Kertmek işine konu olmak (çentik açılmak, kenarına kertik açılmak, kalın ve derin bir çizik atmak): Öyle pek çok bir zarar olmadı; kapı biraz kertilmiş ve birkaç yer çizilmişti (İlgili cümle kaynağı: P. Tuğlacı) Böbürlenmek, kibir…
Tahta üzerinde kerte, kertik. Oyularak açılmış iz veya küçük yarık, kertilmiş yer, kerte: Tekerlek saatin çarklarıyla birlikte dönerken her yarım saatte bir kertik gelince teller makineyi işletecek... (Ö. F. Reca) Kertilmiş …
Çentik açmak, çentmek, bir şeyin kenarına kertik (iz) yapmak, bir yere oyuklar açıp, çizikler, tırtıklar ve yarıklar oluşturmak: Oğuzlar'da, kılıçla yeri kertmek bir ant işaretiydi: "Falan işi yapmazsam kılıcıma doğranayım…
Kerteriz (denizcilik) Bir yerin pusula kertelerine göre bulunduğu yön; kuzeyden başlayarak saat ibresi yönünde ölçülen bir açıyla tanımlanmak üzere, bir doğrultunun bir başka doğrultuya göre yönü. Balıkçıların denizde sığlı…
Kertenkele (zooloji) Kertenkeleler alt takımına ve bu alt takımı oluşturan familyalara giren sürüngen hayvanlara verilen genel addır. Uzunca ve yuvarlakça olan vücutlarının üzeri pullu veya pürtüklüdür. Çoğunlukla dört ayakl…
1 soru/yorum