Yüzleşme, yüz yüze gelme, karşısında olarak: Sizler vakit vakit nefsinizle muvacehe yapın, ancak zaruret halinde biz fakir kıtmire tahriren ...
Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş, vakıf olmuş: Yüce Allah'tan başkası gayba muttali olamaz, bilemez. (Y. S. Kıran) Muttali olmak ...
Mutluluk Mutluluk çok göreceli bir kavram olmasına rağmen genel olarak insanın içinde bulunmuş olduğu maddi ve manevi hallerden razı ...
İtaat eden, boyun eğen, uyan, tabi olan (kimse): Her kim ki muti olur Yüce Allah'a ve Resülullah (sav) Hazretlerine; o muti olanlar o ki...
Mutfak Bir yapının yemek hazırlamak için kullanılan ve yemek yapma işinde gerekli çeşitli gıda malzemesi ve pişirme araç ve gereçleri...
Özenilmiş, özenli bir biçimde yapılmış, itinalı: Mithat gelmeden mutena bir sofra hazırladım. (İlgili cümle kaynağı: Perihan Karayel) Seçk...
Dairelerde, iş yerlerinde bazı para işlerine bakan görevli: Mutemet, içinde fabrika işçilerinin 15 bin doları biraz aşan haftalığı bulunan ...
Bir dine inanan ve dinine bağlı olan, itikat eden, itikadı sağlam, inançlı, imanlı, mümin, dindar: Samih derviş-nihad, aşık, ehl-i dil, yür...