Ekmekle birlikte yenilen, çoğunlukla peynir, zeytin, helva vb. yiyecek. Katıksız: Katığı olmayan. Yabancı bir şeyle karışmamış, arı, katışıksız. Katık baha: (tarih) Osmanlılarda, asker, subay ve memurlara, bir yerde konak…
Krome katgüt Katgüt, ameliyat yerlerinin dikilmesinde kullanılan, doku içinde bir müddet sonra eriyip kendiliğinden kaybolan, koyun, keçi, sığır gibi kimi hayvanların bağırsaklarının duvarlarında bulunan doğal liflerden hazırlanan …
Kesmek, bölmek, biçmek: Fakat İngilizler dahi bizim şark alemi ile olan irtibatımızı katetmek istiyorlar ve bu suretle hayatı mevcudiyetimize de suikast etmek istiyorlar. (İlgili cümle kaynağı: K. Atatürk) Yol almak, ilerlemek: İs…
Aynı çeşitten nesneler, insanlar, kavramlar sınıfı. (mantık) Bir konuya yükletilebilen sıfatların oluşturdukları nicelik, nitelik, bağıntı, kiplik gibi en geniş cinslerden her biri, ulam. Kategorik: Kuşkuya yer bırakmayacak …
Birbiri ardına sıralanmış taşıt dizisi, konvoy: Otomobil katarı. Lokomotifle vagonların oluşturdukları dizi, tren: Bugün beş katar kalkacak. Katar ağaları : (tarih) Yeniçeri ocağının yedi büyük ağasına verilen ad. Katar kata…