Gücenmiş, gönlü kırılmış, gücenmiş veya darılmış olmak: Olgunlukla karşıladıkları halde kendisine mesafeli yaklaşmaları gösteriyordu ki onlar da kırgındı. (S. Ezgü) Kırgınlık : Kırgın olma durumu: "Belki sana karşı bir kızg…
Kırlaşmaya başlamış olmak, kır düşmeye başlamak, gri renge bürünmek: Kırçıl saçları alnına doğru uzanırken gözlerinin içi gülüyor, yarı açık dudaklarından bir Serhad Türküsü etrafa yayılıyordu. (B. Büyükarkın) Kırçıl olmak (kırçı…
Kırağı, çiy (çiğ) Soğuk havalarda, havadaki su buharının sabahları toprak ve bitkiler üzerinde donması sonucu görülen donmuş çiğ (çiy). Şehir merkezlerinde otomobil camlarında oluşan buğu veya buzlanma. Daha çok kışın sisli ha…
Kırba Eskiden sakaların (su satıcılarının), içine su doldurup omuzlarına asarak taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış (yaklaşık 25 litrelik) su kabı: Atlı veya yaya olan arka sakalar suyu sebilden eve kırba adı verilen…
Elmas pırlanta karat ölçüleri Elmas (pırlanta), zümrüt gibi değerli taşların tartısında kullanılan 200 mg (0,2 gram)'lık ağırlık ölçüsü. Eski ağırlık ölçülerinden miskalin yirmi dörtte biridir. Kuyumcular kullanımda kolayl…
Kıraç arazi Verimsiz, susuz, bitek olmayan, kurak arazi (toprak). Kıraç tarla arazisi; toprak derinliği az, genellikle eğimi fazla ve sulama olanağı bulunmayan arazi olarak tanımlanmaktadır. Tarımsal potansiyeli çok düşüktür. …
Kıraathane Eskiden müşterilerin okumaları için gazete ve dergi bulunduran genişçe, temiz ve iyi döşenmiş, okuma salonu niteliğinde kahvehane, günümüzde ise genel olarak halk dilinde çay kahve içilip oyun oynanan yer, kahve: Gü…
(Arapça) Okuma, sürekli ve düzgün okuma. Okuma kitabı. (din) Kuran'ı Kerimi tecvit kurallarına uygun olarak okuma. Harflerin çıkış yeri, sıfatı, uzun veya kısalığı, genişlik veya darlığı, birleştirme ve ayırma, kalın ve inc…
Kır manzarası Beyazla az siyahın karışmasından oluşan renk, kül rengi: Kır saç. Kent dışı, çoğu boş, yeşillik ve geniş yer anlamında olup (ad ve sıfat tamlamalarında ve bileşik adlarda) tarım, toprak, köy ve köylülük anlamla…