- Izdırap ve acı çeken.
Aynı dertten muzdarip olanlar acılarıyla dertlendiler. - Üzüntülü.
Nureddin Hoca çeşitli izahlar getirmeye çalıştı ise de Şehzade Yavuz'un muzdarip ve sıkıntılı olduğu her halinden belliydi. (İlgili cümle kaynağı: İsmail Uzun) - Bir şeyden rahatsız, şikayetçi.
Herkes bundan muzdarip.
- Muzdarip etmek: Acı çektirmek, üzmek.
- Muzdarip olmak: Acı çekmek.
(Muzdarip kelimesi çoğu kez "müzdarip, mustarip, müstarip" olarak kullanılsa da doğru yazılışı TDK'ya göre "muzdarip" şeklindedir.)