Çarpım Tablosu Çarpım tablosu, genellikle 1'den 10'a kadar olan sayıların birbirleriyle olan çarpım sonuçlarını gösteren sayısal bir çizelgedir. Eş anlamı kerrat cetvelidir.
3 soru/yorum
Erkek cüzdanı Genellikle üstte taşınacak paraların konduğu, iki ya da daha çok gözü olan, cebe sığacak büyüklükte deri çanta: Evet her zamankinden eyvallah dedi, cüzdanından parayı çıkartıp uzattı. (B. Aksu) Bir kimsenin kimliğini…
Tahta çıkma, hükümdarlık tahtına oturma. Cülus bahşişi : (tarih) Osmanlı padişahlarının tahta çıktıkları zaman askere, ulemaya ve memurlara dağıttıkları para. Cülusiye. Cülus merasimi : (tarih) Osmanlı devletinde padişahın…
(dil bilim) Bir durumu, yargıyı, olguyu bildirmek üzere genellikle özne, tümleç ve yüklem adı verilen öğelerden oluşan sözcük dizisi, tümce. Bir bütün oluşturan parçaların topu, dizge: Cümlesi gelsin, ne yazar. Bütün hep, herkes.…
Cunta - Şili askeri darbesi Hükümet darbesiyle yönetime el koyan asker ve sivil kimselerden oluşmuş kurul: Cuntacı. (mecazi) Bir topluluk içinde çıkar ve amaç birliği olan, etkinliklerini kulis vb. yollarla sürdüren, resmi …
Topluca ve takımıyla, tam takım olarak, hep beraber, ilgili olanların tümü anlamlarında kullanılır: Bu fasıl bittikten sonra anne, büyükanne, sütanne, kısaca evin bütün kadınları cümbür cemaat çarşıya gider, okula başlayacak çocuk v…
Çapari köstekli Çapari (çaparı) uzunca misinası üzerine, yem görevi yapan beyaz kuş tüyü takılı çok sayıda kısa köstekli iğne dizilmiş oltadır. Çapari iğnelerine sahici yem takılmaz. İğnenin palasına balıkçıl kuşu yahut tekir …
Soğanın cücüğü Tomurcuk, filiz. Marul, soğan gibi şeylerin en içteki bölümü: —Soğanın sadece cücüğünü yerim. Ya sen?... —Bırakmadın ki bana bir şey, yedin bütün cücükleri! (B. Oğuz) Bir şeyin küçüğü: Cücük kadar bir şeydi. …
(müzik) Alaturka müzikte on zamanlı, hızlı bir usul. (tiyatro) Geleneksel Türk tiyatrosunda, danslı, sözsüz, seyirlik oyun türü. Bir toplantıda her kafadan bir ses çıkmasından oluşan bağrışma, kargaşa ve gürültü. Curcuna tepm…
(eskiden) Atlı haberci, ulak, postacı: Boz atlı bir çapar geldi. (sıfat) Benekli, alacalı, abraş: Çapar at. Derisi, kılları ve gözleri, boya maddesi yokluğundan ak olan insan ya da hayvan, akşın. (denizcilik) Takadan büyük, ba…
Çapa Bel ya da kazmayla kazılmış toprağın iri topaklarını çapayla parçalayıp kabartmak. Sebzelerin, pamuk, tütün vb. yıllık bitkilerin aralarında biten otları temizlemek ve toprağı yumuşatıp havalandırmak için çapayla kazmak…
Cönk (M. S. Koz koleksiyonu) (edebiyat) Genellikle saz ve tekke şairlerinin şiirlerinin derlendiği, içinde yazarının meslek ve ilgisi gereği başka yararlı bilgi ve notlar da bulunan, uzunlamasına açılan defter; dana dili, sı…
Çaput kilim Eskimiş bez parçası, paçavra: Eski bir çaput olmuş umutları / Bir ağaca bağlamışlar / Hiç isyan etmemişler / Sadece ağlamışlar... (R. Soruklu) Kimi bölgelerde bez, el bezi: İlyas belinden çıkardığı keten çaput pa…
Cübbe Önceleri sadece din adamlarının, sonraları hukukçuların ve üniversitede belirli bir aşamaya ulaşmış bilim adamlarının da elbise üstüne giydikleri uzun, yenleri geniş, düğmesiz giysi. Cübbe gibi : Çok geniş ve uzun (gi…
Cümbüş Eğlenti, hareket, neşe: O vakit büyük bir kalabalık bir araya geliyor, limana iniyor ve orada rıhtımların üzerinde cümbüş başlıyordu. (İlgili cümle kaynağı: R. Ateş) (müzik) Göğüs tahtası deriden bir zarla kaplı, göv…
İçinde "cins" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları: Cins cinse benzer (soydur çeker) : Her canlıda, kendi soyunun özellikleri görülür. Cins horoz yumurtada öter : Çocuğun (ya da kişinin) soyluluğu ve değeri daha be…
Jokey Jokey, yarış atlarına binip onları koşturmayı bilen ve bunu iş edinen, fiziksel yapısı ve yetenekleri bu amaca uygun olan kimse, at sürücüsü demektir. Jokey, ücret mukabili koşularda ata binen kişilerdir. Bunların, usull…
Hacıyatmaz Yere nasıl bırakılırsa bırakılsın, dibinde bulunan ağırlık dolayısıyla hep dik bir duruma gelen oyuncak. (mecazi) Çıkarları için, güç durumlarda kişiliğinden fedakarlık ederek kendini çabucak toparlamayı beceren kim…
Büğlü (si bemol) Bakırdan, perdeli ya da pistonlu, verdiği seslere göre küçük büğlü (mi bemol) , soprano büğlü (si bemol) , alto büğlü (bir oktav pest mi bemol) ve bariton büğlü (bir oktav pest si bemol) olmak üzere başlıca dört …
(edebiyat) Şiirde, anlamları ayrı, söylenişleri aynı olan sözcükleri uyak olarak; şiirde ve düz yazıda cümle içinde birbirine yakın yerlerde kullanma sanatı, ündeş. Birden çok anlamı olan bir sözcüğü, iyi anlamını kullanır görüne…