Balta nedir ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Ahşap saplı çift ağızlı balta
Balta
Ağaç kesmeye, odun yarmaya yarayan, ağaç saplı, keskin ağızlı demir araç. Eskiden taştan tunçtan, demirden, çeşitli biçimlerde yapılan balta, ateşli silahlardan önce savaş aracı olarak da kullanılırdı. Örnek cümleler: Bir ağaç altında oduncu balta ile odun yarmaktadır (E. Sarı). Balta vurmadan ağaç yontulur mu? (R. N. Güntekin). Ormandan balta sesleri geliyordu.


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "balta" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Balta (Baltayı) asmak:
    1. (mecazi) Birinden bir şeyi zorbaca, ısrarla veya direnerek istemek: "Yahu, sen benim düşeceğimi bildin, elbette öleceğimi de bilirsin bana haber ver" diye herife balta asmış... Ve bu, varıp zenginin kapısına balta asmış, kovmuşlar, gitmemiş... (Seyreyle Dünyayı)
    2. (tarih) Yeniçerilerin para almak maksadıyla, yapılmakta olan binalara veya limana giren gemilere bir balta asmaları; haraç kesmek.
  • Balta girmemiş (değmemiş, görmemiş): İçinden hiç ağaç kesilmemiş, sık ve gür (orman, koru): İşte burası gerçek bir balta girmemiş ormandı... Gözünün alabildiği her yer ağaç, her yer orman... Hayatımda ilk kez böyle bir yer görüyordum, ağaçlardan için daralıyor, nefes alamıyorsun ve yürünebilecek, daracık da olsa, herhangi bir yol yoktu! (M. Leyla)
  • Balta ile yontulmuş: İncelikten haberi olmayan, çok kaba (kimse): Kaba saba bir şeydi kocası. Baltayla yontulmuş gibi. (M. Başaran)
  • (Birine) Balta olmak: (argo) Direnerek bir şey istemek, zamanlı zamansız tedirgin etmek, musallat olmak, üzerine düşmek, asılmak: O günden sonra, kıza balta oluyor. Her gün peşini kolluyor. İlân-ı aşklar, aşkını ilan etmeler... (R. Sanay). Paralarını mı yemiş, aldatmış mı, başkalarına mı yüz vermiş veya bunlar mı ona balta oluyor, yolmak istiyorlardı, karışık bir iş... (R. H. Karay)
  • Balta vurmak: Balta ile kesmek, parçalamak: İki odayı ayıran duvara balta ile vurdu ve bir delik açtı. (M. Karnas)
  • Baltadan kurtulmak: Kesilmemek: O halde etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? (H. E. Adıvar)
  • Baltası kütükten çıkmak: Bir engelden, bir sıkıntıdan kurtulmak, çıkmazdaki bir işini yoluna koymak: İşi iyi. Para derdi de yok. Baltası kütükten çıkmış! (M. A. Kaleoğlu). "Baltası kütükten çıkmışsa bu Osmanlı bizi temizler," diyor. (Papirüs)
  • Baltayı taşa vurmak (çalmak): (deyiminin anlamı)
    1. İş umduğu gibi olmamak, içinden çıkılamaz zor bir duruma düşmek: İsmail ölen eşine sürekli dayak attığından bu eşine de öyle davranacağını zannetmiş, ancak baltayı taşa vurmuştu. İsmail, Şaha'ya vurunca, o da İsmail'e vurmuştu (A. K. Karslı). Fakat işler hiç de umduğu gibi gitmemiş, deyim yerindeyse baltayı taşa vurmuştu. (M. Atilla)
    2. Birine, istemeden üzecek bir söz söylemek, pot kırmak, çam devirmek, gaf yapmak: Hoşgörülü danışman birden sustu. Feci bir pot kırmış, baltayı taşa vurmuştu (E. Atasü). Birden sessizleşmişlerdi. Kemal baltayı taşa vurmuştu. Utandı. Özür diledi. Leyla hemen, "nereden bilebilirdiniz canım hadi başka bir şey iste, deyip..." (O. Yeşiltuna)
  • Başına balta kesilmek (olmak): Sürekli istemek, ısrar etmek, inat etmek: Geçen gün tanıştık, bir asılış asıldı, bütün gece dans edelim, diye başıma balta oldu. (Akıl Çağı)
  • Bıyığını balta kesmez olmak: Kimseden korkusu olmamak: Öyle ki bunlar 18-20 yaşlarına geldikleri zaman sağlam birer mümin, mükemmel birer asker olurlardı ve bunlardan, dünyaya parmak ısıttıran bıyığını balta kesmez, bileği bükülmez yeniçeri yiğidi vücut bulurdu. (Y. Bahadıroğlu)
  • Bir baltaya sap olamamak: Belli bir iş sahibi olamamak: Subay olan yaşıt okul arkadaşlarım yarbay; hukukçu olanlar yargıç, savcı, avukat; işadamı olanlar neredeyse milyoner; kimileri mimar, kimileri devlet kurumlarında yönetici olmuşlar, ben ise hala bir baltaya sap olamamıştım. (M. Ofluoğlu)


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "balta" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Balta değmedik ağaç olmaz (balta görmedik orman olmaz): (atasözünün anlamı) Başından acı bir olay geçmemiş, zarar görmemiş kimse yoktur.
  • Balta değmedik ağaç, yıkılmadık dam olmaz: Her şeyin bir sonu var, hiçbir şey baki kalmaz...
  • Balta sapı uzun olur, şamatası güzün olur: Ağaç kesmek, odun yarmak işlerinde kullanılan balta en çok sonbaharda kullanılır (?).
  • Balta sapını yonamaz: Kişi, kendisinin yapamayacağı işleri için başkasının yardımına ihtiyaç duyar.
  • Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş: İnsana en yakını bile kötülük edebilir.
  • Balcının var bal tası, oduncunun var baltası: Her işin kendine özgü aracı vardır.
( 0 soru/yorum )