Bir yana eğme, bir yana çevirme, bir tarafa yatırma, meylettirme: Arkadaşımı bu fikre imale edemedim. (edebiyat) Aruz ölçüsünde kısa okunması gerekirken ölçüye uydurmak için bir heceyi uzun okuma, kısa (açık) heceden uzun (kapalı…
Bir ham maddeyi işleyerek mal üretme, işleyerek yapma, işleme: Demirden mamul araba parçaları, çeşitli nal, kağnı tekerleri, deriden mamul ayakkabı, bakırdan ve diğer madenlerden yapılan kılıç, kap kaçak, bıçak-kaşık üzerine kazına…
İmalat sanayi İmalat, bulundukları şekliyle toplumun pek işine yaramayan ham maddelerin ve yarı mamullerin makine ve iş gücüyle işlenerek her türlü malın elde edilmesi faaliyeti, üretim. İmalat genellikle büyük ölçekli ya da f…
Açıkça söylemeden dolaylı olarak anlatma, üstü örtülü olarak belirtme: Aşk, satır aralarımda gizlenmişti ve belki bir imadan ibaretti. Hem, imadan ötesini bilmiyorduk ki (İ. Saymaz). Ona sır saklayamadığı imasında bulunduğum için bi…
Anlamlı iz ya da davranış, anlam yükletilen şey, bellik, iz. İşaret, nişan, eser, alamet olabilecek eş anlamları. (dil.) Bir başka şeyin yerini alabilecek nitelikte olduğundan kendi dışında bir şey gösteren öğe; özel olarak dilse…
Kayırma, (bir tarafı) tutmak. Gerekli bulma ya da sayma. (tarih) Osmanlı devletinde, mülkiyeti ve tasarrufu devlete ait bazı kaynakların gelirin, bu geliri devlete toptan ödetip daha sonra kendisi tahsil etmek üzere bir kimseye …