(kimya) Bir maddenin, bir bileşiğe, bir karışıma giren ya da girmesi gereken belli miktarı, düze: Çimento dozu. Bir defada alınacak ilaç miktarı: İlacın dozu. (mecazi) Ölçü: Eleştirinin dozunu kaçırmak. Dozaj : Bir bileşiğe…
Eldekinden hoşnut olma durumu, yeterli görme, olanla yetinme; kanaat, tatmin eş anlamları: Kişinin yaşamdan beklentilerinin gerçekleştiği ölçüde edindiği hazdır yaşamsal doyum. (İlgili cümle kaynağı: Kamile Perçin Akgül) (Vücut iç…
Açlığı giderilmemiş. (kimya) Doyma noktasına ulaşmamış, halen çözme yeteneği olan (çözelti). Karbon atomları arasında çift ya da üçlü bağları olan (bileşik). Doymamış çözelti : İçerisinde çözebileceğinden daha az çözünen …
Tırtlık duygusunun yoğun yaşandığı yarışma "Ben bilmem eşim bilir" (İlker Ayrık) Tırt, işe yaramayan, boş (kimse) demektir. Tırt çıkmak ise (argo) umulanın altına kalmak, beklentileri karşılayamamak, hayal kırıklığı…
Doymak eylemi. (kimya) Bir çözücü içinde, belli sıcaklık ve basınç altında bir maddeden çözünebilecek en çok miktarın çözünmesi. Bir molekülde kimyasal bağ yapabilecek tüm elektronların bağlı bulunmaları. Bir asit ya da bazın t…
Doru at Kestane dorusu, yağız doru, hurma dorusu, açık doru gibi çeşitleri olan kızıl kahverengi renk. Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi siyah olan (at): Atları, at soylarını, renklerini, huylarını anlatan Musa Kazım Efendi …
Oda sıcaklığında katı durumda bulunan ve iç yağlarının eritilmesiyle elde edilen hayvansal katı yağ. (mecazi) Soğuk ve sevimsiz kimse. Don yağı gibi : (deyim) Konuşmayan, soğuk, put gibi duran insanlar için söylenir: Gözleri…
Türk Donanması Donanmak eylemi. Bir devletin deniz kuvvetleri, savaş gemileri: İki donanma karşılıklı ateşe başladı. Aynı amaçla kullanılan gemilerin bütünü: Ticaret donanması. Bayramlarda, sevinçli günlerde, ışık, bayrak,…
Don ve dona sözcükleri (Latince, İspanyolca) bay ve bayan anlamlarına gelen bir isim ön ekidir: Don Juan, manastırdan kaçırarak evlendiği karısı Dona Elvire'yi bir süre sonra yüz üstü bırakıp başka kadınlara gider. Karısının er…
Kabarcık. Bir bitkinin üzerinde bulunan ve ileride sap, çiçek veya yaprak verecek olan filiz, tomurcuk: Çiçek açar domur domur dal verir / Kimi uzar birbirine el verir / Kimi meyve verir kimi gül verir... Domur domur : Boncuk…
Duka, Venedik altını (İtalyanca) Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi. Bkz. Dük Eskiden bir çeşit Venedik altınına verilen ad. (tarih) Venedik ya da Cenova şehir devletlerinin seçimle işbaşına gelen yöneticilerinin en …
Dublör (sinema, TV) Yetenek isteyen, tehlikeli veya asıl oyuncunun oynamak istemediği sahnelerin çekiminde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapısı ve yüzü asıl oyuncuya çok benzeyen ya da benzetilen kimse. (tiyatro) Bir oyuncu…
2 soru/yorum
Deniz dubası Yük taşımak ya da köprü kurmak için kullanılan altı düz bir tür deniz aracı. Saçtan ya da ağaçtan dikdörtgen prizma ya da buna benzer biçimlerde yüzer araç. Denizde belli bir bölgeyi işaretlemek amacıyla deniz …
Dudak Ağzın, dışarıya doğru kıvrılan üst ve alt kenarlarından her biri. (mecazi) Üst kenar. (edebiyat) Divan edebiyatında: Abıhayat, şeker, yakut, lal.
Futbolda dripling antrenmanı Topla birlikte koşma; özellikle futbolda topu kısa vuruşlarla kontrollü bir şekilde ayağından çıkarmadan sürerek koşma, basketbolda topu zıplatarak koşma, top sürme: Bir takımın top kontrolü, o tak…
Süvari ve at arabası için son hızla koşturarak, son sürat gitmek: Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla / Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla. (İlgili beyit: Y. K. Beyatlı) (mecazi) Bir eylemi olabilecek en üst seviyede yap…
Dolmen Dolmen, tarihte dikey taşlar üzerine yatay düz bir taş konularak yapılmış prehistorik mezar ya da anıtlara verilen addır. Kelt dilinden gelen dolmen; (dol: masa) (men: taş) "taş masa" anlamına gelmektedir. Tür…
Doküman belge Doküman belge demektir. Dokümantasyon, düşünce ürünü olan bütün bilgileri toplama, sınıflama ve kolayca yararlanmaya sunulacak biçimde saklama işlemi; bilimsel haberleşmenin en büyük hız ve doğrulukla gerçekleş…
Dramaturji en genel anlamıyla dramatik kompozisyon sanatı ya da belirli bir performatif anlam üretmek niyetiyle dramatik malzemenin düzenlenmesine hizmet eden süreçlerin toplamı olarak tanımlanır. Dramaturji genel olarak oyun yaza…
Dramatik tiyatro oyunu (tiyatro) Genel olarak tiyatro ve oyun sanatı. Anlatım sanatlarının temel biçim ve yöntemlerinden birisi; duygusal isteklerin eylemlere dönüşmesiyle doğan çatışma ve çelişkiler temelinde, kendi içinde…
Dramaturg (tiyatro) dramaturji ile uğraşan kimse demektir. Türkiye'de genellikle repertuvarın hazırlanması, oyun seçimi ve oyun metninin edebi denetlenmesinde çalışan ve yönetmen, oyuncu ve oyun yazarlarına danışmanlık eden ki…
Tiyatroya uygun hale, oyun haline getirilmiş olan: Dönemin ünlü oyuncuları bu dramatize yapımları seslendirir, ünlü tiyatrocular yönetirdi. (İlgili cümle kaynağı: Ayfer Tunç) Abartılarak acıklı ya da heyecan verici duruma sokulmuş…
Çikolata kaplı drajeler Üzeri şekerli bir maddeyle kaplanmış hap. Şekerle ya da çikolatayla kaplanmış kuruyemiş (üzüm, badem, fındık vb.): Galata şekercileri, bugün Fransızca "draje" diye bilinen bu şekerlemeleri y…
Tercüman, çevirmen. (tarih) Özellikle devletler arası ilişkilerde kullanılan, çoğunlukla azınlıklardan gelen ve bir devlet görevlisi sayılan tercümanların Tanzimat dönemine kadar kullanılan yaygın adı. (tarih) Osmanlı İmparator…
Bir IEC reaktöründe iyonize döteryumdan yayılan kırmızı parlama Döteryum (kimya), ağır hidrojen olarak da bilinen, çekirdeğinde bir proton ve bir nötron bulunan, ve ağır suyun ayrıştırılmasıyla elde edilen bir hidrojen atomu i…
Yaklaşık 1000 metrekare (m 2 ) olan bir yer yüzeyi ölçüsü: Yüz dönüme yakın toprakları vardı. Dönmek işi. Tekrarlanan belli bir olayın son bulması ve yenisinin başlaması: Evlilik yıl dönümü. Gide gele yapılan işlerin her keresi …
Eski Türk evlerinde haremlikle selamlık arasında, duvarda bir açmaya yerleştirilerek erkeklerle kadınların karşılaşmasını önleyen, yemek vb. şeylerin alınıp verilmesini sağlayan dolap. Bayram yeri ve lunaparklarda eğlence için bin…
Geometride, kendi ekseni çevresinde dönmek biçiminde olan ya da bir eksen çevresinde döndürülerek elde edilmiş olan. Eş anlamı devrani. Dönel koni, bir dik üçgenin, kenarlarından biri çevresinde döndürülmesiyle elde edilir. Dönel…
dokuma: Dokuma kumaş Dokumak eylemi, tekstil Dokunmuş şey (kumaş), mensucat Dokuma, atkı ve çözgü ipliklerinin dikey açı yapacak şekilde, birbirinin altından, üstünden geçirilmesiyle ortaya çıkan düz yüzeyli üründür. Mind…
Biber dolması Dolmak eylemi: Deponun dolması bir saat sürer. Doldurularak yapılan: Dolma bahçe. İçine et, pirinç, soğan, baharat vb. şeyler doldurularak pişirilen yiyecek: Biber dolması. Dolma ile ilgili deyimler ve anlaml…
Gemilerin yük boşaltması için veya gemilerin yapımı ve tamirinde kullanılan havuz: Dok işçileri, bütün omurgayı kaplamış yosun, saz ve midyeleri temizliyorlar. (Z. Selimoğlu) Rıhtımlarda malların konması için inşa edilmiş ambarlar…
Ağırbaşlı, uslu: Ah, benim yiğit gönlüm / Dur, dölek tanımayan uslanmayan gönlüm. (D. Hızlan) Sakin, huzurlu: Gerçek sanat eri, yaptıklarının ölümsüzlüğüne inanan, bunun için de değerinin er geç anlaşılacağına güvenen, yarını döle…
1 soru/yorum
Döküm Dökülme zamanı: Yaprak dökümü. (teknik) Yüksek sıcaklıklarda eritilmiş madeni şeklini almasını istenilen kalıba döküp soğutma işi: Demir döküm. Bir şeyi ayrıntılarıyla anlatma, ortaya koyma: Hesap dökümü. Toplama: K…
Bir şey eğik ya da eğriyken doğru duruma gelmek: Su verince çiçekler doğruldu. (Oturan ya da yatan bir kimse için) Toparlanmak, dikelmek: Müdürü görünce doğruldu. (mecazi) Bir şey yanlışken düzelmek: Yanlışı düzeltince, iş doğru…