Kaloma, demir atmış bir teknede zincirin ya da halatın su içinde kalan bölümü: Kaloma, demirli bir geminin denizde bulunan zincirinin uzunluğudur. Salınacak kaloma miktarı denizin derinliğine ve kaloma cinsine göre değişir. Genel ol…
Her şeyde kusur bulup beğenmemek, çok zor beğenmek, aşırı titizlik göstermek. Saçları dökülüp, dazlak bir hal almak: Alnından yukarısı dazlamış başının arkasındaki saçları gür, kumral, belki biraz kıvırcık, dalgalıydı. (İlgili cüml…
"Ne" sözcüğü ile başlayan deyimler ve anlamları İçinde "ne" kelimesi geçen deyimler, kalıp sözler, açıklamaları ve örnek cümleler: Ne akla hizmet (Ne akla hizmet ediyor?) : Akılla bağdaştırılamayan, akıl erd…
Optik form Görmeyle ilgili, görmeye değin. Fizik biliminin ışık, ışığın kaynağı ve yayılması, ışığın oluşturduğu etkiler ve buna bağlı diğer olgularının inceleyen kolu. Optik ile ilgili birleşik kelimeler ve anlamları …
Bakan ve elçilerden başlayıp devlet başkanlarına kadar yabancı devlet adamlarına seslenirken ya da onlardan söz edilirken kullanılan onur unvanı: Yerine oturdu: "Güle güle, Ekselans Baron Frederik. Umarım yolculuğunuz rahat ge…
Balyoz Balyoz, kazık çakmak, büyük taşları kırmak, duvar yıkmak gibi işlerde kullanılan uzunca saplı, çok iri ve ağır çekiç, varyos: Bütün günü o balyozla geçiyor. Nerede ele gelmez, kıpırdamaz ağır taşlar varsa kırıyor. (İlgi…
Anne dayağı Bir insanı ya da bir hayvanı dövmek işi, sopa, patak, kötek: Öyle deyip geçmeyin, anne dayağı da sanat eseridir. Aşka dahildir. (Ö. Altıntaş). Anne dayağı dayakların en güzeliydi. Bir şey devrilmesin diye destek …
Çelme takmak Birini yere düşürmek için adım atacağı ayağının önüne ayak uzatma: Birden ayağına takılan bir çelmeyle tepe üstü yere düştü. (Y. Kemal) Çelmek eylemi (yolundan çevirmek, engel olmak): Türlü tertipler, çelmeler y…