Yüzleşme, yüz yüze gelme, karşısında olarak: Sizler vakit vakit nefsinizle muvacehe yapın, ancak zaruret halinde biz fakir kıtmire tahriren müracaat edin... (İlgili cümle kaynağı: İsmail Hakkı Altuntaş) Muvacehesinde: Bir durum …
Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş, vakıf olmuş: Yüce Allah'tan başkası gayba muttali olamaz, bilemez. (Y. S. Kıran) Muttali olmak : Bir durumdan haberi olmak, bir durum üzerine bilgi edinmek: Keşf, perdenin açılması ve yük…
Mutluluk Mutluluk çok göreceli bir kavram olmasına rağmen genel olarak insanın içinde bulunmuş olduğu maddi ve manevi hallerden razı olduğunda meydana gelen duygudur. Gerçekleşen şeylerin istediği şeylerle örtüşme durumudur.…
İtaat eden, boyun eğen, uyan, tabi olan (kimse): Her kim ki muti olur Yüce Allah'a ve Resülullah (sav) Hazretlerine; o muti olanlar o kimselerdir ki, Allahü Teala onları nimetlendirmiştir (Nisa Suresi 69. Ayet). Emre muti, namus…
Mutfak Bir yapının yemek hazırlamak için kullanılan ve yemek yapma işinde gerekli çeşitli gıda malzemesi ve pişirme araç ve gereçlerinin bulunduğu odası: Günümüzde mutfak, yiyeceklerin hazırlandığı, yendiği, depolandığı, yiye…
Özenilmiş, özenli bir biçimde yapılmış, itinalı: Mithat gelmeden mutena bir sofra hazırladım. (İlgili cümle kaynağı: Perihan Karayel) Seçkin, önemli: İslam matematik tarihi, bilim tarihi içinde mutena bir yere sahiptir. (İrfan Yıl…
Dairelerde, iş yerlerinde bazı para işlerine bakan görevli: Mutemet, içinde fabrika işçilerinin 15 bin doları biraz aşan haftalığı bulunan iki metal kutu taşıyordu... (Sevil Atasoy) Kendisine inanılıp güvenilen, itimat edilen kims…
Bir dine inanan ve dinine bağlı olan, itikat eden, itikadı sağlam, inançlı, imanlı, mümin, dindar: Samih derviş-nihad, aşık, ehl-i dil, yüreği yanık, mutekit bir zattı (A. Celepoğlu). Zira o Muhiddin-i Arabi'nin dediği gibi &qu…