Yüce Divan - Divanı Ali Bakanları, Yargıtay, Danıştay üyelerini ve Cumhuriyet Başsavcısını, görevlerinden doğacak suçlardan ötürü yargılamak için Yargıtay'la Danıştay üyelerinden kurulan olağanüstü mahkeme, yüce divan. (tar…
Divane (Farsça) Kaçık, deli: Bırakın onu divanenin tekidir. Divane olmak : Aklı başından gitmek. (Bir şeyin) Divanesi olmak : O şeye pek düşkün olmak. Divanelik : Kaçıklık, delilik, deli işi: Bunun yaptığına divanelik denir.
Bir divan şairinin tam bir divan oluşturmayan şiirlerini topladığı yapıt, küçük divan: İyi bir şair olmasına rağmen ancak bir divançe oluşturacak kadar az sayıda şiiri olan Abdülbaki Vecdi'nin Divançesi çok okunmuştur. Sadece İs…
Divan (tarih) Yüksek aşamalı devlet adamlarının oluşturduğu büyük meclis. (edebiyat) Divan şairlerinin şiirlerini belirli bir sıraya göre dizip oluşturdukları yapıt. Divanlarda kasideler (kasaid), gazeller (gazeliyat) vb. n…
Lif lif ya da çok küçük parçalara ayırmak: Pişmiş tavuk etini diderek pilavın üzerine bir güzel yaydıktan sonra... Yün, pamuk gibi lifli şeyleri tel tel ayırarak kabartmak: Ditme işleminde, yün - yapağı el ile birbirinden tellerin…
Dişleme : Mimarlıkta diş diş yapılmış bezek. Dişlemek : Isırmak, bir şeyin bir parçasını ısırıp koparmak: Fareler bütün yiyecekleri dişlemişler. (örnek cümle) Dişlenmek : Dişlemek işine konu olmak. (mecazi) Sakınılır, dediğini …
Bitki ve hayvanların erkeğince döllenecek biçimde oluşmuş cinsi: Dişi kedi. Kadın. Kadına özgü. Kopça, çıtçıt, elektrik fişi, anahtar gibi girintili ve çıkıntılı olmak üzere iki çeşidi bulanan ve birbirine kenetlenebilen şeyleri…
Divan-ı Hümayun İslam devletlerinde ve Osmanlı Devletinde ilk önceleri hükümdarın daha sonra veziriazamın başkanlığında toplanarak devlet işlerine bakan kurul, divan. Divanı Hümayun Üyeleri Sadrazam (Veziriazam) Kubbe ve…
Dişbudak ağacı Dişbudak, zeytingillerden, kışın yaprağını döken, bazı türleri her dem yeşil kalan, kerestesi sert ve değerli olan, 30 metreye kadar boylanabilen, parklarda süs bitkisi olarak yetiştirilen bir ağaç türüdür. Ya…
Dikroik aynalar Dikroik : (fizik) Dikroizm gösteren, dikroizmle ilgili. Dikroizm : Bazı maddelerde görülen, iki ayrı gözlem yönüne göre iki ayrı renge bürünme özelliği. Turmalin ve daha başka kristallerde görülen, bir düz…
Birine karşı sert bir tavırla ters bir davranışta bulunmak, kafa tutmak, efelenmek, dayılanmak: Efe yürüyüşü, diklenerek gösterişli bir biçimde yürümeye denir. Efelenmenin anlamı boyun eğmemek, efelik ise, karşı koyma, korkusuzluk, …
Dijital binary (ikili) sistem Bir ölçümü, zamanı veya ölçülebilen herhangi bir şeyi sayılarla bildiren, sayısal: Dijital saat. İkili sayma düzenini kullanan, sayıları yalnızca "sıfır" ve "bir" sayılarıyla…
Eskiden, halkın İstanbul'da yaşayan yabancılara özellikle Fransızlara verdiği bir ad: Kırım Muharebesinden sonra umumiyetle Frenklere de "didon" denilmeye başlanmış ve bilahare sakalı, tavrı ve kıyafeti Frenk'e be…
Distribütör Dağıtıcı. Genellikle ithal edilen bir malın ithal edildiği ülkedeki dağıtıcısı ve garanti vereni. Benzinle işleyen araçlarda, silindirlerin bujilerini ateşlemek için gerekli sırayla akım dağıtan aygıt. Distri…
Dispanser Ayakta tedavi edilebilecek hastaların muayene, tıbbi müdahale ve tedavi ihtiyaçlarının ve ilaçlarının parasız ya da az bir ücretle karşılandığı yer, sağlık ocağı. Türkiye'de devlet tarafından açılan dispanserler…
1 soru/yorum
Diskalifiye olmak Etmek ve olmak yardımcı eylemleriyle kullanılan diskalifiye sözcüğü sporda yarış dışı bırakmak (bırakılmak) veya yenik saymak (sayılmak) anlamlarında kullanılır: Mektuptaki bilgiye göre Verona'daki yarışt…
Disiplin kurulu Yasa ve düzenin toplumda sıkıca sayılır, dikkate alınır olması niteliği, sıkı düzen, düzence: Okul disiplini. Bilim kolu.
Karşılıklı birbirini hırpalamak, itişip kakışmak: İnsanlarla didişmeyiniz. Zira didişmek çirkinlikleri ortaya çıkarır, güzellikleri ise örter. (Hadisi Şerif) (Biriyle veya bir şeyle) Uğraşıp çekişmek, mücadele etmek: Onunla didişm…
Öğretici: Didaktik şiirler, belli bir düşünceyi kazandırmak veya belli bir konuda nasihat vermek, bir ahlak dersi çıkarmak amacıyla öğretici şekilde kaleme alınan, duygu yönü az olan şiirlerdir. Öğretim yöntemlerini konu alan bili…
Dergah Dini tarikatlarda dervişlerin zikir ve ibadet ettikleri, içinde dinin ve tarikatın gerektirdiği şekilde yaşadıkları yer, tekke: Dergah kelimesinin, kapı, eşik, kapı yeri, sığınılacak yer, makam, tekke gibi anlamları va…
Dirimselcilik (felsefe) yaşam olaylarını, fiziksel kimyasal yasalar dışında özel bir yaşama gücüyle açıklayan öğreti. Dirimsel : Dirimle ilgili ya da dirime bağlı olan, hayati. Dirimselci : Dirimselcilik yanlısı: Dirimselciler …
Canlılarda, bireyin ve türün korunmasını, üremesini ve gelişmesini sağlayan organların işler durumda bulunması, yaşama, yaşam. Eş anlamı hayat. Dirim konisi : (botanik) Bitkilerin kök ve gövdelerinin, bir sünger dokudan oluşan v…
Dirgen diren Harman yaparken ekin saplarını yaymaya, toplamaya veya samanlıkta ot atmaya ve savurmaya yarayan uzun, ağaçtan veya metalden yapılmış çatal biçiminde tarım aracı. Ekip biçme işi olan her ailede en az bir kaç tane …
Belli bir bölgede, ülkede ya da kıtada yetişen hayvanların hepsi, hayvan varlığı, fauna: Bununla birlikte direy örtüsü çeşitli nedenlerle yavaş yavaş tükeniyor; tarım alanlarının genişletilmesi, hayvancılık, kentleşme, avcılık ve b…
(halk dilinde) Bir işe, düşünceye ya da isteğe, hiçbir engelden yılmayarak, sonuna kadar bağlı kalmak, bir işi sonuna kadar götürmek, sebat etmek: İnat kertesine varan direşme ve güçlülüğü, abartmaya olan eğilimi, keyfine göre dav…