Uyanık, tetikte, gözü açık, sak: Görevimizin bir yanı olanca ciddiyet ve süratle birleşmek, güçlenmek ve her türlü kötü gelişmeye karşı müte...
Meydana gelmiş, ileri gelmiş, dolayısıyla, ötürü: Şaşkınlıktan mütevellit dağılmış dimağını toplayamadığı için bir kaç saniye suskun kalmışt...
2 soru/yorum
Bir vakfın yönetimi kendisine verilmiş olan kimse. Vakfiyedeki şartlara ve şer'i hükümlere göre vakfın işlerini idare etmek üzere tayin...
Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Yüce Allah'a bırakan, tevekkül eden, O'na güvenen, itimat eden: De ki: Allah b...
Kuruntulu, evhamlı, vehimli: Tevehhüm edene mütevehhim, tevehhüm ettiği şeye mütevehhem derler... (M. R. Efendi). Esasen yaradılıştan mütev...
Ölmüş, vefat etmiş kimse. Müslüman olmayan kimseleri ölümünden sonra anarken kullanılan saygı sözü. Vefat eden Müslümanlar için müteveffa ...
Yönelik, yönelen, yönelmiş, tevcih etmiş: Gözüm Kabe'ye müteveccih kendinden geçmiş birisine takıldı... Birine yakınlık ve sevgi duyan...
Birbirlerine çok karıştırılan "mütevazı" ve "mütevazi" kelimelerinin anlamları, yazılışları ve örnek cümleler. Müteva...
Art arda gelen, üst üste olan, ara vermeden devam eden, peş peşe, ardışık: Fransız Cumhuriyetinin, Türkiye'yi harbe sokmak yolundaki bu ...
Olması, gerçekleşmesi bir şeye bağlı olan, bağlı: Bu alemin bütün aksamı birbirine muzaf, birbirine mütevakkıftır (Ö. N. Bilmen). Her nami ...
Teşekkür eden, teşekkür borcu olan, minnettar: Ancak kişi kendini düzelttikten sonra içinde bulunduğu kötü durumun önemini kavrar ve kendin...