- Çabukluk, tezlik, ivedilik, ivecenlik: Bu iş biraz acele ister. (örnek cümle)
- İvedi, çabuk davranma zorunluluğu: Acelesi varmış, bekleyemedi.
- İvedili, çabuk yapılması gereken: Acele bir işim çıktı.
- Telaşla ya da sabırsızlıkla yapılan: Acele işe şeytan karışır.
- Çabucak, hızlıca, gecikmeden, tez: Bana ırgat başını çok acele gönderin.
Acele ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde veya anlamında "acele" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Aceleye gelmek: (deyiminin anlamı)
- Bir işin aceleyle yapıldığı için, gerektiği gibi olmaması: Aceleye geldi, yoksa böyle olmazdı. (A. Püsküllüoğlu)
- Acele davranmak zorunda kalmak: Oğlum, sizin evliliğiniz biraz aceleye geldi. (S. S. Pınar)
- Aceleye getirmek:
- Zaman darlığından yararlanarak birini aldatmak, boğuntuya getirmek: Adam, aceleye getirdi, araya çürük elmaları da sokuşturdu. (N. Muallimoğlu)
- Bir işi çabuk çabuk, özensiz, hatalı ya da eksik yapmak: Bugün olursa işi aceleye getirmiş oluruz, yarın olursa biraz özeniriz. (A. Tasar)
- Bir kimsenin acele etmesine yol açarak özensiz, baştan savma bir iş yaptırmak.
- Ayağına geçirmek: Bir şeyi aceleyle giymek: Kırmızı pabuçlarını ayağına geçirdiği gibi sokağa fırladı. (M. Ö. Sezer)
- Dara gelmek:
- Aceleye gelmek: Bu iş çok dara geldi, gereken özeni gösteremedim. (B. Tetik)
- Mecbur olmak.
- Dara getirmek: Aceleye getirmek.
- Kabuksuz yumurtlatmak: Bir işi aceleyle yaptırıp eksik kalmasına yol açmak.
- Kelle götürür gibi: Yersiz bir sürat ve acelecilikle (gitmek): Arkadaş, ne bu telaşın? Kelle götürür gibi koşuyorsun, eşeği de çatlatacaksın neredeyse? (H. Bektaş)
- Kelle koşturmak: Gereğinden çok acele etmek.
- Tabakhaneye b*k mu yetiştiriyorsun?: "İşin bu denli acele ve önemli mi?'" anlamında kullanılan bir söz: "Nereye koşturuyorsun böyle oğlum, tabakhaneye b*k mu yetiştiriyorsun?" diye seslenmiş, bir de kahkaha patlatmıştı. (A. Yılmaz)
- Yangından mal kaçırır gibi: Bir işte gereksiz telaş ve acele göstererek, herkesten saklamaya çalışarak: – Toparlan gidiyoruz. – Nereye böyle? Yangından mal kaçırır gibi! (M. Çuhacı)
- Yel yeperek yelken kürek: Aceleyle telaşla: Bu haberi alınca yel yeperek yelken kürek hemen koştum, fakat ben yetişinceye kadar olan olmuş... (Halkbilgisi)
Acele ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde veya anlamında acele sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlıktır: Acele ile yapılan işlerin sonunda pişmanlık duymak vardır.
- Acele eden kancık kör doğurur: Acele yapılan işlerde mutlaka bir kusur bulunur (kancık: dişi hayvan).
- Acele etme, dilini ısırırsın: Acelecilik ve telaşın kişiye zarar verebileceğini ifade eder. Acele eden kişi, dikkatsizce hareket eder ve istenmeyen sonuçlarla karşılaşabilir.
- Acele etsen de iş olacağına varır: Aceleciliğin bir yaran yoktur, çünkü acele edilse de edilmese de bir iş kadere uygun olarak sonuçlanır.
- Acele giden ecele gider*: (atasözünün anlamı) Gerekmediği halde aceleyle yapılan işlerin ve acele hareket etmenin tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ifade eder. Hızlı taşıt kullanan birinin kaza yapıp ölebileceği gibi, acele edenler de istenmeyen sonuçlarla karşılaşabilirler.
- Acele ile menzil alınmaz*: Bir işe çabuk ve düşüncesizce atılmaktansa, iyi düşünüp ölçülü biçimde girişmek daha olumlu sonuç verir.
- Acele ile pire tut (tutulur): Hız gereken işlerde acele etmenin zararlı olmayacağını, hatta yararlı olabileceğini ifade eder.
- Acele işe şeytan karışır*: Aceleyle ve düşünmeden yapılan işlerin genellikle kötü sonuçlanacağını ifade eder. Düşünüp taşınmadan yapılan işler, hatalara ve başarısızlığa yol açabilir.
- Acele işin sonu pişmanlık*: Aceleyle yapılan işlerin genellikle istenilen sonucu vermeyeceğini ve kişiyi pişman edebileceğini ifade eder. Acele edilerek yapılan işlerde hata yapma olasılığı yüksek olduğundan, sonuçlar genellikle tatmin edici olmaz.
- Acele ile kalkan nedametle oturur (İvmek ile kalkan pişmanlıkla oturur): Acele ile yapılan işlerin sonunda genellikle pişmanlık duyulur (nedamet: pişmanlık).
- Acele şeytandan, teenni Rahman'dan: Acele etmenin yanlış olduğunu ve sabretmenin insanı doğruya götürdüğünü ifade eder. Sabırlı ve dikkatli davranmak, doğru ve olumlu sonuçlar getirirken, acelecilik genellikle hatalara ve olumsuz sonuçlara yol açar (teenni: İlerisini düşünerek, ihtiyatlı davranarak acele etmeden iş görme, düşünceli hareket etme).
- Acele yürüyen yolda kalır* (İvmek ile yol alınmaz): Aceleyle iş yapmaya çalışan kişinin hedefine ulaşamayacağını ve başarısız olacağını ifade eder. Acele edenler, planlarını gereği gibi gerçekleştiremeyecekleri için yolda kalırlar ve amaçlarına ulaşamazlar.
- Acelede nedamet, teennide selamet vardır: Aceleyle yapılan işlerin genellikle pişmanlıkla sonuçlanacağını, sabırlı ve dikkatli davranmanın ise güvenli ve olumlu sonuçlar getireceğini ifade eder. Sabırlı olmak, uzun vadede daha iyi ve sağlıklı sonuçlar sağlar (teenni: İlerisini düşünerek, ihtiyatlı davranarak acele etmeden iş görme, düşünceli hareket etme; nedamet: pişmanlık).
- Acabanın sırası değil, acele lazım: Acele karar verilmesi gereken durumlarda düşünmek için zaman harcanmamalıdır.
- Her acelenin sonu nedamettir: Aceleyle yapılan işlerin genellikle pişmanlıkla sonuçlandığını ifade eder. Acele işlerin sonu genellikle hayırsız ve olumsuz olur (nedamet: pişmanlık).
- İven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz*:
- Acele eden kız eşini iyi seçemeyeceği için mutlu olamaz.
- Aceleci davrananların ve düşünmeden hareket edenlerin verdikleri kararlar sağlıksız olur.
- İven sinek süte düşer: Acele eden kişinin genellikle hata yapacağını veya zarara uğrayacağını ifade eder. İşleri aceleyle ve düşünmeden yapmak yerine, sakin ve dikkatli bir şekilde ilerlemek gerektiğini vurgular (ivmek: acele etmek).
- İvme ile erilmez menzile, ivdiğinden evde kaldı Ünzile:
- Acele eden kişinin yuva kurması zordur.
- Acele eden kişinin hedefe ulaşmasının ve kalıcı bir çözüm bulmasının zor olduğunu ifade eder. Acelecilik, uzun vadeli başarının önünde engel olabilir ve kişinin hedeflerine ulaşmasını zorlaştırabilir.
- İvme ile ermez bir kul murada, ne kadar ivse olmaz mukadderden ziyade: İnsan ne kadar acele ederse etsin kısmetinden fazlasını elde edemez.
- Sabır meserretin, acele nedametin anahtarıdır: Sabırlı olmanın mutluluğa ve başarılı sonuçlara ulaşmanın anahtarı olduğunu, aceleciliğin ise pişmanlık ve olumsuz sonuçlara yol açacağını ifade eder. Sabır, uzun vadede olumlu sonuçlar sağlar, acelecilik ise genellikle hatalara ve pişmanlıklara yol açar (meserret: sevinç, nedamet: pişmanlık).
- Sabır selamettir, ivmek melanet: Sabırlı olmanın sonu başarı ve mutluluk, aceleciliğin sonu başarısızlık ve yenilgidir (melanet: Büyük kötülük, lanetlenecek iş veya davranış).
- Sabreyle işine, hayır gelsin başına*: Bir işi yaparken acele etmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara varırsınız.
- Tez binen tez iner: Bir işe veya duruma aceleyle giren kişinin, o işten veya durumdan çabucak ayrılmak zorunda kalabileceğini ifade eder. Acele edenlerin, uzun vadede istikrar sağlayamadıkları anlatılır.
- Tez giden çabuk yorulur: Bir işte acele eden gereğinden çok çaba sarf ettiği için çabuk yorulur.
- Tezlik işi bozar: Aceleyle yapılan işlerin genellikle hatalı ve eksik olduğunu ifade eder. İşin doğru ve kaliteli yapılabilmesi için yeterli zaman ayrılmalı, acele edilmemelidir.
- Uzak menzile yavaş gitmeli*: Zaman alacak işler aceleye getirilmemelidir.
- Yel gibi gelen, sel gibi gider: Aceleyle yapılan işlerin genellikle kalıcı ve dayanıklı olmadığını ifade eder. Hızlı ve düşüncesizce yapılan işler, uzun vadede başarısızlıkla sonuçlanabilir.
Acele ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Acele acele: Çabuk çabuk, hızlı hızlı: Yavrum ne oldu, böyle acele acele nereye koşuyorsun, diye sordu. (V. Akkaya)
- Acele etmek:
- Çabuk davranmak, ivmek: "Acele etmek şeytandandır", buyrulmuştur. Ancak hayırlı işlerde acele etmek de ayrıca emredilmiştir. (A. Ergül)
- Telaş etmek, sabırsızlanmak: Bayrama daha çok var, acele etmeye gerek yok.
- Acele posta: Özel ücreti olan ve alıcısına hızlı bir biçimde teslim edilen posta.
- Acelesi olmak: Hızlı hareket etme durumunda olmak: Her zaman acelesi vardı ve çoğu zaman işlere yetişemiyordu.
- Alelacele: Acele ile, çarçabuk, çabucak: Alelacele işe başlamanız lazım. (M. Öcal)
- Apar topar: Telaş ve acele ile: Bir telefon geldi apar topar gitti. (S. Özcan)
- İvedilikle: Acele olarak: Elindeki uğraştığın mevcut işi ivedilikle bırakıp mümkün olduğunca çabuk biçimde oradan uzaklaşman gerekiyor eğer tatlı canını biraz olsun seviyorsan. (P. Onat)
- İvmek: Acele etmek, çabuk davranmak: Ne denli ivmek gerekirse, o denli iyi çalışırdı.
- Palas pandıras: Toparlanmaya vakit bulamadan veya bırakmadan, alelacele, yaka paça: Gecenin bir vakti palas pandıras yola çıkmıştık.
Soru/Yorum Formu
»