (bela) getirir*: Hırs ve pintiliğin azı bile insanı her işte zararlı çıkarır.
  • Balık suda, gözü dışta: Açgözlü bir kişinin sürekli olarak ulaşamayacağı şeylerin özlemini çektiğini ifade eder. Bu atasözü, kişinin sahip olduklarıyla yetinmeyip, her zaman daha fazlasını istemesini ve bu yüzden huzursuz olmasını anlatır.
  • Bir buldu iki ister, akçe buldu çıkın ister: İnsanoğlunun doyumsuzluğunu ve elindekilerle yetinmeyip sürekli daha fazlasını isteme eğilimini ifade eder. İnsan, kazandıkça daha büyük hedeflerin ve arzuların peşine düşer (çıkın: İçine öteberi, para vb. şeyler konup uçlarından düğümlenmiş ufak bez bohça, çıkı).
  • Boğazı büyük olanın dostu olmaz: Açgözlü ve bencil insanların etrafında dost bulmakta zorlanacağını ifade eder. İhtiyaçlarını, isteklerini ve arzularını kontrol edemeyen kişiler, başkalarının haklarını hiçe sayarak dostluk ilişkilerini zedeleyebilir.
  • Çoğa tamah eden, yoğa tamah eder: Gözü doymayan ve elindekinin daha fazlasını isteyen kişinin elindekini de kaybederek yokluğa düşeceğini anlatır. Aşırı hırs, zararla sonuçlanır.
  • Çok isteyen belasını ister: Bir şeyi elde ettikten sonra açgözlü davranıp daha fazlasını isteyen kişi sonunda zararlı çıkabilir.
  • Çok kucaklayan az devşirir:
    1. İnsan kaldıramayacağı yükün altına girerse yaptığı işten fazla bir şey elde edemez.
    2. Açgözlülük edip, bir şeyden kapasitesinin üzerinde yarar sağlamaya çalışan kimse umduğundan çok daha azını elde eder.
  • Deveyi (Keçiyi) yardan uçuran (düşüren) bir tutam ottur*: Küçük bir açgözlülük, kimi zaman çok büyük zarara yol açabilir.
  • Dilencinin ne torbası dolar, ne gözü doyar: Açgözlü kişiye ne verirsen ver yine açgözlülük eder, daha fazlasını ister.
  • Dilencinin yüzü kara, torbası doludur: Görgüsüz, utanmaz kimseler yeterince varlıklı olsalar bile yine de açgözlülük ederler.
  • Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu (Tosya'ya pirince giderken, evdeki bulgurdan oldu): Akılsız ve açgözlü kimseler daha değerli bir şeyi elde etmek için uğraşırken akılsızlığı yüzünden elinde olanı da kaybederler (Tosya: Kastamonu'nun bir ilçesi).
  • Eti yer, kemiğine göz diker: Açgözlü insanların sahip olduklarıyla yetinmeyip hep daha fazlasını istediğini anlatır. Bu tür kişiler, elde ettiklerinden tatmin olmaz ve sürekli yeni şeyler peşinde koşarlar.
  • Gözü aç olanın karnı tok olmaz: Açgözlü insan her zaman yokluktadır.
  • İnsan zengin oldukça tamah artar: Bir kişinin zenginliği ve mal varlığı arttıkça, bu kişinin açgözlülüğünün de arttığını belirtir. Yani, daha fazla mala sahip olunduğunda, kişilerin doygunlukları azalır ve daha fazlasını istemeye başlarlar.
  • İt kursağı yağ götürmez: Açgözlü, ahlaksız kimselerde utanma duygusu olmaz.
  • Kanaatte izzet, tamahta zillet vardır: Elindekine razı olanın onurunu koruyacağını, hırslı ve açgözlü olanın ise küçük düşeceğini anlatır. Kanaat, saygı; tamah, utanç getirir.
  • Kefenin cebi yoktur*: İnsan yaşarken kazandıklarını öldükten sonra beraberinde götüremez. Onun için fazla açgözlü ve hırslı olunmamalıdır.
  • Koca öküz ölürse de samandan ölsün: Bazı açgözlü ve obur kimseler hoşlandıkları şeyler uğruna başlarına gelecek her şeye razı olurlar.
  • Kursağı bol olanın, ekmeği dar olur: Aşırı istek ve oburluğun eldeki imkânları yetmez hale getireceğini ifade eder. Açgözlü insan, ne kadar çok bulsa da elindekini yetiremez.
  • Kümesin anahtarı tilkiye verilmez: Çıkarcı ve açgözlü kişiler değerli bir şeyi korumakla görevlendirilmez.
  • Leşin bulunduğu yerde karga da bulunur: Bir yerde sahipsiz ve yararlı bir şey varsa, orası ondan faydalanmak isteyen açgözlülerle dolar.
  • Misafiri horoz olanın, buğday (arpa) kalmaz ambarında: Açgözlü bir misafirin veya israf derecesindeki misafirperverliğin ev sahibine masraf getireceğini ve evin kaynaklarını tüketeceğini ifade eder.
  • Ne kadar aç olsa kişi doyar bir iki lokma ile, lakin gözü doymaz: İnsan fiziksel açlığını kolayca giderebilirken, tamahkâr kişiler mal ve mülk arzularını asla doyuramaz. Gözünü hırs bürümüş kişiler, ne kadar çok şeye sahip olursa olsun daha fazlasını ister.
  • Sofrada elini, mecliste dilini sakla (Mecliste dilini sofrada elini kısa tut)*: Topluluk içinde kendini denetle, aşırı davranışlarda bulunmaktan kaçın, açgözlülük ve gevezelik etme.
  • Su iç dedikse, çeşmeyi kurut demedik: Bazı kişiler vardır bir şeye ihtiyaç duyup da bulunca açgözlülük eder ve daha fazlasını isterler.
  • Tamah gözün, tamah kalbin iki düşmanı imiş: Açgözlülüğün hem gözü doyurmadığını hem de kalbe huzur vermediğini anlatır. İnsan, tamah yüzünden ne gördüğünden hoşnut olur ne de gönül rahatlığı bulur.
  • Tamah insanı baştan çıkarır: Açgözlülük insana yasak olan işleri bile yaptırır.
  • Tamah insanı yarı yolda kor: Aşırı hırsın veya açgözlülüğün insanı başarısızlığa sürükleyebileceğini ifade eder. Gereksiz yere daha fazlasını istemek, hedefe ulaşmadan önce kişinin dengesini bozabilir.
  • Tamah taş yarar, taş baş yarar: Açgözlülük eninde sonunda insanın kendisine zarar verir.
  • Tamah varken, dolandırıcı aç kalmaz: Açgözlü insanlar kolay kandırılırlar.
  • Tamah varken müflis acından ölmez*: Büyük kazançlar düşleyip yaşamak, iflas edenleri bile hayata bağlayan bir etkendir.
  • Tamahkâra "cehenneme gider misin?" demişler, "aylık kaç kuruş?" demiş*: Aşırı hırslı ve açgözlü insanların, çıkarları söz konusu olduğunda her şeyi göze alabileceklerini ifade eder. En kötü durumları bile maddi kazançla değerlendiren bir anlayışa sahip olduklarını belirtir.
  • Tamahkârdan hacet dileyen, denize çukur açar: Açgözlü birinden yardım istemenin boşuna olduğunu anlatır. Böyle bir kişi, başkalarına fayda sağlamayacağı gibi, ondan bir şey beklemek de anlamsız ve sonuçsuz kalır.
  • Tamahkârın başından bela eksik olmaz: Açgözlü insan sürekli sorunlarla karşılaşır.
  • Tamahkârın gözü kör olur: Açgözlü insan gerçekleri göremez.
  • Tamahkârın gözünü (bir avuç) toprak doyurur: Açgözlü kimseler ne kadar çok kazanırsa kazansınlar, hep daha fazlasın isterler.
  • Tamahkârın kısmeti az olur: Aşırı hırs ve açgözlülüğün insana fayda getirmeyeceğini anlatır. Kanaat eden daha çok huzur ve bereket bulur.
  • Tamahkârın yakası müflisin elindedir (cebindedir): Açgözlü insanların, iflas etmiş veya zor durumda olan kişilere bile aldanabileceğini ifade eder. Aşırı hırs ve doyumsuzluk, kişiyi sonunda zarara uğratır.
  • Tilki ne kadar çevik ise (de) bir gün boğazı ele verir: Kişi ne kadar kurnaz olursa olsun, açgözlülüğü yüzünden bir gün foyası meydana çıkar.
  • Yatma tilki önünde ko aslan yesin seni: Kurnaz, açgözlü kimseler, güçlü, kudretli kimselerden daha tehlikelidirler.
  • Yayı pek çekme kırarsın: Yeterince çıkar sağladığı halde yetinmeyip, fazlası için kendini zorlayan insan, açgözlülüğünün ve hırsının cezasını elindekini de kaybederek çeker.
  • Yüz verdikçe yüz daha ister: Açgözlü, yüzsüz kimseler kendilerine bir şey verildiği zaman daha fazlasını isterler.
  • Zelil adam tamahkâr olur: Bir insanı herkes hor görür, aşağılarsa, o kişi çaresizliğe ve açgözlülüğe itilmiş olur.