![]() |
Ev |
- Yalnız bir ailenin oturabileceği büyüklükte yapılmış yapı.
- Bir kimsenin ya da ailenin içinde yaşadığı yer, konut.
- İçinde bir iş görülen ya da kimi zaman belirli bir amaçla kullanılan yer.
- (mecazi) Aile: Evine çok bağlı bir insandır.
- (fizik) Elektronvoltun simgesi (eV).
İlgili birleşik kelimeler
- Ev ekonomisi: Beslenme, giyim, bütçe, çocuk bakımı gibi şeylerin düzenlenmesi, ev yönetimi, ev idaresi.
- Ev gailesi: Evin maddi, manevi yükü.
- Ev işi: Evdekilerin ev içindeki gereksinmelerini sağlayan çalışma.
- Ev kadını (hanımı): Yalnız ev işleriyle uğraşan ve bunu iyi yapan kadın.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "ev" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Ev sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi: (deyiminin anlamı) Malı mülkü yüzünden üzülmemek ya da malı mülküyle övünmemek gerektiğini anlatır.
- Evde kalmak: (Kız için) Çağı geçtiği halde evlenememek.
- Eve hırsız girdikten sonra kapıya kilit takmak: Zarar gördükten sonra önlem almak.
- Evinin kadını olmak: (Kadın) Evine, kocasına bağlı ve bunlarla ilgili işleri başarır nitelikte olmak.
- Evlere şenlik (Evlerden ırak): (halk dilinde) Ölüm ya da kötü bir durumdan söz edilirken dinleyenlerin aynı durumla karşılaşmamalarını dilemek için söylenir: Evlere şenlik, güya cenaze var gibi bir hal. (A. Mithat Efendi)
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "ev" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Ev alanla evlenene Allah (c.c.) yardım eder: (atasözünün anlamı) Allah ve diğer herkes, ev alana ve evlenene kolaylık gösterir, çünkü bunlar hayırlı işlerdir.
- Ev alma komşu al: İyi komşular evden daha önemlidir.
- Evdeki hesap (pazar) çarşıya uymaz: Yapacağımız iş için hazırladığımız plan, uygulama sırasında, önceden düşündüğümüz gibi gerçekleşmeyebilir.
Soru/Yorum Gönder