Çalışma gücünden yoksun, kazancı olmayan yoksul kimselerin barındırıldığı toplumsal bir yardım kuruluşu, bakım yurdu, düşkünler yurdu: Bir adı da "Düşkünler babası"ydı. Bir fakirhane açtı. Orada, elden ayaktan düşmüş olan…
Fahte, alaturka müzikte, en çok beste, ilahi, özellikle peşrev formlarında kullanılan, 20 zamanlı ve 12 vuruşlu bir büyük usul demektir. Fahte-i kebir usulü fahte usulünün ikinci mertebesinden başka bir şey değildir. Asıl usul fa…
Bir şeyi gereği gibi anlamak, bilmek anlamına gelen fıkıh kökünden gelen fakih, İslamiyet'in dini, içtimai, medeni, hukuki ve siyasi bütün ameli hükümlerini şer'i delilleriyle birlikte bilen ve bu alanda söz sahibi olan kims…
Uçlu duruma gelmek. (argo) Vermek, geri vermek, ödemek: "Yıldızı parlayan genç yeteneklerin hevesini kıran muhterem, uçlan bakalım paraları," dedi. (İlgili cümle kaynağı: J. London) Sona ermek, bitmek: Başlanan uçlanır…