Dayak nedir ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Çocuğuna dayak atan bir anne
Anne dayağı
  1. Bir insanı ya da bir hayvanı dövmek işi, sopa, patak, kötek: Öyle deyip geçmeyin, anne dayağı da sanat eseridir. Aşka dahildir. (Ö. Altıntaş). Anne dayağı dayakların en güzeliydi.
  2. Bir şey devrilmesin diye destek olarak kullanılan ahşaptan veya madenden uzun gereç: Çürüğe dayak olma, yıkılır üstüne (Atasözü). Sokak kapısını kapadı, arkasına dayak vurdu... Dallar taşımıyor artık meyveleri dayak vurmak lazım.
  3. Kağnı ve dört tekerlekli arabalarda oku yukarıda tutmaya yarayan ağaç destek.
  4. (teknik) Üzerine, onarılacak ya da tamamlanacak bir parçanın yerleştirildiği, dikine oturtulmuş tahta parçası.


Büyük bir ağacın kalın bir dalını alttan desteklemek için dayanmış kalın bir ahşap dayak
Ağaca dayanmış bir dayak
  • Dayak olmak: Destek olmak: Yetimlere yoksullara dayak ol / Sahavete, yahşiliğe ortak ol (M. Eröz)
  • Dayak vurmak (dikmek): Bir yapının yıkılabilir durumda olan kısmını desteklerle (dayaklarla) tutturmak: Duvara dayak vurmazsak yıkılacak.
  • Dayak yastığı: (Mimaride) Baskıyı daha geniş bir alana yaymak için bir dayağın altına yerleştirilen düz ve kalınca tahta.


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "dayak" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler

  • Dayak arsızı: (deyiminin anlamı) Dayak yemeye alışmış, artık dayağa aldırış etmez olmuş kimseler için söylenir: Çocuğun kara gözlerinin ince bir buğuyla örtülmek üzere olduğunu görünce Gazanfer'in belli belirsiz içi sızladı. "Dayak arsızı yaptık çocuğu..." diye mırıldandı. (A. Tunç)
  • Dayak atmak: Dövmek, sopa ile dövmek: "İte köpeğe mi karışacaksın?" dedi ve bir güzel dayak attı. (H. Erdemir)
  • Dayak çekmek: Dövmek, dayak atmak: Suçüstü yakaladığından bir temiz dayak çekmiş. (K. Bilbaşar)
  • Dayak delisi: Çok dövülen kimse: Gerekirse onu dayak delisi yapar yine öğrenirim arkadaşının yerini. (T. Çetin)
  • Dayak düşkünü (düşmanı): Dövülecek hareketlerde bulunmayı alışkanlık duruma getirmiş olan, dayak yemekten hoşlanan: Artık kadın nasıl dayak düşkünü olmuş ki, o aygır neslinden gelme kocası bile, dayak atmaktan bitmiş, tükenmiş de karısına eski ilgisini gösteremez olmuş (A. Nesin).
  • Dayak kaçkını: Dayağı hak etmiş kimse: Recep'e doğru yumruklar uzanıyordu: — Seni dayak kaçkını seni! (R. Enis)
  • Dayak yemek: Dövülmek: Gidip kocalarını aldılar. Sopalarla geldiler. Bir güzel dayak yedik. Arabaya zor bindik. (N. Tavlaş)
  • Dayak yoksulu: Terbiyeye muhtaç, terbiye olunmamış, cezaya müstahak: Hergelenin teki, dayak yoksulu... (A. M. Dıranas). Yine her tarafı alt üst ediyorsun, dayak yoksulu şimdi hakkından geleceğim.
  • Dayağa idmanlı olmak: Dayak yemeye alışmış olmak: Tokatlara ara sıra şiddetli tekmeler de karışıyordu... Bereket versin ki, genç boksör; dayağa ezelden idmanlıydı. Yoksa mutlaka yüzü, gözü, dağılır, yere düşüp bayılırdı. (R. N. Güntekin)
  • Dayağı basmak: Dövmek, vurmak: Kız kardeşinin sokakta oğlanlarla konuştuğu söylentisi gelmiş Kasım'ın kulağına. Dayağı basmış kız kardeşine. (G. Vassaf)


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "dayak (dövmek, kötek)" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları

  • Dayak cennetten çıkmadır: (atasözünün anlamı) Öğüdün işe yaramadığı bazı istisna durumlarda, dayağın etkin bir eğitim yolu olduğu anlamında kullanılır.
  • Dayak etten, söz kemikten geçer: Söz ve nasihatin dayaktan daha etkili olduğunu anlatır.
  • Dayak isteyen keçi çobanın değneğine sürünür: Rahat durmayıp ona buna sataşarak kendine bela arayan, dayak düşkünü kişiler için söylenmiş bir atasözü.
  • Çok dövme arsız olur, aç bırakma hırsız olur: Terbiye dozunda yapılmalıdır ve dayak gerekliyse uygulanmalıdır; aksi takdirde hiçbir işe yaramaz hatta ters teper.
  • Çok söz yüzsüz, çok dayak arsız yapar: Aşırı terbiye, disiplin ve dayaktan istenen sonuç alınamaz.
  • Eşek dövme ile at olmaz: Dayağın her zaman çare olmadığını anlatan söz.
  • Hocanın (öğretmenin) vurduğu yerde gül biter: "Hocalar genellikle haklı oldukları ve kötüden uzaklaştırıp iyiye yaklaştırmak istedikleri için dövmeleri de yerindedir" anlamında bir söz.
  • Kısmetsiz dayak bile yenmez: Her şey de olduğu gibi dayağın bile hak edilmeden yenilemeyeceğini anlatır.
  • Kızını (oğlunu) dövmeyen dizini döver: İnsanın, çocuklarını büyürken gerekli terbiyeyi mutlaka bir şekilde vermeleri gerektiğini yoksa ileride pişman olacakları ve ebeveynlerini de üzebilecek şeyler yapabileceğini anlatır.
  • Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir: Terbiyenin önce söz ve nasihat ile yapılmasını, nasihatten anlamayanın azarlanmasını, bundan da anlamayanın artık dayak yemeyi hak ettiğini anlatan söz.
  • Söz kalır, dayak izi geçer: Eğer söz söylemek işe yarayacaksa sözün dayaktan uzun vadede daha etkili olacağını anlatır.
( 0 soru/yorum )