Çeşit çeşit, muhtelif, çeşitli, değişik değişik, türlü türlü: Haremi Hümayun ve sultan efendiler ikişer atlı arabaları ile akşama yakın gidip, türlü şekillerde, mütenevvi renklerde kandiller, fenerlerle donatılmış olan o vasi meydan…
Orantılı, oranlı, uygun, tutarlı: İnsanın çalışmaktan hoşlanması ve zevklenmesi için mesleğini kabiliyetlerine uygun ve kuvveti ile mütenasip olarak intihap etmiş olması lâzımdır (Afet). Burada herkes, şerefiyle mütenasip olarak, ke…
Birbirlerine çok karıştırılan "mütenakız" ve "mütenakıs" kelimelerinin anlamları, yazılışları ve örnek cümleler: Mütenakız : Birbirine uymayan, birbirine zıt olan, birbirini bozup nakzeden, aralarında tenakuz …
Mütemmim cüz Tamlayan, tamamlayan, bütünleyen, bütünleştirici: Eski Türklerde kadın tabu olmadığından ve bilakis erkeğin mütemmimi bulunduğundan, kadınsız hiç bir iş görülemezdi. Hükümdar emirnameleri yalnız "Hakan emred…
İstekli görünen, eğilimi olan, temayül eden, meyleden: Verdiğimiz teklifi kabul etmeye mütemayil bir vaziyetteydi (kelime ile ilgili cümle). Bu suretle ruhların müşterek duyguları mütecanis (özdeş) olan bu fertlerin aynı dini kabule…